En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

Müslüman sol geliyor



OH be!

NİHAYET, "Müslüman eşittir sağcıdır" paradigması esaslı bir darbe yiyecek.

Nihayet, "Bir Müslümanın solcu olması, sağcı olmasından evladır" anlayışı siyaset dünyasında yankı bulacak.

Çünkü...

Yılların CHP’lisi Ertuğrul Günay ile yılların İslamcısı Mehmet Bekaroğlu el ele verip, bir "Müslüman sol" hareket başlatıyor!

Sakın yanlış anlaşılmasın...

Bu hareket, Şanar Yurdatapan’ın "Kızıl"ı, Abdurrahman Dilipak’ın "Yeşil"i temsil ettiği o "İkili hareket"e hiç mi hiç benzemiyor.

Yani...

Biri, "Ben solcu ve tanrıtanımazım ama pekala Abdurrahman’la oturup konuşabiliyorum", diğeri ise, "Ben İslamcıyım ama Şanar’ın şarabına karışmıyorum" tarzı mesajlar vermiyor.

Günay ile Bekaroğlu ikilisinin farkı şurada:

İkisi de "Biz solcuyuz" diyor.

İkisi de "Biz Müslüman’ız" diyor. Hatta...

Bekaroğlu, hem Müslüman olup, hem de solcu olunabileceğinin teorik çerçevesini çizerken, Ertuğrul Günay, hem solcu olup hem de Müslüman kalınabileceğinin teorik çerçevesini çizmekle meşgul. Yani...

Birinin "Müslüman" tarafı, diğerinin "Sol" tarafı temsil ettiği bir hareket değil bu...

Söz konusu olan "Farklı gibi görünen iki anlayışı" bir potada eritmiş iki siyasetçinin buluşması...

***

Günay ve Bekaroğlu ile geçtiğimiz günlerde kahvaltıda buluştuk.

İkisi de heyecanlı ama temkinliydi.

Hemen bir siyasi parti oluşumuna gitmek yerine, bu yeni anlayışın nasıl bir yankı uyandıracağını görmek için zemin yoklaması yapma kararı almışlar.

Bu doğrultuda çeşitli kesimlerle buluşup tartışıyorlarmış.

"Müslüman solcu" anlayışının, siyasete yansımasının anahtar kavramlarını şöyle sıralıyorlar:

"Eşitlik, adalet, özgürlük."

Bu üç temel kavramın İslam ile sol arasındaki hedef birliğini temsil ettiğini düşünüyorlar.

Ardından da ekliyorlar:

"Ne CHP solcu, ne AKP İslamcı... Bu iki parti de eşitlik, adalet ve özgürlük konusunda samimi ve ısrarcı değil."

Bekaroğlu Che’den, Ertuğrul Günay Ali Şeriati’den söz ediyor.

Ve her ikisi de "Türkiye’de sol sağdır, sağ soldur" diyen İdris Küçükömer Hoca’yı rahmet ve minnetle anıyor.

Şaşırtmayan Baykal

HUYUM kurusun...

Ne zaman Genelkurmay Başkanı iktidara yüklense, benim gözüm hemen Deniz Baykal’a çevrilir.

Umutsuzca ve umarsızca merak ederim, "Ne diyecek acaba?" diye... Ve Baykal beni hiç şaşırtmaz.

Hükümetin limanlar konusunda attığı adıma Genelkurmay Başkanı tepki gösterince, ben her zaman olduğu gibi gözümü Baykal’a çevirdim. Ve yine hiç şaşırmadım.

Çünkü Baykal, her zamanki gibi, "Yaşasın! Asker vuruyor, hükümet sıkışıyor ve kaos çıkıyor!" havasındaydı. Ve bana bir kez daha Baykal’dan umut kesmek düştü.

Çünkü...

Bir kez daha anladım ki...

Baykal, "Hem hükümete karşı en sert muhalefeti yapmak, hem de sivil siyasetin alanının daraltılmasına itiraz etmek" şeklinde bir formülü işletecek yürekliliği gösterebilecek çapta bir politikacı değildir.

Bir kez daha anladım ki...

Baykal, "Durun Paşalar! Ben hükümetle hesaplaşırım. Bu benim işim" tavrını koyabilecek cesarete sahip değildir.

Bir kez daha anladım ki...

Baykal, "Ne demek devlet politikasından sapma? Ben iktidara gelince kendi başıma karar alamayacak mıyım" cümlesini bile kurmaktan acizdir.

Şovlar arasında

MAKİNA: Okan Bayülgen, televizyonda tempo ile gerilimin sahici kıvamını yakalamış bir isim. Hakkı Devrim’in orada bir köşede oturması da kuşaklar arası iletişim açısından harika bir imkan sunuyor. "Medya Arkası", radikal bir anti medya tutum sergilemese de hiç yoktan iyi. Tek itirazım, son zamanlarda skeçlerin iyiden iyiye TRT dönemi parodilerine benzemesinedir.

BEYAZ ŞOV: Kasmayan bir okul kantini gibidir Beyaz’ın şovu. Beyaz, hiç bitmeyecek bir ergenliğin içindedir ve bu açıdan hayli sempatiktir. Yalakalık yapmak ile sorulması gerekeni sormak. İşte bu ikisinin arasında bir yerdedir Beyaz ve bu müthiş dengeyi sağlamak da az bir şey değildir.

STÜDYO 4X4: Eski dostum Şoray kendini biraz daha salsa, Seray Sever biraz daha kendisi olsa, Savaş Ay "sosyal içerik katma" huyundan vazgeçse... Ali Atıf Bir’siz bile daha iyi olacak gibi görünüyor.

SON ÜTÜCÜ: Yapılmak istenenler ile yapılanlar arasında bir uyumsuzluk var. Armağan bir tempo tutturmak istiyor, olmuyor. Armağan daha şehirli olmak istiyor, varoş havası yakasını bırakmıyor. Armağan daha "fırlama" olmak istiyor, sürekli dilini tutuyor. Yani daha iyi olabilir gibi geliyor bana.



Bu yazı 875 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,438 µs