En Sıcak Konular

Umur Talu


Umur Talu
0 0 0000

Zihin açıklığı



Sırayla gideyim.

Öncelikle Başbakan, "Bayramlığım da kefenim de hazır" deyip üzmesin, kırmasın, abartmasın. Doğru, Osmanlı'da nice sadrazam, bu cumhuriyette ise bir başbakan ile iki arkadaşı idam edildi; nice darbeci itibarlı kalırken, kendince ihtilal yapmaya çalışan kimi subayın asıldığı oldu.

Ama asıl önemlisi ve çok çoku... Gençler asıldı ve asılmak bir yana, nice aydın, yazar, şair, akademisyen, öğrenci, savcı, polis, asker, vatandaş, gazeteci, sendikacı, her kademede siyasetçi...

"Nice bayramlar" görmek istedikleri bu ülkede, peş peşe kefenlere sarıldı. Bildiğim kadarıyla, hiçbirinin kefeni hazır değildi!

Başbakan, "Allah'ın verdiği canı Allah'ın müsaadesi olmadıkça kimse alamaz" da dememeli. Uzun uzun tefsir etmeyeyim ama, onca cinayet, suikast, ölüm, tuzak, mayın, bomba, mermi ve katil... icazetli ve müsaadeli olabilir mi!

Olur mu!

Sırayla gideyim.

Geçen gün Hürriyet'in manşetinde, bir eşin haklı sorusu ve isyanı vardı.

Kendi işyeri (beyaz eşya bayii) olan, işleri fena gitmeyen, daha 40 yaşlarında bir "emekli astsubay", İstanbul Levent çarşısı gibi çok merkezi, işlek bir yerde, metro çıkışının hemen karşısında "banka soygunu" na kalkışmıştı...

Ve meğerse bir biçimde "kefeni hazır" mış; Çarşı'dan kıvrılarak "kaçtığı" Levent Camii avlusunda, ilkokulun yanı başında "intihar etmiş" ti.

Acılı, yaralı ve cevapsız kalmış eş, "Ya soygunu kanıtlasınlar ya soyguncu sıfatını kaldırsınlar. Kafasındaki iki kurşunun raporu intihardan başka bir şey gösteriyor" diyordu.

Çok sayıdaki, görevli veya emekli astsubaya göre daha iyi maddi koşulları olan genç emekli bir astsubayın soygunintiharla tükenmesi tuhaftı hakikaten.

Ankara'da soygun girişiminde yakalanan iki astsubay; yüzbaşılı, eski polis şefli Sauna çetesi; yüzbaşılı, astsubaylı, kimi polis şefli, bürokratlı "Atabey" girişimi; emekli subay, emekli astsubaylı tuhaf evler, bir acayip güvenlik şirketleri vesaire.

Bu "soygun-intihar" da başka bir gözle incelenmeyi ve hele manşet olabiliyorsa, manşet gibi manşet olabilmeyi hak ediyor muhtemelen!



Sırasıyla bitireyim.

20 yıldır "PKK terörü ile mücadele eden" Silahlı Kuvvetler'de, bu mücadeleyi eksik, yetersiz, yanlış bulan bir zümre mi var ki, kimi muvazzaf subaylar "çete sanığı" olduklarında, "Askeri emir ve hiyerarşi dışında kendi inisiyatifimizle PKK'ya karşı örgütlendik; ordudan zimmetimize geçirdiğimiz ve PKK'dan elde edilen patlayıcıları PKK'ya karşı kullanacaktık" diyorlar.

Yani, zaten mücadelenin içinde olan, onca şehit, yaralı veren büyük bir orduda... Bir de böyle bir şey!

Silahını kaptıran herhangi bir erin "namusunu kaybetmiş" sayıldığı bir askeri kültürde, kapanın elinde kalan, evden eve dolaşan, istiflenen, kimi ordu meşeli, kimi PKK kılıklı bombalar, patlayıcılar; nasıl bir şey!

Çok özel bir eğitim ile farklı ve sıkı emirkomutaya tekabül eden "özel harp-özel kuvvetler" bünyesinden, birtakım garip sivillerle, suça yatkın kişilerle ve suçla iç içe olan "aşırı inisiyatif sahibi" subayların, astsubayların "dışarı sızması", ne bileyim "hiyerarşiden ve yasalardan kopması" da garip bir şey!

Daha da garibi ve vahimi...

Kimi haber kaynakları ile medya bakış açılarında, bütün bunların, yukarıdan aşağıya hemen hepsinin "normalleştirilmesi", misal "aşırı lokalize" edilmesi, "dördüncü kuvvet olarak kamu adına denetim ve hesap sorma işlevi" nin, iktidara yahut başka güçlere biat alışkanlığıyla terk edilebilmesi.

Zihin açıklığı dilerim!

Bu yazı 951 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 19 Ocak 2009 Kravatın vicdanı
    • 15 Ocak 2009 Yeraltı ordusu!
    • 26 Aralık 2008 Hakikatin içyüzü
    • 15 Aralık 2008 Onların oğulları kızları...
    • 11 Aralık 2008 Bak şu bakana!
    • 23 Kasım 2008 Üç ana...
    • 17 Kasım 2008 Taş ile bomba... Kanun ile adalet
    • 13 Kasım 2008 Ya öyle değil de böyle ise...
    • 19 Ağustos 2008 Kırk tilki kırk ayak
    • 28 Temmuz 2008 Kahpelik!
    • 28 Ekim 2007 Kasrı Şirin mi şirin!
    • 10 Ekim 2007 Düşünmeye davet
    • 26 Ağustos 2007 Biat kültürü imiş!
    • 21 Haziran 2007 Büyük lokma... Büyük konuşma
    • 20 Haziran 2007 Susurluk, Ankara Sauna, Atabey Kaldırım, Danıştay Trabzon, İstanbul bomba Cumhuriyet
    • 17 Haziran 2007 Her senaryo aktörünü bulur
    • 11 Haziran 2007 Şimdi incir zamanı
    • 3 Haziran 2007 Bana her şey seni hatırlatıyor!
    • 29 Mayıs 2007 Bunu da gördük!
    • 28 Mayıs 2007 Kanmayın kıymayın!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,497 µs