En Sıcak Konular

Rüşdü Paşa



Rüşdü Paşa
0 0 0000

Avrupa çökerken



“Tarihten kopuk insan hayvanlar gibi olur diyemeyiz;
çünkü onlar gibi olmadığından çok tehlikeli bir yaratık haline dönüşüyor.”
İlber Ortaylı

Avrupa’nın Avrupa olduğunu Türklere kim söyledi? Türkeli düşerken Avrupa yükseliyordu,
Türkler kompleks biriktirdiler. 1839’dan beri olanlar nedir? Avrupa, sadece 19.yüzyılda mı vardı?

Hayır, Avrupa henüz bir varsayımdır.

Avrupa ile ilişki, Türklerde aşağılık kompleksi yarattı. Türklerin kimliğini Batı tahrip ediyor. Batılı olduğunu söyleyen Türkler ise Batı’dan ödül alıyor.

Türkiye’de bilim, politika ve iktisat yapılacak çerçeveyi Batı kendine uygun olarak belirliyor. Batı’nın belirlediği çerçevede çalışmak, büyük ihtimal ile ve bazılarına göre  Batı’nın memurluğu anlamına gelir. Batı’nın memuru olmak istemeyen Türk iktisatçılar ise, durumdan bir çıkış olarak tarih okumalarını ve araştırmalarını seçiyorlar. Örnekleri var.

Tezler
1.Avrupalılık, bir zihinsel durumdur. Bu durum, bugün çözülme eğilimindedir.

2.Avrupa, iktisadi anlamda tükenmekte olan bölgenin adıdır.

3.Türkiye’de sermaye partisi, Türkiye’nin AB üyesi olmasından tek kazançlı çıkacak dahili partidir.

3.Bugün Avrupa’da ortak kültür Yunan-Latin kültürü değildir, Amerikan kültürüdür. 

4.Türkler Avrupa cahilidir. Bunun faturası pahalı ödettiriliyor. 

5.Avrupa, bir bütün değildir. Örnek, İspanya’dır. İspanya, AB üyesi bir ülke gibi görünmüyor. Ünlü İspanyol düşünür Gasset’in, ‘İspanya problemdir, çözüm Avrupa’dır’ tespit ve özlemi geçerliliğini koruyor. İspanya, eski İspanya’dır. 

6.Avrupa’da Almanya ile Fransa, merkez ülkelerdir. Öteki ülkeler ile, aralarında çelişki ve çatışma var.

7.Nobel edebiyat ödülünün, Orhan Pamuk’a verilmesi Türkiye’ye yönelik bir Avrupa saldırısıdır.

Madde
Osmanlı, Viyana olayına kadar kendi halindedir ve kuruluşundan beri aynıdır. Düzeni Roma’dır. Osmanlı Batı’ya yürüyordu, Viyana önlerinde durduruldu. Osmanlı, bu durdurulma ile Batı diye bir şeyin olduğunu gördü. Viyana’dan önce Batı ve Osmanlı, aynı dünyada ayrı ayrı dünyalarda yaşamaktaydılar. Viyana, bir tanışmadır. Bundan önce Osmanlı kendi düzenini Batı’dakinden üstün sayar. Durdurulma, Osmanlı’ya göre yenilgidir ve ‘ne oldu’ sorusu soruldu. 

Osmanlı, Viyana’da durdurulmayı kabullenmedi. Batı silah gücünde Osmanlı’yı geçmişti. Bu açıktı. Osmanlı sosyal düzeninden memnundu ve iç ilişkilerinde Batı’yı örnek almıyordu. Ne zamana kadar? Tanzimat’a kadar. 

Tanzimat, ilk sistematiktir. Devrimdir. 3 Kasım 1839 günü, Mustafa Reşid, Tanzimat Fermanı’nı okumasından bu yana, çok zaman geçti. Gelinen yer burasıdır.

Gelecek
Avrupa iktisadi alanda, tarihi durgunluk yaşıyor. Siyaset, çözüm üretemiyor. Adı globalleşme olan süreç, Avrupa’da iktisadın ve kültürün Amerikanlaşması olarak yaşanıyor. Önümüzdeki zaman diliminde, Avrupa’nın birleşmesinden değil parçalanmasından söz edilecek. Eğilim, bu yönde. İktisat bir yana, Avrupa’yı Avrupa yapan iki madde ortadan kalkıyor Avrupa’da. Bunlardan ilki, müzik; ikincisi, dilbilim.  Avrupa medeniyetinin evrenselliğini sağlayan bu iki unsurun gerilemesinin iktisadi durgunluk ile eşzamanlı olarak ortaya çıkması, bir varoluş problemi olarak yaşanıyor. Avrupa, içine kapanma ve farklılıklara saldırma dönemine giriyor.

Bir varsayım olan Avrupa ortadan kalkıyor. Şöyle de yazılabilir: Avrupa Birliği, Avrupalıların kendilerini disipline etmek amacına yönelik bir programdı. İktisadi durgunluk, programı sona erdiriyor.

Bu dönemde, Türklerin başına gelen her kötü olaydan Türkiye’deki sermaye partisi ve partinin aydınları  sorumludur, Avrupa değil.



Bu yazı 1,271 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Temmuz 2012 korku zamanın kaybedilmesidir
    • 4 Nisan 2012 Nietzche bir gelecek tarihçisidir
    • 7 Mart 2012 Mesele Bir Şapka Meselesidir
    • 6 Şubat 2012 Yerliler 1986 Nereye
    • 26 Ocak 2012 Bakış açın yoksa, sen yoksun
    • 9 Ocak 2012 kıyamam sana
    • 22 Kasım 2011 İtalyan Düşü
    • 16 Kasım 2011 evine dön
    • 3 Kasım 2011 İktisatçı
    • 1 Kasım 2011 Arzu
    • 27 Ekim 2011 Ayakta kalmak
    • 11 Ekim 2011 Yöntem
    • 29 Eylül 2011 yalan
    • 16 Temmuz 2011 Kendin olmak bir saldırıdır
    • 22 Haziran 2011 kaçış
    • 26 Mayıs 2011 obama’ya açık mektub
    • 23 Mayıs 2011 kafka’nın dûnyasındayım (*)
    • 18 Mayıs 2011 geçmiş sonradan gelir
    • 14 Mayıs 2011 hakikatin rengi yeşildir
    • 11 Mayıs 2011 halk günü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,081 µs