En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Tesettür faciası değil ‘Ertuğrul Faciası...’



Hayır, bildiğimiz ‘Ertuğrul Fırkateyni’nden söz etmiyorum... Hani Sultan Abdulhamid tarafından ‘iyi niyet’ çerçevesinde Japonya İmparatoru’na gönderilen, 11 aylık zahmetli yolculuktan sonra Serendrip adası açıklarında batan gemi...

Tarihe ‘Ertuğrul Faciası’ olarak geçen kazada bir rivayete göre çoğu üst düzey memur 500’ün üzerinde Osmanlı vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Kurtulanların sayısı da, bir rivayete göre 69, bir rivayete göre 70... Geminin kaptanı ‘Kaptan Ali Paşa’nın şair Can Yücel’in dedesi olduğunu ekleyelim de tam olsun.

Bakmayın ‘bildiğimiz Ertuğrul Fırkateyni’ dediğime, kimselerin bir şey bildiği yok; adam ismini ‘entelektüel’e çıkarmış ama ne ‘teslis’le ‘tevhid’ arasındaki farkı biliyor, ne de ‘harem’in esasında ‘mahrem’ (anlayacakları dilden söylersek ‘özel hayat’) demek olduğunu çözebiliyor.

Konu ne?

Bir süre önce, çok satışlı gazetelerimizden birinde ‘Tesettür Faciası’ başlıklı bir haber çıktı.

Bu bir ‘irtica haberi’ydi ve hem habere konu olan hastane, hem haberde geçen tesettürlü doktorlar, hem de olmayan tesettürlü doktorlara göz yuman Sağlık Bakanlığı dayak yiyordu.

Dayaktan dolaylı olarak Başbakan, hükümet ve böyle bir hükümeti başımıza sardıran halk da nasibini alıyordu.

Haberin altında ‘güvenilir’ bir ismin imzası vardı.

Hani, aşevi ve pastane imalathanesi baskınları yapan, sterilizasyon gereği gittiği yerlerde ‘bone’yle karşılanan ünlü gazeteci...

Gazeteciye bir şey demiyorum, görevini yapmıştır, hastane kayıtlarındaki sıhhat derecesi tartışmalı bir raporu kamuoyuna faş etmiştir. İyi de etmiştir.

Fakat, haberin işleniş biçimi biraz şeydi...

Nasıl derler, biraz tuhaftı...

İddiaya göre, testislerinden arızalı bir hasta hastaneye başvuruyor, tedavi için röntgen çekilmesi gerekmektedir, röntgenci doktorlar bayan ve aynı zamanda ‘tesettürlü’ oldukları için röntgen çekilemiyor, dolayısıyla hastamız kısır kalıyor.

Madem yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimi çevresinde bazı ‘çıktı haberler’e ihtiyaç var, al sana çok yönlü, çok işlevli, çok amaçlı bir ‘irtica haberi.’

Gelgelelim, haberin yalan olduğu, daha doğrusu masa başı çalışmasıyla hafiften manipüle edildiği ortaya çıktı.

Gazete, tesettürlü doktorların muhtemelen günah olduğu gerekçesiyle röntgen çekmeye yanaşmadıklarını öne sürüyor ama ortada tesettürlü doktor yok. Üstelik, ‘olmayan tesettürlü doktorlar’ daha önce yüzlerce testis röntgeni çekmişler; bunu da Yeni Şafak refikimiz belgeleriyle ortaya koydu.

Bir de doktor var...

Bu doktor, bir rivayete göre hastayı özel muayenehanesine çekmek için mahsustan tedaviyi savsaklamış, ihmalinin ortaya çıkacağından korktuğu için de uyduruk bir rapor yazarak (olmayan tesettürlü doktorları suçlayan bir rapor yazarak) hastanın dosyasına koydurmuş.

İşin ilginç tarafı şu: Röntgen çekmemekle suçlanan ‘olmayan tesettürlü doktorlar’ o gün nöbetçi değillermiş.

Dahası da var: Başhekim böyle bir şeyden haberi olmadığını söylüyor. Raporu yazan (dolayısıyla tedaviyi savsaklayan) doktor kah gazetenin haberini yalanlıyor, kah bu haberi çürütenleri suçluyor....

İrticacı doktorların kısır bıraktığı hasta ise, ‘Olay gazetenin yazdığı gibi değil, benim testislerim üzerinden irtica kampanyası yürütmesinler’ diyor.

Ben işin içinden çıkamadım.

Sadece şu kadarını anlayabildim: Ortada bir olay var ama, olayın ne irticayla, ne de olmayan tesettürlü doktorlarla ilgisi var.

Biraz yukarıda ‘Ertuğrul Faciası’ndan söz etmiştim.

Fazla da bir şey söylemek istemiyorum. Arkadaşımız, ‘teslis’ten ‘testis’e güzel bir geçiş yaptı. Hayırlısı diyorum...




Bu yazı 694 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,644 µs