En Sıcak Konular

Mehmet Ali Birand


Mehmet Ali Birand
0 0 0000

Türkiyesiz, AP’nin hiç tadı yok …



İki gündür Brüksel’in nabzını tutuyorum.

           

Önce, Olli Rehn ile yaptığım söyleşiyi ve onun değerlendirmelerini yazdım. Ardından da, AB Komisyonu ve Konseyi’ndeki yetkililerle yaptığım konuşmaları yansıttım. Bugün ise sıra Avrupa Parlamentosu’nda.              

           

Avrupa Parlamentosu (AP), nedense Türkiye’de gerçek ağırlığından çok daha fazla ciddiye alınan, çok daha fazla sözü edilen bir kurumdur. Bunda, Avrupalı Parlamenterlerin zaman zaman damarımıza basmaktaki ustalıklarının da çok etkisi var tabii.

           

Bunun yanı sıra, Parlamentonun aldığı bazı kararların ağırlığı da var. AP onayını vermedikçe, Türkiye’nin tam üyeliğinden söz edilemeyeceği gibi, raporlarının etkisi de pek küçümsenmemeli.

           

Geçtiğimiz yıllarda, özellikle Türkiye konulu raporları, Kıbrıs raporlarıyla gündemimizi sürekli meşgul eden bu kurumda şimdi büyük bir sessizlik var. Nedeni de, Türkiye’nin gündemden düşmesi. Ne eski heyecanlar kalmış, ne de hararetli toplantılar.

           

Parlamentonun kafeteryasında Joost Lagendijk ile oturup sohbet ederken, bütün tanıdık isimler teker teker önümüzden geçiyordu. Hepsinden aynı sözleri duydum: “ Artık Türkiye gündemimizde değil. Üstelik bu yıl Türkiye raporu dahi hazırlanamayacak. Tatsız bir durum…”

           

Türkiye’nin unutulmasının bir nedeni, siyasi gelişmeler ise, bir diğer nedeni de, eski Türkiye raportörü bu görevinden ayrılması. Hollanda’nın Ulaştırma bakanı olmuş. Bu makam çok önemli, zira Camiel Eurlings milyarlarca euroyu harcayan bir Bakanlığın başında. İlerde Başbakanlığa kadar gidebileceğinden söz ediliyor.

           

Bu durumda da, Türkiye raportörlüğü açıkta kalmış durumda. Hatta, muhafazakar grup bu raportörlüğü sosyalist guruba bırakmayı planlıyor.Ancak ne olursa olsun, 2007 yılında Türkiye raporu çıkamayacak.

           

Yani, heyecan yok !

Lagendijk, herşeye rağmen Türkiye’nin yine de büyük bir dikkatle izlendiğini söylemeden edemiyor. “Bir süre Türkiye’nin geri plana alınması ve heyecanların durulması gayet yerinde oldu. Zaten Türkiye o kadar büyük bir ülke ki, tümüyle unutmaya imkan yok.” diyor.

           

Parlamento’nun gündemi de değişmiş.

           

50’inci yaşını kutlayan Avrupa Birliği’nin içinde bulunduğu siyasi kriz herkesi rahatsız ediyor. Anayasanın yeniden rayına oturtulması, en başta gelen öncelik. Diğer merak konusu ise, Fransa ve tabii Türkiye’deki seçimler. Parlamentoda da bana en çok sorulan soru,” Erdoğan aday olacak mı ? Böyle bir olasılıkta AK Parti ne sonuç alır?” idi.

           

Fransız Başkanlık seçimi ise, çoğunu açıkça rahatsız ediyor.

                                              

*                                 *                                 *

 

SARKOZY’NİN SEÇİMİ TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESER

 

Brüksel’de konuştuğum, ister Komisyon, ister Konsey, ister Avrupalı Parlamenterler olsun, hepsi aynı noktaya dikkat çektiler: Fransız Başkanlık yarışını Sarkozy kazandığı taktirde, Türkiye’nin işi epey zorlaşacak.

           

Bir Komisyon üyesi, Sarkozy’nin bütün politik yaşamını “Ben verdiğim sözü tutarım” sloganına dayandırdığını, bundan dolayı da, seçildiği taktirde, Türkiye ile müzakereleri daha da zora sokmaya çalışacağını söyledi.

           

Aynı beklentileri, Konsey ve Avrupa Parlamentosu’nda da duydum. “Siyasetçiler seçilene kadar her şeyi söylerler. Ancak seçildikten sonra, gerçekleri görürler ve zaman içinde tutumlarını değiştirirler” diyen AP’deki Yeşiller grubunun bir danışmanı, Sarkozy’nin ilerde Türkiye’ye bakışını değiştirse de, bunun çok zaman alacağını vurguladı.

           

En fazla üstünde durulan unsur, Sarkozy’nin Elysee sarayına oturduktan sonra, Washington’un tüm ısrarlarına rağmen, Türkiye müzakere başlıklarını vetolayacağı  ve çalışmaları zorlaştıracağı şeklinde.

           

Tabii, Sarkozy’nin seçimini en büyük merakla bekleyen kişi de, Güney Kıbrıs lideri  Papadopulos.

           

“Papadopulos buralarda pek destek bulamıyor. Pek sevilmiyor. Türkiye konusunda da çok zorlanıyor. Eğer Sarkozy seçilirse, işi kolaylaşacak. Fransa’nın desteğiyle isteklerine biraz daha kolay ulaşabilecek” diyen bir Komisyon yetkilisinin tahmini, Sarkozy’nin seçilmesinden en çok Papadopulos’un memnuniyet duyacağı şeklindeydi.

           

İşte Brüksel’den görünüş…

           

Önümüzdeki iki ay her şeyi etkileyecek.

posta



Bu yazı 863 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 27 Eylül 2012 Türkiye, Suriye'de frene basıyor...
    • 25 Temmuz 2012 Türkiye'siz İsrail'in eski etkinliği kalmadı...
    • 20 Temmuz 2012 Esad için yer aranmaya başlandı, ancak henüz kabul eden ülke bulunamadı...
    • 13 Temmuz 2012 Washington Ankara'yı yavaşlatmaya çabalıyor
    • 27 Haziran 2012 Türkiye karizmasını çizdirmedi...
    • 21 Haziran 2012 PKK, vurdukça devre dışı kalıyor...
    • 25 Nisan 2012 23 Nisan müsamelerinden kurtulamayacak mıyız?
    • 19 Nisan 2012 Böyle subay yetiştirirseniz, Darbe'ye hayret etmeyin
    • 2 Mart 2012 ABD raporu: Ermenistan ile ilişkiler açılmalı...
    • 21 Şubat 2012 Bu defa MİT kazandı, ancak dikkat...
    • 9 Şubat 2012 Bırakın dindar nesli, tablet nesli geliyor...
    • 23 Aralık 2011 Biz neden kızıyoruz, asıl Sarkozy utansın...
    • 15 Aralık 2011 Gül 2014'e kadar Çankaya'da...
    • 10 Aralık 2011 Erdoğan çekildi, partinin haline bakın...
    • 30 Kasım 2011 Başbakan'ın ameliyat sonucu saklanmamalı...
    • 27 Ekim 2011 Devlet ne yapsa, bir türlü yaranamıyor...
    • 20 Ekim 2011 Bu açık bir cinayettir, bir savaş ilanıdır
    • 29 Eylül 2011 PKK vuruyor, ancak kışkırtamıyor...
    • 21 Haziran 2011 Erdoğan'ı tarihe asıl Kürt sorunu geçirir...
    • 22 Nisan 2011 Türkiye, BDP'ye sahip çıktı

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,482 µs