Güler Kömürcü
0 0 0000
Hedef hükümet mi?
10 gün kaybolma hakkımı kullandım (korsan ruhum çeşitli Avrupa limanlarındaydı) ve huzurlarınızdayım işte ey kıymetlim okur.
Çok sıkıntılı-üzücü bir hafta geride bırakıldı vatanda. Peki, olan biten sizi şaşırtıyor mu? Stratejik mantıkla gelecek öngörüsü yaptığımda beni şaşırtmıyor, ince bir plan aşama aşama hayata geçiriliyor çünkü, birileri kaos istiyor ve bu planı yapanların zekası Kraliçe Maria Antuanet'in boynunu kesen giyotinden daha keskin.
19 Mayıs Gençlik Bayramı zemin seçiliyor, oyuncuların özellikleri özenle masa başında kurgulanmış, sembol anlatımlar kullanılıyor, en küçük detay dahi hesaplanmış, sorarım size bu usta oyunun gerçek yönetmeni kimdir? Unutmayın ki yönetmenler asla sahneye çıkmaz, sahnede-ekranda görülen bilerek ya da bilmeden kullanılanlardır, daha açık konuşmama gerek var mı?
Hatırlayın 1 yıl öncesinden size duyurmuştum; 'Mart 2006 itibarıyla Türkler çıldırmaya pardon çıldırtılmaya başlanacak, toplumsal olaylar, etnik zeminde kışkırtmaların terörize eylemlere dönüşmesi derken şiddetli kaotik bir ortam yaşanacak ve kaosun ardından da sokakta kavga edenleri (laik-anti-laik ve Kürtçü-Türkçü diye karşı karşıya getirilen tarafları) 'büyük abiler' barış adına masaya oturtacak, kavga edip masaya oturanlarda karşılıklı taviz verip el sıkışacak, o tavizler ne olacak, işte size uzman sorusu.
Şu anda serviste olan böyle bir kritik-tehlikeli plan, Türkiye'nin en değerli-güvenilir kurumlarının itibarlarına da -infaz- yapılıyor, yürütme-yargı-asker ve de sivil insiyatifin eli zayıflatılmak isteniyor, üzerlerinde tehdit algıları oluşturuluyor, getirilmek istenen son nokta ise -federatif yapıya sıcak bakan bir Türkiye'ye hazırlıktır- evet, büyük abinin bölgesel planlarına karşı koymayacak, federatif yapıya sıcak bakan bir Türkiye'ye hazırlıktır bunlar. DİKKAT: Bu hedefe karşı çıkması muhtelif vatandaki herkes zayıf düşürülüp-bir biçimde etkisiz hale getirilecek.
Hükümet ne acı ki bu son olanları sadece -kendine yapılmış bir komplo- olarak görüyor, Başbakan yaptığı bu analizle beni hayal kırıklığına uğrattı; 'Erdoğan, Danıştay'daki saldırı sonrası,'Halkın haklı reaksiyonu sürekli olmalı, herkes tarafından takip edilmeli' diyen Genelkurmay Başkanı Özkök'e sert tepkisini sürdürdü. Erdoğan 'Şahsen Sayın Genelkurmay Başkanı'nın bu açıklamasını şık bulmadım. O tür bir ifade çok yanlış bir ifadedir' dedi. Ama, Genelkurmay Başkanı'nın demek istediği asla Erdoğan'ın sunduğu gibi değildi ki, Özkök, hükümeti-sivili tek vücut gibi milli duyarlılığa çağırdı, hepsi bu.
Bu olanlar kesinlikle HÜKÜMETİ HEDEFLEYEN bir operasyon değildir, hedef HEPİMİZİZ. Akıl tutulması yaşamayalım, psikolojik harp içindeyiz ve sıcak harbe süreklenmek isteniyoruz.
Tamam, biraz da gözden kaçan önemli bir başka gündem maddesine zoom yapalım, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez geçtiğimiz hafta Fransa'da, Dışişleri ve Ermeni lobisinin önemli isimleriyle bir araya geldi, malum Fransızlar -Ermeni soykırım iddialarına dair- bizim aleyhimize çok kritik bir yasayı oylamayı son anda kabul etmediler ancak bu yakında başka ciddi sorunların kapıda olmadığını da göstermiyor, Çömez diyor ki;
'Gerçek Türkiye'de zannedildiği gibi değil. Yani yasanın gündemden kalktığı doğru değil. Sosyalistler büyük ihtimalle, önümüzdeki yasama yılında tekrar bu tekliflerini kabul ettirebilecek şekilde gündeme getirecekler. Öncelikle geleceği iyi okumak zorundayız. Fransa'da ulusalcılık akımları gittikçe güç kazanıyor. Önümüzdeki yıl yapılacak olan seçimlerde Sarkozy'nin Cumhurbaşkanı olması sürpriz olmamalı. En yakın çalışma arkadaşlarından Ermeni kökenli milletvekili Deveciyan'ın da bu durumda İçişleri Bakanı veya çok etkin bir konumda olması yüksek ihtimal.
O halde burnumuzun dibine bakmaktan vazgeçmeli ve yeni açılımlar sağlamalıyız; Türk siyasetçiler, gerek Fransa'da bulunan Ermeni siyasetçilerle, gerekse Ermenistanlı siyasetçilerle temaslar kurmalı. İki toplum arasında kültürel ve sosyal projeler, ziyaretler yapılmalı. İki tarafın birbirini anlaması için daha fazla çaba harcanmalı, önyargıdan uzak yaklaşımlar sergilenmeli. Geleceği görerek adım atılması gerekiyor, rahmetli Türkeş de aynı görüşte olmalı ki, pek çok diaspora Ermeni'siyle bizzat kendisi temas kurdu, artık yarın planları yapalım, bazı gerçeklerin beklemeye tahammülü yoktur.'
Çömez'e aynen katılıyorum, eğer siz kendi kaderinizi tayin edemez, yapmanız gerekeni zamanında yapamazsanız, tabiat boşluklardan nefret eder ve boşlukları birileri doldurur. Doldurtmayacağız değil mi ey vatansever okur?
Bu yazı 739 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
29 Haziran 2007
‘İnsan tanrı’ yaratma planı devrede
-
22 Mayıs 2007
2 yıl sonra yeni seçim beklentisi...
-
15 Mayıs 2007
22 Temmuz’da seçim olmayabilir-mi?
-
8 Mayıs 2007
‘AKP kapatılabilir’
-
20 Nisan 2007
Her an her şeyin dengesi değişebilir...
-
12 Nisan 2007
Köşk yolundaki meçhul hesaplara bakalım
-
5 Nisan 2007
"5 yılda 7 ülke ele geçirilecek"
-
13 Mart 2007
Andıç... Dosya savaşlarında sırada ne var?
-
8 Mart 2007
Eylem senaryoları...
-
20 Şubat 2007
Gül, Kürt liderlerle hafta sonu görüştü mü?!
-
13 Şubat 2007
Evet, derin devlet vardır...
-
8 Şubat 2007
‘Kürt devleti Türkiye himayesinde kurulacak’
-
2 Şubat 2007
Acil müdahale...
-
1 Şubat 2007
Şifre; Serhildan mı?
-
30 Ocak 2007
Çok özel bilgiler ...
-
26 Ocak 2007
Perde arkasındaki gerçekler farklı mı?
-
25 Ocak 2007
‘ABD’nin Karadeniz Projesi’ ve de suikastların şifresi
-
29 Aralık 2006
Washington Büyük Locası Türk'e emanet
-
15 Aralık 2006
Asker baharda K. Irak'a girerse ne olur?
-
7 Aralık 2006
AKP'li Edibe Hanım ve de TAŞYAPI...
Yorumlar
+ Yorum Ekle