En Sıcak Konular

Salih Tuna


Salih Tuna
0 0 0000

Trabzon Meditasyon Grubu



Namık Kemal, “ Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar.” demiş. Lakin, gündemdeki tartışmalardan bir şey çıkmaz. Hakikat ışığının doğması için normal şartlar altında (Kimya deyimiyle, NŞA'da) en az iki düşüncenin çatışması gerekir. Ortada doğru dürüst fikir yok, ne hakikati?


Mesela, son günlerde 'Ulusalcılık' tartışmasını izliyoruz. Ne çıkar bundan? Bence hiçbir şey.


Uzatmaya gerek yok: İnsan neyi seçerse, kendisini de seçer misali; bir tartışmanın kalitesi, tartışmaya 'davet' ettikleriyle ölçülür.


'Ulusalcılık' tartışmasına en sonunda Bedri Baykam da katıldı. (Kambersiz düğün olmaz.) Bir ucunda Bedri Baykam'ın yer aldığı tartışmadan hakikatin doğmasını beklemek olacak iş mi?


Asıl garabet şu: Tartışmanın diğer ucunda, Baykam'ın muadili bir 'liberal' yok. Memlekette bu 'kalibrede' bir liberal olmayınca da, Bedri kimle tartışıyor, tastamam anlaşılamıyor. Tam bir 'kaos' hali. Burada küçük bir parantez açalım: 'Ulusalcı' dediğin, (milliyetçiyle falan değil) liberalle tartışacak ki; bir şeye benzesin.


Ah, Ankaralı Turgut şedit bir liberal olacaktı ki, Ressam Bedri onunla çatır, çatır tartışsın!


Herkes konuşsun, her şey konuşulsun; ancak, konuşarak, tartışarak bu ülkede yaşam ve konuşma alanları tıkanmış, 28 Şubat'a varılmıştı. Bu da unutulmasın.


12 Eylül sonrası depolitizasyon sürecinde, Demirel, yeri göğü inletircesine haykırmıştı: “Konuşan Türkiye!” Hatırlayın bakalım ne oldu?


Ne olacak: O konuştu, Cumhurbaşkanı oldu; halk konuştu, 28 Şubat…


George Orwell, “1984” romanında, aynı anda hem yayın yapan, hem de bulunduğu yeri gözetleyebilen “teleskrin” adında alıcı-vericili bir cihazdan bahseder. Bol keseden konuşmaların, heyecanlı tartışmaların 'sahne aldığı' kimi televizyon programlarının, “teleskrin” işlevi gördüğünü kimse aklından çıkarmasın.


Durumun vahametini anlamanın daha basit, kestirmeden yolunu söyleyeyim size:

Herhangi bir siyasal tartışmada Bedri Baykam gibiler arzı endam ediyorsa, o tartışmanın sonu hayra varmaz.


Doğrusunu isterseniz, baki olan 'hakikatin' yollarına, bu can sıkan, insanı ikrah ettiren tartışmaların hiçbirisiyle girilmez. Çünkü hakikat, bütün 'gerçekler' bittikten sonra başlar. Hakikatin yolları da, edep ve dua ile açılır. Ve Mutlak Hakikat'in katında, insanın kıymeti, duadan ibarettir.


Elif Şafak, refikimiz “Zaman” gazetesinde tuhaf bir yazıya imza attı. İmajı romanından büyük yazarımız, “Dua ve siyaset” başlıklı yazısında; 1993 senesinde, 4000'i aşkın insanın Washington'da toplu meditasyon yaptığını, bunun da şehirdeki suç oranında yüzde 25'i bulan azalmayı sağladığını, önceleri bu girişimi küçümseyen polis teşkilatının şahadetiyle aktarıyor.


Tuhaf olan, bir ara “zulüm gören yazarlar” listesine de adını yazdıran romancımızın, Transandantal Meditasyon'un sağlayabileceği pozitif enerjinin, insanların üzerindeki negatif elektriği, stresi boşaltmasındaki etkisine, Washington örneğiyle değinmesi değil.


Tuhaf olan, bir roman karakteri yoluyla Türklüğü aşağılamak 'suçuyla' yargılanan (ne kadar ayıp) hanım yazarımızın, bu yöntemi, genelde Türkiye, özelde Trabzon için de önermesidir.


Lafın düzünü edersek; Elif Şafak, “Öldürülen Katolik rahibin yakınları olmak üzere Hıristiyan, Yahudi ve Müslüman farklı farklı dinlerden binlerce insanın” Trabzon'da toplanıp toplu meditasyon yapmasını öneriyor.


Günde beş vakit ezan okunan, namaz kılınan, her daim dua edilen bir kentin selameti için meditasyon öneren bir 'aydın' var karşımızda. 'Alienation'un bu kadarına da pes doğrusu.


Papaz cinayeti veya Trabzon'dan yola çıkan 'erken' bir lümbenin, İstanbul'da işlediği o menfur cinayet vesilesiyle, Trabzon'da toplu meditasyon öneren Elif Şafak, örnek verdiği Amerika'dan yola çıkan katillerin sadece Irak'ta bir milyon kişiyi öldürdüklerinden haberi var mı?


“Trabzon Empati Grubu”na, Elif Şafak'ın, “Trabzon Meditasyon Grubu” (Uşaklar, organize olamayiruk.) adını verebileceğimiz önerisi bir alternatif olarak geliyor. Tuhaf olduğu kadar eğlenceli olan bu konuya (“Trabzon Meditasyon Grubu”nun olası diyaloglarına da yer vererek) ilk fırsatta devam edelim.

yenişafak



Bu yazı 975 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Eylül 2012 Erdoğan bu büyük oyuncuyu unutmaz
    • 3 Mart 2012 Sizi Fethullah Gülen kurtarmaz!
    • 21 Ocak 2012 Aman be kardeşim sen Ermeni olma
    • 23 Şubat 2009 Ahmet Hakan, Aydın Doğan'a bunu da sorsana
    • 18 Temmuz 2008 Rahatsız bir genç subayın portresi
    • 21 Şubat 2007 Trabzon Meditasyon Grubu

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,346 µs