En Sıcak Konular

Fikri Akyüz


Fikri Akyüz
0 0 0000

Fevzi Çakmak-Yaşar Büyükanıt farkı..



Diyelim ki gazetecisiniz ve Başbakan Tayyip Eroğan'a bir soru soruyorsunuz.. Diyorsunuz ki: “Sayın Başbakan, Kuzey Irak'taki Kürt liderleri ile görüşür müsünüz?”

Şimdi ise kendinizi başbakan yerine koyunuz. Bu durumda çıkıp şu üç cevaptan birini vermeniz gerekiyor, değil mi?

Ya “yakında görüşeceğiz..” dersiniz.. Ya “hayatta görüşmem..” dersiniz.. Ya da “şartlar olgunlaşır ve bu görüşme barışa katkı sağlayacaksa niye görüşmeyeyim..” dersiniz..

Başbakan Erdoğan ne demişti? Şunu: “Eğer Kuzey Irak'taki atacağımız her adım ülkemize huzur getirecekse ve onlar için de huzur getirecekse, bu adımlara her zaman varız.”

Peki Hürriyet gazetesi bu cümlenin yanına neyi “ekledi”? Şunu: “Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir.”

İşte bu “eklenmiş” cümleden hareketle bu kez Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın görüşü alındı.

Yaşar Büyükanıt, bu cümlenin söylenip söylenmediğini araştırma gereği bile duymadan cevabı “yapıştırıyor” ve diyor ki: “PKK'nın en büyük destekçisi bu iki gruptur. Ben kendileriyle ne diye görüşeyim? Hükümet görüşürse görüşsün..”

Yukarıda “Yaşar Büyükanıt cümlenin doğruluğunu araştırma gereği bile duymadan..” diye yazdım: bu yanlış bir cümle olduğu için bu cümlenin “tashih ve tavzih”e ihtiyacı var.

Çünkü Başbakan Erdoğan, kendisine atfedilen cümleyi “söylemiş olsa bile” Yaşar Büyükanıt'ın yukarıda belirtilen cümleyi sarf etme hakkı yoktur, daha doğrusu buna “hakkı” vardır da bunu dillendirme “yetkisi” yoktur, çünkü böyle bir “görevi” yoktur.

Şimdi bazıları diyecektir ki: “Kardeşim, Büyükanıt koskoca ordunun başında.. Kuzey Irak'a operasyon yapılırsa gidecek olan, asker değil midir?”

İşte ben de aynı şeyi söylüyorum: Yaşar Büyükanıt koskoca ordunun başındadır. Kuzey Irak'a operasyon yapılırsa oraya asker gidecektir.

Ama örneğin bu operasyona milletvekilleri gitmeyecektir. Milletvekillerinin “oraya” gitme hakkı vardır ama yetkisi yoktur. Çünkü böyle bir görevi yoktur.

İşte anayasalar bunun için yazılır. O yüzden dünyanın bütün hükümetlerinde hem dışişleri bakanlığı hem de genelkurmay başkanlığı diye bir makam vardır.

Tıpkı dünyanın bütün gazetelerinde genel yayın müdürlüğü diye bir statünün mevcut olması gibi!..

O yüzden, örneğin Aydın Doğan Almanya Başbakanı Merkel ile görüşmek isterse, mesela genelkurmay başkanı, pardon genel yayın müdürü Ertuğrul Özkök çıkıp da “Almanya Başbakanı, Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık öneren bir Türk düşmanıdır, ben onunla görüşmem, patron görüşürse görüşsün..” diyemez!

Atatürk, Yunanları “denize döktükten” sonra Yunan lider Venezilos ile görüşürken, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak çıkıp “Onlar Türk düşmanı..” mı dedi?

Görüştüğü için Atatürk, “tokat gibi cevap”(!) vermediği için de Fevzi Çakmak Türkiye'yi satmış mı oldu?

Yaşar Büyükanıt, bu “ifşaat”ı üstelik Amerika ziyareti dönüşü söylüyor..

Peki Kuzey Irak'taki Kürt liderler PKK'nın koruyucusu bile değil besleyicisi ise, Irak işgali sonrası bu Kürt liderlerin “hamisi” ABD, yani “besleyeni besleyen” ABD değil mi?

O zaman Yaşar Büyükanıt, Amerika'nın üst düzey yetkilileri ile niye görüştü?

“Türk dış politikasında çatlak var..” şeklinde Batı basınına malzeme vermek, genelkurmay başkanlığının vazifeleri arasında mıdır?

Yaşar Büyükanıt'ın bu malzemeyi vermeyecek kadar akıllı ve vatansever biri olduğuna şahadet eden biri olarak aklıma tek ihtimal geliyor..

O da Büyükanıt'ın “medyatik mürit”lerin etkisinde kalıyor oluşudur.

“Medyatik müritler” derken, Yaşar Büyükanıt'ın “şeyh” olduğunu söylemiyorum elbette..

Çünkü dikkat edilmiştir, bu yazıda Büyükanıt isminin yanına “Paşa” sıfatını da hiç koymadım.

Çünkü Atatürk “Türkiye, şeyhler ülkesi değildir..” demekle kalmamış, “Paşa” unvanını da yasaklamıştır.

“Sivil yazarlar”ı bundan muaf tuttuğunu da sanmıyorum!

yenişafak



Bu yazı 739 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 6 Ağustos 2008 Doğan Medya Grubu'ndaki altı isim gidici mi?!
    • 19 Mart 2007 Bir gazete başlığı ve “mum söndücülük”
    • 19 Şubat 2007 Fevzi Çakmak-Yaşar Büyükanıt farkı..
    • 12 Şubat 2007 Milliyet'in 'taktığı' vahiy programı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,334 µs