En Sıcak Konular

Nuh Gönültaş


Nuh Gönültaş
0 0 0000

Birkaç iyi adam ve idam!



Rahmetli Başbakan Adnan Menderes'e idamdan önce prostat muayenesi yapıldığı haberi yeni değildi. Fakat Saddam'ın idamı vesilesi ile bir daha gündeme getirilince halkta sıcağı sıcağınaymış gibi bir etki bıraktı.


Adnan Menderes'i kurulan olağanüstü mahkemede yargılayan katillerin bazıları daha sonra yıllarca Anayasa Mahkemesi üyeliği bile yaptılar! Nedir Menderes'in idam edilmesi için işlediği suç? Menderes niçin idam edilmiştir? Gerekçesi nedir?

Adnan Menderes'in idamı Türk tarihindeki kara bir lekedir. Adnan Menderes'in idamından sonra ortaya çıkarılan "Darağacında beyaz elbise içinde üzerinde hüküm yazılı kağıt iliştirilmiş olan başbakan" portresi her zaman sivil siyasetçilerin üzerinde Demokles'in Kılıcı gibi dolaştı durdu. Bunun için olsa gerek bazı politikacılar ancak kelleyi koltuğa alarak işbaşına geçmiştir. Hatta Rahmetli Turgut Özal "Siyasetçinin iki gömleği vardır, biri bayramlık biri idamlık..." demiştir.

Gücünü milletten alan siyasetçiler hep bu korkuyu üzerlerinde hissetmiştir. Bu yüzden olmalı ki, Adnan Menderes'in darağacında sallanan fotoğrafları her vesile ile medya vasıtasıyla halka gösterilir. Ve diğerlerinin, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın... Bakanların idam fotoğrafları... Türkiye'deki idam cezaları tarihine bakarsak adi suçlar bir tarafa, karşımıza çok defa olağanüstü dönemlerde insanların kafalarının gittiğini görürüz!.

İstiklal Mahkemelerinde, Menemen Olaylarında... 1960 darbesinde, Talat Aydemir ve arkadaşlarının ayaklanmasında... 1972 Deniz Gezmişlerin idamında, 12 Eylül'den sonra bir sağdan bir soldan mantığı ile yapılan idamlarda... Hemen hemen bu idamların hepsi olağanüstü dönemlerdir ve bu dönemlerde adaletin adil işlediğini söyleyemeyiz. Olağanüstü dönemlerin olağanüstü şartlarında kurulan olağanüstü mahkemeler Türkiye'de bol bol idam kararı verdi ve bunlar uygulandı. Bu ülkede insanlar şapka giymediler diye idam edildi. Menemen olayları ile ilgili kurulan mahkeme o kadar olağandışı bir savaş mahkemesiydi ki, idam cezası alanlardan altısı çocuk yaştaydı!

Mahkemenin komutanı Mustafa Muğlalı'ydı. Muğlalı daha sonra Demokrat Parti döneminde Van'ın Özalp ilçesinde vatandaşları kurşuna dizmekte idama mahkum edildi! Ama idam edilmedi. Mahkeme o kadar olağanüstü ve rastgele idam kararı veriyordu ki, bir Yahudi vatandaş olan Hayimoğlu Jozef de "şeriat isterik" dediği gerekçesiyle idam edilmiştir. (3 Şubat 1931) Deniz Gezmişlerin idamı... "Ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum... Kahrolsun faşizm..." (6 Mayıs 1972) Sıkıyönetim mahkemesinde yargılandılar. "Önce Deniz çıktı sehpaya, ipi boynuna geçirmek istedi ancak başaramadı. Son sözlerinden sonra sandalyeyi tekmelemek istedi. Sandalye kendi etrafında 3 defa döndü ancak devrilmedi. Cellat ayağının altından çekti sandalyeyi. Ancak Deniz'in ayakları masaya değiyordu.

Savcının 'masayı da çek' diye bağırmasıyla cellat masayı da çekti. Deniz birkaç kez çırpındıktan sonra ipte ağır ağır dönmeye başladı. Uzun süre nabzının atmamasını bekledik. Cellat, vücudu ağır olduğu için biz çift ilmik yaptık, çift ilmikte can geç çıkar dedi. Ardından Yusuf'u ve sonra da Hüseyin'i getirdiler." Deniz Gezmiş'in infazını Yusuf Aslan'a, Yusuf Aslan'ın infazını da Hüseyin İnan'a seyrettirdiler. Bundan daha büyük işkence düşünebiliyor musunuz?

Erdal Eren... İdam edildiğinde 17 yaşındaydı. (13 Aralık 1980) Bir inzibat erini vurmakla suçlandı. Ancak avukatlarının şu açıklamaları oldukça ilginçtir: "Dava sürecinde, olay yerinde keşif yapılmadı. Erdal'ın yaşının belirlenmesi için kemik incelemesi istendi ancak yerine getirilmedi. Erdal Eren'le birlikte olay yerinde yakalanan 24 sanık tanık olarak dinlenmedi. 'kurşunun mesafesine ilişkin bir inceleme yapılmadı ve yakın mesafe atışlarında meydana gelen etteki yanığa açıklama getirilmedi, olay yerinde kullanıldığı iddia edilen silahlar ile askerlerin silahlarının balistik incelemesi yapılmadı, tanık olarak dinlenen askerlerin ifadeleri arasındaki çelişkiler giderilmedi. Erdal'ın üzerinde bulunduğu 3.5 metrelik yükseklik ile Önge'yi öldüren kurşunun giriş açısı ve yönünün çeliştiği dikkate alınmadı. Otopsinin Oktay Çetinsoy isimli bir stajyere yaptırıldığı söylendi. Ancak bu isimde birinin varlığı tespit edilemedi." (Yarın: Ülkücülerin bayrak ve Kuran ile idamları...)



Bu yazı 3,161 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 8 Temmuz 2012 Delikli demir ile mertlik arasındaki ilişki...
    • 5 Temmuz 2012 İki arada bir derede ölüm!
    • 28 Haziran 2012 Dessas-ı ehli dünyanın hafiyeleri veya satılık kalemler...
    • 26 Haziran 2012 Kılavuzu NATO olanın...
    • 17 Haziran 2012 Davet ile davete icabet...
    • 5 Haziran 2012 AK Parti celladına gülümserken...
    • 31 Mayıs 2012 Kürtaj emanete ihanettir!
    • 13 Mayıs 2012 28 Şubat dalgaları ve hükümetin kıyıları...
    • 26 Nisan 2012 CHP'nin tarihi en yumuşak yeri...
    • 24 Nisan 2012 Vatana ihanetin yasal dayanağı olur mu?
    • 19 Nisan 2012 Peki, AK Parti iktidarı bin yıl sürecek mi?
    • 17 Nisan 2012 Çevik Bir nefreti, Tayyip Erdoğan sevgisi...
    • 14 Nisan 2012 Adaletin rövanşı...
    • 8 Nisan 2012 İçimizdeki darbeciler yüzünden...
    • 29 Mart 2012 Gazete kapatmak çağ dışı bir çözümdür...
    • 22 Mart 2012 Talimatla akreditasyon olur fakat demokrasi olmaz...
    • 13 Mart 2012 Liderlik cesareti...
    • 8 Mart 2012 Stratfor ve WikiLeaks gazeteciliği!
    • 1 Mart 2012 Bu ülkede 28 Şubatlar bitmez!
    • 26 Şubat 2012 15 yıl sonra yeniden ''şubat soğuğu!''

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,047 µs