En Sıcak Konular

Ertuğrul Özkök


Ertuğrul Özkök
0 0 0000

İki komutanın saat ayarı



Dün Ankara ve İzmir’de ilginç şeyler oldu.Önce saat 12.40’da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bugün bir basın bilgilendirme toplantısı yapacağı haberi geldi.

Bu hepimiz için bir sürprizdi.

Büyükanıt’ın ne söyleyeceğinin peşine düştük.

Gelen ilk bilgiler şuydu:

Büyükanıt, son günlerde yoğun şekilde tartışılan "andıç" ve "Oramiral Özden Örnek’in günlüğü" konularında açıklamalar yapacaktı.

Sabah saatlerinde de Genelkurmay’dan andıcı çalan levazım teğmen gözaltına alınmıştı.

* * *

Bu haberin peşinde koşarken saat tam 17.34’te Anadolu Ajansı’ndan en az ilki kadar ilginç bir haber daha geldi.

Emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, AA’ya konuşmuştu.

Hilmi Özkök’le bir süre önce konuşmuş ve mülakat yapmayı istemiştim.

Ancak bir süre kenarda durma niyetindeydi.

O nedenle bu mülakat beni şaşırttı.

Gazeteci tecessüsü ile akşam saatlerinde araştırmaya başladım.

Amacım şuydu:

Özkök Paşa’nın konuşması ile Genelkurmay Başkanı’nın bugün yapacağı basın toplantısı arasında bir "ilişki" var mıydı?

Önce şu sorudan başladım.

Acaba bu mülakatı verirken Büyükanıt’ın yapacağı toplantıdan haberi var mıydı?

AA Genel Müdürü Hilmi Bengi’yi aradım.

AA çok önceden bir mülakat için başvurmuş. Ancak Özkök’ten "Buyrun gelin" mesajı önceki gün gelmiş.

Mülakat dün saat 15.00’te yapılmış.

Yani Özkök bu konuşmayı yaparken, Büyükanıt’ın toplantısından haberi vardı.

Büyük bir ihtimalle basın bilgilendirme toplantısı yapılacağını da bir gün önceden öğrenmiş ve AA’yı bu bilgi üzerine davet etmişti.

* * *

Bu kronolojinin bir anlamı var mı?

Bence olabilirdi. İki ihtimalden söz edebilirim.

Bir:

Özkök, Genelkurmay’ın bilgisi ve isteği üzerine bu konuşmayı yaptı.

İki:

Özden Örnek’e ait olduğu söylenen günlükte kendisi hakkındaki kayıtlardan rahatsız olduğu için önceden kendi görüşünü aktarmak istedi.

Bu iki senaryodan hangisi geçerli olursa olsun, Özkök’ün bir gün önce söylediği sözler, Büyükanıt’ın bugün yapacağı toplantıya daha da önem kazandırıyor.

Akşam saatlerinde Özkök Paşa’ya ulaşabilince AA’ya verdiği mülakatı sordum.

AA, "Fotoğraf albümü takdim edeceğiz" diye 10-15 gün önce randevu istemiş.

O da kabul etmiş.

Özkök’ün, Büyükanıt’ın basın toplantısından haberi yokmuş.

"Niye böyle bir konuşma yapma ihtiyacı duydunuz" diye sordum.

Özkök Paşa, "Tek gazeteye açıklama yapsam, diğerleri alınıyordu. Onun için AA’ya konuştum" dedi.

"Açıklamanızda Örnek Paşa’yı çok savunmuyorsunuz" dedim.

Cevabı, "Ne doğruladım, ne yalanladım. Çünkü soruşturma sürüyor" oldu.

"Tabii emekli oramiralin söylediği doğrudur. Ama iddiayı araştırmak gerek" diye ekledi.

Mülakatta da aynı vurgu dikkatimi çekmişti.

Özkök, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Örnek’in adını anmıyor, günlük hakkında çok net ifadeler kullanmıyor.

Yani çok açık bir ifadeyle, "Böyle bir şey yoktur" demiyor.

Tam aksine, iddia sahibine de "saygı duyulması gerekir" diyerek, bir anlamda işi yargıya ve soruşturma izni için Büyükanıt’a havale ediyor.

* * *

Büyükanıt’ın bugün yapacağı toplantıya gelince.

Eminim bütün gerginlik mimarlarının gözü, o soruyu soracak gazetecinin üzerinde olacak.

Yani şu soruyu: "Sayın Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ordunun görüşü nedir?"

Çünkü onlar, bu sürpriz basın toplantısının asıl amacının "Cumhurbaşkanlığı seçimi" olduğuna inanmak istiyorlar.

Gözleri ve kulakları, askerden gelecek seste.

Öyleyse bugünkü basın toplantısının gerçek amacı nedir?

Ben şimdiden şunu merak ediyorum:

Büyükanıt acaba konuşmasında kendiliğinden Cumhurbaşkanlığı seçimine değinecek mi?

Yoksa, bir gazetecinin sorusunu mu bekleyecek?

Sorulduğu takdirde ne cevap verecek?

Ben Büyükanıt’ın bugüne kadar izlediği çizgiden sapmayacağına inanmak istiyorum. 
 
 

hürriyet



Bu yazı 1,003 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Ocak 2011 İslam’ın samimi sesi bu mektupta
    • 23 Eylül 2010 Hayır Ahmet, babanı sen öldürttün!
    • 2 Temmuz 2010 Halk avukatları silkeliyor
    • 1 Haziran 2010 Size sesleniyorum İsrailli dostlarım
    • 15 Mayıs 2010 O kitabı yeniden yayınlamak isterdim
    • 11 Şubat 2010 Postmodern faili meçhuller
    • 7 Ocak 2010 Eyvah, yine dil zaptiyeliği mi
    • 5 Ocak 2010 Önümüzdeki dönem yükselecek yazarlar
    • 3 Ocak 2010 Genel yayın yönetmeni nasıl gider
    • 9 Aralık 2009 Herkesin iki oy hakkı olmalı
    • 25 Kasım 2009 Ergenekon sanığı ile ortak hisler
    • 12 Kasım 2009 Bu da benim ilerleme raporum
    • 14 Ekim 2009 Kimse bana şunu sormadı
    • 1 Ekim 2009 Jurnalci gazetecilere yazıyorum
    • 16 Eylül 2009 Provokatör veya yoldaş
    • 11 Eylül 2009 Gazetecinin felaketi
    • 27 Ağustos 2009 Ben, gazeteci Ertuğrul Özkök
    • 28 Temmuz 2009 Cesur Türkler, cesur Kürtler
    • 16 Temmuz 2009 Manşet yapmamak doğru muydu
    • 8 Temmuz 2009 Kavgayı bitirmek için plan

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,711 µs