En Sıcak Konular

Kemal Sayar


Kemal Sayar
0 0 0000

Kalbin sebepleri



Kalbin bilgeliği hatırlamaktır. Kaybedileni, unutulanı, görmezden gelineni  hatırlamak. Oysa günümüzde  meleklerle bağ kuramayan bir akıl, kalbi susturuyor. Ve insan, ıstırabı nasıl hissedeceğini ve başkalarının ıstırabı karşısında ne hissedeceğini bilemez bir uyuşma halinde.
Günün birinde Avrupalı bir dilenci Blida’da bir Arap kahvesine girmiş. Oradaki Müslümanlar’ dan birisi ona para vermiş. Arkadaşı ‘’ Allah’ın bu sadakayı dikkate alacağını düşünüyor musun ‘’ diye sormuş. Sadakayı veren cevaplamış: ‘’Fakir bir adamın görüntüsünün altında kimin gizlenmiş olabileceğini asla bilemezsin.’’
Gecenin ilerleyen saatlerinde bu yazıyı yazıyorum. ‘’Tüccarların derin uykuya daldığı saatlerde gece hırsızları ortaya çıkar’’ demişti pirimiz Mevlana. Sadece gecenin karanlık sessizliğinde bilirim: Sevdiklerim bir bir ölecek ve bağlandığım her şey, açtığında solmaya yüz tutan bir gül gibi, bir bir solup kaybolacak. Yalnızlığın o derin anında, sadece benim olan o eşref saatinde anlarım: Aşk, başarı veya zafer, ötelerden çağrılmamı engellemiyor. Gün, geceden kalan son gölgeleri de ışığıyla yutarken acıyla fark ederim: Evden hala çok uzaktayım.
‘’ Göklerin, Yeryüzünün yaradılışında, gece ve gündüzün art arda gelişinde akıl sahipleri için işaretler vardır’’ diyor Kur’an. ‘’ Dileyin size verilecektir, arayın bulacaksınız, kapıyı çalın size açılacaktır’’ diyor İncil. Hayat, geçip gitmekte olana bir ses verme çabası. Bir su damlasının avucumuzdan kayıp gitmesi gibi kaybolup giderken hayat, ana şahitlik etmek. Güzelliğe şahitlik etmek. Döşeğimizde ölürken hatırlayacağımız belki bir köy pınarından kana kana içtiğimiz suyun ferahlığı olacak, bir kuşun sabah saatlerine yakın, bir şey anlatmak istiyormuşçasına, ısrarla şakıması. Belki de kainatın güzelliğini görmek için buradayız.
Belki de dünyaya ses vermek için buradayız. Bu dünyadayız çünkü ona bir ses vermek istiyoruz, ona tanıklık etmek, onu temaşa etmek ve onun adına konuşmak istiyoruz. Yıldızlı bir gecede gökyüzüne bakan Blaise Pascal, onun sınırsız uzayı ile ürpermişti. ‘’Kalbin, aklın bilemeyeceği sebepleri vardır’’ diyen bu dahinin, o devasa boşluk karşısında hissettiği endişe, modern bir durum. Göklerin sustuğu ve boşaldığı, karanlık, soğuk ve ıssız hale geldiği, meleklerin insanlara görünmediği yeni bir çağ. Müzikli kozmostan boş ve sınırsız evrene geçiş, Sadece gökler değil kalbin kendisi de boşalır, yani ki sevme yeteneğini yitirir. Kalbin bilgeliği hatırlamaktır. Oysa günümüzde meleklerle bağ kuramayan bir akıl, kalbi susturuyor. Ve insan, ıstırabı nasıl hissedeceğini ve başkalarının ıstırabı karşısında ne hissedeceğini bilemez bir uyuşma halinde. Kurtuluş, kalbe teslimiyette.
Belki insan hayatı bir ödevdir: Sizi dünyaya hizmet etmeye çağıran bir kadere cevap vermektir hayatın ödevi. Ruh bildiğinden daha fazlasıyla beslenmek ister, ulaşabildiğinden daha yücesi ile huzur bulmayı arzular. Belki de insan bir yetimdir. Kaybettiği kutsalın açlığıyla kıvranan bir yetim. Istıraba ve ölüme karşı uyuşmuş, acıyı ve ölümü hayattan kovmak isteyen, kutsalın günlük hayatta eksikliğine çoktan alışmış olan insan, sadece canını çok acıtan bir ölümle anlar bir uçurumun kenarı sıra yürüdüğünü. Ancak bir ‘uçurum anı’ ile silkinir ve kaybettiğimizin yasını tutmaya başlarız.
Son akıl insana kılavuzluk edemez. Böler, ayırır, çözümler. Bütünü göremez, yapısı gereği böler ve ayrıştırır. Oysa Wiiliam Chittick’in ifadeleriyle, ‘’İyi ve güzel mit olmadan algılanamaz ve mitik düşünme de aklın sınırlarının ötesindedir.’’ Akıl, tek başına iyinin ve kötünün ilkelerini sağlamaz. Akıl kendisinden yola çıkarak anlam sunamaz.
Kalbin olma ve bilme biçimlerine teslimiyetle insana ve tabiata merhamet etmeyi öğreneceğiz. ‘’ Git ve önce sev ‘’ diyor bilge şair Cami. ‘’ sonra gel ve sana yolu göstereyim. ‘’ Başka bir akil adam ‘’Şiir bize daha iyi nefes aldırır’’ demişti. Nefes hayattır, nefes ruhtur. Nefes alıp vermek dünya ile bir alış verişe girmektir. Belki de nefes almak, nefes vermek için buradayız.

 Kemal Sayar
 Aktüel



Bu yazı 684 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2007 Kalbin sebepleri

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,609 µs