En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Sezer ne diyor?



ÇAĞIMIZDA ilk defa bir cumhurbaşkanı, ülkesinde rejimin tehlikede olduğunu söylüyor! İstikrar ve düzenin ülkeler için stratejik bir değer haline geldiği bir çağda, bir cumhurbaşkanı "Benim ülkemde rejim tehlikededir" diye alarm veriyor!


Rejim tehlikede! Ne demek bu? Rejim savaşı demek, kamplaşma, kutuplaşma, çatışma demektir.
Sezer'in bu alarme edici sözleri, "Anayasa fırlatma" olayından çok daha ağırdır. Bu defa öyle bir krizi tetiklemedi; çünkü Türkiye'de Kemal Derviş reformlarıyla başlayan ve tek partili iktidarla devam eden politikalar ekonomiyi eski kırılganlığından kurtardı.
Ayrıca, Sezer'in ideolojik tavrı bilindiği gibi, nihayet süresini doldurmuş bir cumhurbaşkanının veda konuşmasıydı bu.
Bütün bu sebeplerle, konuşmasının ekonomide bir krizi tetikleyici etkisi olmadı.

'Devlet ideolojisi'


Gelişen, dışa açılan, büyüyen bir ekonomi... İnsanların hayatında 'dava' uğruna ölmenin değil, "iyi yaşama"nın başlı başına belirleyici bir sosyal değer haline gelmesi... Büyüyen piyasa ekonomisinin ve artan dışa açılmanın orta sınıf değerleri ve zevklerini geliştirmesi, toplumsal hayatın çeşitlenmesi...
Herhangi bir toplumda modernleşmenin de, laik devletin de, siyasi istikrarın da temelinde bu sosyoekonomik dinamik vardır. Böyle çeşitlenen bir toplumda bırakın şeriatı, Sayın Sezer'in "devlet ideolojisi" bile rejimi tehdit edemez! Böyle bir toplum ancak çoğulcu sivil demokrasiyle yönetilebilir.
Türkiye böyle bir sosyal ve ekonomik gelişme düzeyine sahiptir; geriye gidilerek otoriter rejim kurulamaz. Türkiye'nin bu yapısal düzeyini bilimsel verilerle bildikleri içindir ki ekonomik dinamikler Sezer'in "tehlike" alarmını tınmadılar bile!
Ama ısrarla Türkiye'de rejimin tehlikede olduğu mesajı verilirse, ülkeyi 'yönetilemez' hale getirecek bir kutuplaşma ve istikrarsızlığa yol açılırsa bunun ekonomiyi nasıl sarsacağını düşünmek bile insana dehşet veriyor.

Totaliter bir kavram


Sayın Sezer'in konuşmasında "ekonomik büyüme, yatırım, teknoloji, rekabet" gibi çağdaş kavramlar hiç mi hiç yoktu! Sayın Sezer "tüm yurttaşların taraf olması gereken devlet ideolojisi" dediği ideolojiye öyle inanmış ki Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal değerlerinin, demokrasinin, laikliğin, hukuk devletinin, özgürlüklerin sağlam bir zemine dayanması için nasıl bir ekonomik ve sosyal yapı gerektiğini düşünmüyor bile!
Sadece demokrasilerde değil, modernleşme ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak belli ölçüde çoğulculaşmış Türkiye gibi toplumlarda "tüm yurttaşların taraf olması gereken devlet ideolojisi" savunulamaz! Bu totaliter bir anlayıştır! Bu kavramı meşrulaştıran bir tek demokrasi ve hukuk klasiği gösterilemez! 'En hakiki mürşit bilim' ise, Sayın Sezer böyle bir kaynak göstersin, biz de öğrenelim!
Sezer'in kendi siyasi itikadını "devlet ideolojisi" diye yüceltmesi, onu sadece "tarafsızlık"tan değil, "toplumsal gözlem"in gerektirdiği nesnellikten de uzaklaşmıştır.
Sezer'in konuşmasında elbette isabetli yönler de teknik açıdan eleştirilecek yönler de vardı. Ama temel sorun, bakış açısının toplumsal dinamiklere değil, "ideolojik" önyargılara dayanmasıydı. O zaman somut verilerle, teknik bilgilerle tartışmak mümkün olmuyor, fayda etmiyor.

milliyet



Bu yazı 967 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,245 µs