En Sıcak Konular

Emin Pazarcı


Emin Pazarcı
0 0 0000

Hepimiz Azeriyiz



Tarih, 25 Şubat 1992. Aradan tam 15 yıl geçti... Ağır silahlarla donatılmış Ermenistan Silahlı Kuvvetleri, 366. Rus Motorize Alayı'nın da desteğini alarak, Hocalı'ya bir gece yarısı baskını düzenledi.

Kentte yaşayan 3 bin Azeri yataklarındaydı. Gözlerini açtıklarında, ölüm kusan namlularla karşı karşıya kaldılar. Büyük bir kıyım yaşandı. Tam 613 kiş i hunhar ca katledildi. Bunların 106'sı kadın ve 83'ü de çocuktu. Ermeniler, 487 Azeri'yi ağır yaraladılar. 1275 kişi rehin alındı. 150 de kayıp vardı.

Kentin sadece üçte biri Hocalı dışına kaçabildi. Şubat soğuğunda karlarla kaplı dağlara çıktılar. Dağ yollarından geçerek canlarını kurtarmaya çalıştılar. Donarak ölenler ve hastalıktan kırılanlar oldu. Yanıbaşımızda bir insanlık suçu gerçekleşti. Ermeniler, Hocalı'da Azerilere karşı kelimenin tam anlamı ile etnik temizlik yaptılar.

* * *

Olayın şahitleri hayatta. Ermenilerin gerçekleştirdikleri katliam, video kayıtları ve fotoğraflarla sabit. Saldırılara ve işkencelere ilişkin çok miktarda belge var. Ermeniler, Azerileri öldürmekle kalmadılar. Nefret ve kin kustular. Irkçı duygularla insanlık dışı işkenceler yaptılar. Ölülerin gözlerini çıkardılar, uzuvlarını kestiler. Kadın ve çocuk cesetlerinin üzerinde vahşi işlemler yaptılar. Hür dünya, nedense yerinden bir türlü kıpırdamadı. Dünya kamuoyu olayı görmezlikten geldi.

Eldeki kanıtlara itibar eden olmadı. Hocalı Katliamı'na ilişkin video kayıtları ve fotoğraflar yok sayıldı. Uluslararası örgütler hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam etti. Kimse katliamı parlamentolarına taşıyıp tartışmadı. Ermenilerin tecavüzleri ve işgali görmezlikten gelindi. Katledilen Azeriler insan sınıfına sokulmadı. Yok sayıldı. İşgal bugün de devam ediyor... Ermeniler, Azerbaycan topraklarını terk etmiyor. Zaten Azerbaycan ve Türkiye dışında kimse de bu konuyu mesele etmiyor. Tersine, her fırsatta Ermenilerin sırtları sıvazlanıyor, dünya onlara destek vermek için birbiri ile yarışıyor!

* * *

Hocalı Katliamı'nın 15. yılındayız... Aradan onca yıl geçti. Hiçbir Ermeni çıkıp, "Bu katliamı kınıyoruz" açıklamasını yapmadı. İçlerinden biri bile "Hepimiz Azeri'yiz, hepimiz Bahtiyar'ız" pankartı açmadı. Tam tersi yapıldı...

Karabağ Bölgesi'nin işgali ve gerçekleştirilen katliamların ardından hep birlikte "zafer çığlıkları" atıldı. Dile kolay, büyük bölümü işkence ile öldürülen tam 613 masum insan! Buna rağmen, Türkiye'de "insan hakları" ve "demokrasi" nutukları atan "duyarlı" çevrelerden ciddi bir ses çıkmadı. Olay, bizim kamuoyumuzda Hrant Dink'in öldürülmesinin binde biri kadar bile yankı bulmadı. Hrant Dink öldürüldüğünde ise, Türkiye sallandı!

On binlerce insan sokaklara döküldü. Ellerine de "Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant'ız" pankartları verildi. Hrant Dink'le birlikte insanın değeri keşfedildi! Hrant Dink söz konusu olunca terör ve şiddete karşı savaş açma gereği duyuldu!

Şimdi sakın yanlış anlaşılmasın, Hrant Dink cinayetini ben de telin ediyorum. Buna karşılık bir çifte standardı ortaya koymaya çalışıyorum. Samimiyet testi yapmaya çalışıyorum. Hocalı Katliamı'nın 15. yılında "Hepimiz Azeri'yiz" diyorum. Aynı sloganı ve hassasiyeti Hrant Dink'in cenaze töreninde "Hepimiz Ermeniyiz" pankartları taşıyanlardan da bekliyorum.

Hodri meydan... Bunu yapabilirlerse, önlerinde saygı ile eğileceğim. Karşılarına geçip, "Kusura bakmayın, ben haksızmışım" diyeceğim. Ancak, adım gibi biliyorum ki yine çıt çıkmayacak!


bugün



Bu yazı 743 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 12 Eylül 2008 Ermeniler, işgal ve yeni dönem
    • 5 Eylül 2008 Türkiye'deki dinlenme paranoyası
    • 1 Eylül 2008 Kadehle laiklik, genelevle sosyal güvenlik
    • 21 Temmuz 2008 50.000 YTL’ye 23 terörist
    • 4 Temmuz 2008 Darbeyi kimler yapacaktı?
    • 30 Haziran 2008 Başbakansız Türkiye
    • 23 Haziran 2008 Mucizenin delileri
    • 9 Haziran 2008 Kriz, kriz, kriz...
    • 2 Haziran 2008 Hem matrak hem vahim
    • 26 Mayıs 2008 Körler ve sağırlar
    • 2 Mayıs 2008 Başbakan'ın acelesi
    • 28 Nisan 2008 Baykal şimdilik kurtardı!
    • 14 Nisan 2008 PKK’da ''sevişme'' kriteri
    • 31 Mart 2008 Keşke çoban kadar olabilse
    • 10 Mart 2008 Üç kritik sebep
    • 27 Şubat 2008 Marksizm'den cihat çağrısına!
    • 21 Ocak 2008 Barzani'den Türkiye'ye tuzak
    • 16 Mayıs 2007 "Hayırlı evlat" Erkan Mumcu
    • 14 Mayıs 2007 Miting savaşları
    • 2 Nisan 2007 TSK’daki tavır değişikliği

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,758 µs