Fehmi Koru
0 0 0000
Yanlış hesap
CHP lideri Deniz Baykal hiç kuşkusuz politikayı biliyor. Onun kadar parti içi sert muhalefete muhatap olmuş, onun gibi rakiplerini her durumda devre dışı bırakmayı bilmiş lider az bulunur. Baykal'ın politika hayatı, başarı ve sıkıntılarıyla, bu alanda çalışmak isteyenlere yol gösterici özelliklerle dolu.
Deniz Baykal'ın partisine farklı bir açılım getirmeyi amaçlayan yeni söylemi, tahmin edilebileceği gibi, olağanüstü ilgi uyandırdı. 'Sol' veya 'sosyal demokrat' olma iddialı bir partinin lideri muhafazakâr kesimi de hedef kitle seçtiğini ilân eder, ilk seçimde o kesimden isimlerle aynı safta buluşmayı beklediğini söylerse, ilgi çekmez olur mu? Bu farklı yaklaşımı sebebiyle kendisini tebrik edenler de oldu, kıyasıya eleştirenler de çıktı. En büyük tepkiyi kendi partisi içinden aldı CHP lideri...
Hangi mahallede ne satılıp ne satılmayacağını bilmek esnaflık ve tüccarlığın ilk şartıdır. Muhafazakârlığı ağır basan insanların yaşadığı bir ülke Türkiye ve giderek daha fazla muhafazakârlaşıyor. Bu gerçeğe sırtınızı dönerek de politika yapabilirsiniz elbette, ancak sonuç alır mısınız, orası kuşkulu. Geçmişte, muhafazakâr kesime sevimli gelen başka 'sol' açılımlar olmuştu; Bülent Ecevit'in değişik dönemlerdeki iki deneyişi de başarıyı yakaladı.
Ancak, partisinin bazı ağır toplarına rağmen Baykal'ın başlattığı açılım, yine de içinde sıkıntılar barındırıyor. İlk bakışta partisi çatısı altında buluşmayı amaçlar gibi görünse de, arayışın bir cephe oluşturmayı hedeflediği fark ediliyor; Ak Parti'nin temsil ettiğine inanılan yüzde 35-40 civarındaki oya karşı yüzde 60-65'lik kesimi biraraya getirmeyi amaçlayan bir cepheleşme... Benzer düşünceler 2002 seçimleri öncesinde de dillendirilmiş, ancak CHP'den ilgi görmemişti; bu defa konuyu bayrak yapan CHP liderinin kendisi...
Türk muhafazakârlığının özellikleri bu arayışı zora düşürebilir. Sanıldığının aksine, Türkiye'deki muhafazakâr geniş kitlelerin Cumhuriyet ilkeleriyle temelde herhangi bir sorunu yoktur; yine sanıldığının aksine, Türk muhafazakârlığını belirleyen en önemli unsur demokrasidir. Bu açıdan, Cumhuriyet'e aşırı vurgu ve demokrasi konusunda gevşek tavır, muhafazakâr kesimde taraftar bulmaz. Cumhuriyet'e daha az demokrasiye daha fazla vurgu ise, CHP'yi kendisi olmaktan çıkaracaktır.
Sorun, artık itiraf edebiliriz, Türk muhafazakârlığının aslında geleneksel bir muhafazakârlık olmayışından kaynaklanıyor. Fransa'da sözgelimi, muhafazakâr olmak Türkiye'de muhafazakâr olmaktan çok farklı bir şeydir. Bunun tersi de doğru tabii: Türkiye'de CHP'nin temsil ettiği sol ve sosyal demokrasi de Batı'daki örneklerden hayli farklı. Bizde muhafazakârlık kitleselleşmiş, sol ise seçkinleşmiştir. Değerler skalasını tersine döndüren bir durumumuz var: Sol dediğimiz aslında Batılı anlamda muhafazakâr bir ideolojidir bizde; muhafazakârlarımız ise sola yakın değerlerin savunucusu...
Böyle bir ortamda, CHP'nin, lâiklik vurgulu 'Cumhuriyetçilik' bayrağı açarak erişebileceği bir hedef olduğunu sanmıyoruz. Ya aradığı cepheleşme gerçekleşemeyecek, ya da kurulacak cephe halktan beklenen desteği bulamayacaktır. Bülent Ecevit'in geçmişteki başarılı deneyişleri, 'geleneksel kadrolar ile arasına mesafe koyma' ve CHP'de temsil edilen birikimi reddetme ilkeleri üzerine oturuyordu. Deniz Baykal'ın zoru gerçekleştirebilecek cesareti olsa da, kendi eliyle seçtiği etrafın buna izin vermesi imkânsız.
Uzun lâfın kısası, Deniz Baykal'ın yaptığı, olmayacak duaya "Âmin" demekten ibaret...
Bu arada, unutulmaması gereken başka bir önemli nokta daha var: CHP etrafında oluşturulan cepheler, geçmişte, muhafazakâr cephenin güçlenmesini getirmişti, hem de haketmediği kadar... Deniz Baykal'ın zorlamayı hedeflediği yeni cepheleşme aynı sonucu verirse, ortaya konulacak sandık, muhafazakâr oylarda bir patlamaya da yol açabilir. Deniz Baykal politikayı biliyor, tamam da, Tayyip Erdoğan'ın bilmediğini mi sanıyorsunuz?
Birinin hesabı yanlış ama, kimin?
Bu yazı 663 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
30 Eylül 2012
Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
-
28 Eylül 2012
Yalan dünya, hem de ne yalan
-
23 Eylül 2012
Tartışma sağlık alametidir
-
20 Eylül 2012
Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
-
18 Eylül 2012
CHP’nin özrünün anlamı
-
16 Eylül 2012
Hayasızca saldırının düşündürdükleri
-
11 Eylül 2012
O da bir gün bitecek...
-
9 Eylül 2012
Ne olur, ne olamaz...
-
6 Eylül 2012
Suriye politikasına yeniden bakmak
-
29 Ağustos 2012
Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
-
26 Ağustos 2012
Hayatları oyun
-
19 Ağustos 2012
Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
-
14 Ağustos 2012
Milletvekili neden kaçırılır?
-
12 Ağustos 2012
‘Yeni gazetecilik’ denen şey
-
9 Ağustos 2012
Tuzak varsa tedbir nerede?
-
3 Ağustos 2012
Komutan tanıklık yaptı
-
31 Temmuz 2012
Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
-
24 Temmuz 2012
Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
-
18 Temmuz 2012
CHP’nin Ak Parti açmazı
-
17 Temmuz 2012
CHP makas değiştirirken...
Yorumlar
+ Yorum Ekle