En Sıcak Konular

Ali Ünal


Ali Ünal
0 0 0000

Zor günler



Hrant Dink suikastı; ya da üslup için bir dönüm noktası  
  Hrant Dink'in öldürülmesi şu üç alternatiften biriyle açıklanabilir: Öldüren, ya sadece şahsı adına hareket etmiştir. Bu alternatif, benzeri hadiselerde her zaman için mümkün olmakla birlikte, cinayetin zamanı ve Türkiye'nin bu türden pek çok cinayete sahne olması sebebiyle en zayıf alternatif olarak görünüyor.
İkincisi, cinayet, Türkiye'de ve dünyada tırmandırılan Türk-Ermeni meselesini daha da tırmandırmak ve meselenin diyaspora Ermenileri içindeki fanatiklere bırakılmadan çözülmesi yanlısı olarak bilinen Sayın Dink gibi önemli bir simayı ortadan kaldırmak için işlenmiş olabilir. Bu ihtimal, birinciden daha kuvvetli olmakla birlikte, tek başına ve bu meselenin yıllardır en alevlendiği zamanlarda bile böyle bir cinayetin işlenmemiş olması gibi sebeplerle yine çok kuvvetli görünmüyor. Kanaatimce, Sayın Hrat Dink'in öldürülmesi, bölgemizde gelişen ve gittikçe hem Türkiye hem de bölgemiz için hassaslaşan hadiselerle birlikte değerlendirilmelidir.

Dünya, özellikle 19'uncu asırda milliyetçilik akımının yükselişine ve 20. asırda ulus devletlerin ortaya çıkışına sahne oldu. Bu tür akımlarda elbette insanlık çapındaki yönelişlerin etkisi olmakla birlikte, her zaman için belli kuvvetlerin onları yönlendirmediği de söylenemez. Nitekim, bir taraftan dünya daha 20'nci asrın başından itibaren küreselleşmeye doğru giderken, diğer taraftan paradoksal biçimde kıta imparatorluklarının yıkıldığını ve yerlerinde çok sayıda ulus devletlerin kurulduğunu, bundan da en fazla "Parçala yut!" politikası güden daha başka gevşek dokulu imparatorlukların ve "imparatorluk" halini alan büyük sermaye çevrelerinin faydalandığını gördük. 21. asrın başından itibaren dünya benzer bir sürece girdi. Tek merkezli dünya hegemonyasına oynayan Anglosakson-İsrail ittifakı, açık ki özellikle İslâm dünyasını etnik ve mezhep temelinde birbirine rakip, hattâ düşman daha küçük parçalara bölmeyi hedeflemektedir. Son olarak Bush'un, beklenenlerin aksine Irak'ı daha da şiddetin içine çekeceği açık olan bir karar alması bazılarını şaşkınlığa sevk etse de aslında baştan beri var olan söz konusu niyetin devam ettiğinin bir göstergesi, dolayısıyla asıl beklenmesi gereken bir hadiseydi. Çünkü, bölgeye sükûnet gelmesi hiçbir zaman istenmediği gibi, tam tersine bölgenin bir iç savaşa sürüklenmesi ve neticede bütünüyle zayıf düşmesi ve parçalanması istenmektedir. Hem bölge üzerinde daha kolay hakimiyet kurmak hem de İsrail'in güvenliğini, hattâ yayılma ve hakimiyet alanını daha da genişletmek için bundan daha elverişli bir yol olamaz. Bunun için de söz konusu planlara karşı çıkacağı belli olan ve elbette karşı çıkan, ama ne yazık ki yeni yeni uyanan Türkiye'de de mezhebî ve etnik ayrılıkların körükleneceği, öyle çok derin analizler gerektirmeyen apaçık bir gerçektir. Nasıl 20. asrın başlarında Arap karşıtlığı ve Türkçülük temelli milliyetçilik hareketleriyle birlikte Avrupa'nın sürekli üzerinde durduğu "azınlık hakları" ancak Osmanlı Devleti'nin dağılmasını ve yıkılmasını hızlandırmış, daha sonra da Türkiye'yi uzun yıllar İslâm dünyasından koparmışsa, aynı şekilde bugün de Türkiye içinde ulusalcı çıkışlar baştan beri bilerek veya bilmeyerek söz konusu hedefe hizmet ettiği gibi, zamansız bir şekilde etnik ve mezhebî hassasiyetleri ayrı kimlikler çerçevesinde sürekli gündeme taşıyıp gündemde tutmanın da, en azından şu merhalede aynı hedefin işine yaramayacağını söylemek zor olsa gerektir. Sünnî'si ve Alevî'siyle, Türk'ü, Kürt'ü, Ermeni'siyle bütün halkı Türkiye vatandaşları olarak kucaklamak gerekirken, bir yandan irtica fobisiyle Sünnî çoğunluğu küstürüp diğer yandan Alevîleri ayrı bir kimlik halinde onların karşısına çıkarmak, bir yandan ulusçuluk temelinde gayrı Türk unsurları küstürürken diğer yandan bu unsurları ayrı kimlikler halinde gündeme taşımak, neticede aynı noktada birleşecektir. Son zamanlarda bir yandan Orhan Pamuk'un ödüllendirilmesi, diğer yandan gerek Pamuk gerekse benzeri yazarlar hakkında davalar açılıp meselenin alevlendirilmesi ve nihayet Sayın Dink'in öldürülmesi, bir master plana bağlı olsun olmasın bir noktada buluşmuyor mu acaba?

Aklıselim, sağduyu ve samimiyet isteyen çok zor günlerden geçiyoruz.

Zaman



Bu yazı 832 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 22 Ocak 2007 Zor günler
    • 11 Eylül 2006 Hedefteki ülke hangisi?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,536 µs