En Sıcak Konular

Hasan Cemal


Hasan Cemal
0 0 0000

Cunta ve darbe!



Çankaya'daki Dışişleri Konutu'nda geçen gün Abdullah Gül'le sohbet ederken, 27 Nisan'daki muhtıra gecesi neler hissettiğini, kafasından ne gibi düşünceler geçtiğini, bazı bakımlardan yaşadığı hayal kırıklıklarını da dinledim.
Bir ara şöyle dedi:
"Yeter söz milletindir diyenler yola kolay çıkmadılar!"
Çok açıktı.
Gül'ün bu sözlerinin altında, çok şeyi göze almış olmaktan kaynaklanan bir kararlılığın yattığı söylenebilirdi.
Kim bilir belki de halkın iradesine, demokrasinin son tahlilde gerçekleştiği seçim sandığına sonuna kadar sahip çıkacaklarını anlatmak istiyordu.
Bilemiyorum.
Bir bakanın şu sözleri ilginçti:
"Ne Demirel'in 12 Mart'ta yaptığı gibi şapkayı alır gideriz; ne de 28 Şubat'taki Recai Bey gibi elimiz titrer. Dik durmakta kararlıyız."
Ankara'da politika kulisinin zaten puslu olan havası, muhtıra sonrası biraz daha kasvetli bir hal almış...
Bunu da konuştuk Gül'le...
Kafamda bir dolu soru...
Darbeler ve cuntalar!
Cuntalar konusu ilginçti. Acaba bazı cuntaların varlığı olabilir miydi, muhtıranın sürpriz şekilde ve gece yarısına doğru verilmesini sağlayan?..
Yani dipten gelen bir dalga...
Bir noktayı biliyorum:
2003 ve 2004 yıllarından kalma bazı cuntaların varlığından, ya da 'cuntasal yığınaklar'dan hükümetin tepeleri haberdar. Bunların 'sivil bağlantıları'nın da yakın markajda tutulduğu anlaşılıyor.
Üst düzeyde bir hükümet yetkilisinin şu sözleri düşündürücüydü:
"Hükümet olarak vakıfız ne olup bittiğine... Tabii sivil ayağı da var cuntasal kalıntıların... Birkaç emekli büyükelçi, akademisyen..."
Nokta dergisinde yayınlanmış olan 2003-2004 darbe tertipleri ile ilgili iddiaların gerçekliği konusunda fazla bir soru işareti yok hükümetin tepelerinde...
Nitekim, Abdullah Gül bundan önceki bir görüşmemizde yazılması kaydıyla, daha Nokta'daki yayın öncesinde darbe tertiplerini bildiklerini söylemiş, bunların sadece bir takım iddialardan ibaret olmadığını belirtmişti.
Bu arada devrin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Paşa da yaptığı açıklamada tertipleri reddetmemişti.
27 Nisan Muhtırası...
Dipten gelen bir dalga mı?
Gazı alan geçiçi bir adım mı?
Yoksa kalıcı mı?
Bir başka deyişle, Çankaya yüzünden bir çatışma seçim sonrası da yaşanabilir mi? 22 Temmuz seçimlerini yine tek başına kazanan AKP... Ve sonra bu kez Çankaya için meydanlara konan seçim sandığından halkın oylarıyla 5 yıllığına Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül...
Açık darbe olabilir mi?
Bu soruyu Gül'e sordum.
Kesinlikle ihtimal vermiyor. Bir askeri darbenin Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülük olduğuna haklı olarak inanıyor.
Bir an sesli düşündüm:
Darbe, Türkiye'yi bölmek isteyenlerin tuzağına düşmektir diye... Ve böyle bir darbede mutlaka bir dış parmak vardır diye... Bu dış güç, bölgede yeni bir devlet kurmayı kafasına koymuşsa, Türkiye'de açık bir darbenin zeminini çaktırmadan hazırlayabilir ya da darbe ortamının oluşumuna katkıda bulunabilir diye...
Türkiye bu tuzağa düşer mi?
Demokrasiyi rafa kaldıracak, AB yolunu dinamitleyecek, siyasal ve ekonomik istikrarını berhava edecek bir darbe yaşanabilir mi Türkiye'de?
Sanmıyorum.
Türkiye'nin askerinin de, sivilinin de aklını ekmek peynirle yemediğini düşünüyorum.
Abdullah Gül'ün de bu düşüncemi paylaştığını gördüm.


milliyet



Bu yazı 780 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 16 Eylül 2012 Türkiye AB’nin, AB Türkiye’nin neresinde?
    • 13 Eylül 2012 Ve soruyorum Ak Parti iktidarına...
    • 7 Ağustos 2012 Özkök Paşa demokrasi adına bir şanstı!
    • 12 Mayıs 2012 Ak Parti’yle kadınlar, başörtüsü sorunu ve Kürt sorunu...
    • 18 Nisan 2012 Demokraside asker sorunu, sivil sorunu!
    • 15 Nisan 2012 Suriye’de akan kan ve evimizin içi!
    • 3 Nisan 2012 Suriye’de ben de tarafım!
    • 27 Mart 2012 Zamanın ruhu ve dış konjonktür PKK’ya karşı!
    • 21 Ocak 2012 İnsanlık ölmedi, karanlık sorgulanacak!
    • 18 Ocak 2012 Sanık Kenan Evren, ayağa kalk!
    • 20 Kasım 2011 ''Dersimli okşanmakla kazanılmaz!''
    • 18 Ekim 2011 Herkes ‘Atatürk milliyetçisi’ olmak zorunda mı?..
    • 5 Ekim 2011 Ak Parti, CHP, BDP uzlaşması...
    • 29 Eylül 2011 Ciğeri yanan Erdoğan’a, Öcalan’a...
    • 27 Eylül 2011 PKK, BDP, Güneydoğu’dan haberler öyle ki...
    • 22 Eylül 2011 Avrupa Birliği Türkiye'ye dürüst davranmıyor mu?
    • 21 Eylül 2011 Düşen helikopterin beynini kim söküp aldı ?
    • 7 Eylül 2011 Başbuğ Paşa da hesap vermek zorunda!
    • 2 Eylül 2011 Erdoğan’ın askeri vesayetle mücadelesi...
    • 6 Ağustos 2011 Kürt sorunu: Bardağın dolu ve boş tarafı!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,758 µs