En Sıcak Konular

İbrahim Karagül


İbrahim Karagül
0 0 0000

Avrasya satrancı, Putin'in son golü



İşte bu keskin ayrışmanın merkezinde iki ülke var: Türkiye ve İran. İki ülke, bloklar çatışmasının ileri karakolu haline geliyor. 


Rusya lideri Viladimir Putin'in hem ABD ve Avrupa'ya hem de Türkiye'ye attığı son gol, ABD'ye Orta Asya'da ağır bir darbe indirdiği gibi, Türkiye'nin enerji projelerine de aynı ölçüde zarar verdi. Ankara'nın ABD-İngiliz eksenli Orta Asya politikasında kayıplarını tahammül noktasının ötesine taşıdı.

Avrasya kuşağındaki enerji/güvenlik eksenli satranç oyununda, işgallere ve Kadife devrimlere rağmen Anglo-Amerikan blokun, doğal olarak Türkiye'nin 21. yüzyılın jeopolitik mücadelesinde hangi noktada olduğunu ve bunun yeni küresel bloklaşmaları nasıl tetiklediğini iyi izlemeliyiz.

Rusya'yı yeniden imparatorluk günlerine taşıyan, Çin ve bazı Ortadoğu ülkeleriyle yaptığı anlaşmalarla petrol piyasasında etkin bir güç yapan, 21. yüzyılın en büyük mücadelesi olan doğalgaz projeleriyle Asya ve Avrupa'nın enerji ihtiyacı için önünde diz çöktüğü kişi haline gelen Putin, Türkmenistan ve Kazakistan'la yaptığı anlaşmayla Hazar'a ilişkin projesini önemli ölçüde tamamladı. Hazar çevresinde döşenecek doğalgaz boru hattı ile Rusya, Türkmenistan, Kazakistan kaynakları aynı ağa bağlandı. Özbekistan da bu sisteme katılacak.

Putin bir süre önce de, Burgaz-Dedeağaç boru hattı için Yunanistan ve Bulgaristan'la anlaştı. Türkiye yine devre dışı bırakıldı. Proje ile Rus kaynakları Türkiye'ye uğramadan Karadeniz'den Ege'ye akacak. Yani Rusya bir şekilde Akdeniz'e indi.

İki girişim de Türkiye'ye ağır darbe vurdu. Anadolu'nun enerji kavşağı olmasına yönelik strateji yara aldı. Hazar kaynaklarının Türkiye üzerinden Akdeniz'e akıtılmasında Rusya önemli bir koz elde etti. Yine doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktarılması konusunda da Türkiye by-pass edildi.

İngiliz emperyal politikasının ürünü olan Bakü-Tiflis-Ceyhan hattını milli proje olarak kabullendiğimiz, enerji ve Orta Asya politikalarını bunun üzerinden yürüttüğümüz için olsa gerek, burnumuzun dibinde neler döndüğünü göremiyoruz. Yine Samsun-Ceyhan arasında boru hattı projesi geliştirerek aslında Rusya'nın inisiyatifine kalmış bir alanda varsayıma dayalı bir yatırıma giriştik. Bu basiretsizliklerimiz yüzünden yıllardır bir Orta Asya stratejisi geliştiremiyoruz. Bir gün İngiliz-Amerikan projesini, diğer gün İsrail projesini, bir başka gün Rus projesini yerli/milli strateji olarak yutturma hastalığından kurtulabilirsek, işte o zaman bizim de bir Orta Asya stratejimiz olacak.

Ancak mesele bu kadar değil. ABD, Rusya, Çin, Avrupa arasındaki Avrasya mücadelesinin en sert restleşmeleri yaşanıyor. Gözlerimiz Ortadoğu'daki mücadeleye odaklandığı için, aslında birbirini tamamlayan büyük kavgayı görmekte zorlanıyoruz. Dünya ekonomisinin geleceğin belirleyecek bu “büyük oyun” yeryüzünün hangi kamplara ayrılacağını, geleceğin savaş ve barış haritasını da belirleyecek. Irak'ın bölünmesi, Şii-Sünni mücadelesi, Kuzey Irak, Lübnan'ın iç karışıklıklara sürüklenmesi bu “büyük oyun”un küçük çatışma alanları. Ortadoğu'daki bunalım artarken, insanlık çok tehlikeli bir Avrasya mücadelesini izliyor.

Afganistan işgali, Kadife devrimler, ABD'nin Karadeniz sevdası, Kıbrıs'ın geleceği, AB'nin “AB-Akdeniz Birliği” projesi, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi de “büyük oyun”un unsurları. İleride sadece Ortadoğu'da değil, Kafkaslar ve Orta Asya'da da çatışma/harita değişikliklerinin adresi bu. Mesele sadece kimin kaç varil petrol alacağı değil, enerji üzerinden yürütülen küresel paylaşım savaşı.

Afganistan bunun için işgal edildi, el Kaide ya da Taliban gerekçesiyle değil. Irak aynı şekilde. İran krizini de bu çerçevede görmeliyiz. Orta Asya ve Ortadoğu'da kapsamlı bir istila/kontrol harekatı başlatarak tarihinin ben büyük serüvenine kalkışan ABD'nin Irak ve Afganistan'da neden zor durumda kaldığını, kimlerin onu zora soktuğunu görmeliyiz. Washington'ın Orta Asya planı, enerji projeleri çerçevesinde şimdiden çöktü. Nasıl mı? Putin'in ve Çin'in Darfur'dan Sibirya'ya kadar genişleyen adımları sayesinde.

Füze savunma sistemleri üzerindeki mücadelenin de kızıştırdığı yeni durumun örneklerine bakalım. Japonya, Güney Kore, Singapur, Yeni Zelanda ve Avustralya ile Asya NATO'su kurulmasının amacı Rusya ve Çin'i çevrelemek. Ama bu iki ülke, Kazakistan, Türkmenistan ile yaptığı enerji anlaşmaları, Afganistan, Pakistan üzerinden güneye, Kazakistan'dan Çin'e uzanan boru hattı projeleri ile cevap verdi. Orta Asya'yı, Hazar ve Karadeniz çevresini kontrol altına aldı.

ABD, Orta ve Güney Asya'ya yönelik en son projesi olarak 26 Nisan 2006'da “Büyük Orta Asya” projesini ilan etti. Buna karşı Çin ve Rusya, İran, Pakistan ve Hindistan'ı Şanghay Bloku'na davet etti ve “çok kutuplu dünya” çağrılarına başladı. İşte bu keskin ayrışmanın merkezinde iki ülke var: Türkiye ve İran. İki ülke, bloklar çatışmasının ileri karakolu haline geliyor.

Trilyon dolarlık paylaşım kavgası, El Kaide/terör kavramı ile jeopolitik hesaplaşma arasındaki ilişkiyi şimdi bir kez daha düşünelim.

yenişafak



Bu yazı 751 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 20 Nisan 2012 Türk-Kürt-Sünni..
    • 30 Mart 2012 Suriye satrancı, İsrail'e askeri üs
    • 16 Şubat 2012 En tehlikeli ihtimal: Ya savaş tersine dönerse!
    • 10 Şubat 2012 Hesaplaşma: Kim kimi tasfiye edecek?
    • 2 Aralık 2011 Bitti Esad, gerçekten bitti..
    • 18 Kasım 2011 Artık, Suriye ile savaş halindeyiz!
    • 9 Eylül 2011 Evet, Tahrir'de konuş! Tarihi değiştir! De ki...
    • 18 Ağustos 2011 İran-Suriye ve PKK: O 'kart' yine masada..
    • 10 Ağustos 2011 Altı saat ne konuştular?
    • 27 Temmuz 2011 Ölüm koalisyonu Haçlı savaşçıları..
    • 22 Temmuz 2011 Avrupa Birliği parçalanıyor..
    • 29 Nisan 2011 Cuma, öfke, kan...
    • 10 Şubat 2011 Barış beklerken savaş gelmesin!
    • 31 Aralık 2010 Bir casusa bu kadar para veriliyor mu!
    • 29 Aralık 2010 İki not ve bir kirli ittifak!
    • 24 Eylül 2010 İsrail-PKK bağlantısı bu işi bozabilir mi?
    • 3 Şubat 2010 Bu toplantı hiç de hayra alamet değil!
    • 17 Aralık 2009 İran-Suudi savaşına doğru mu gidiyoruz?
    • 8 Aralık 2009 Reşadiye'den kim ne mesaj veriyor?
    • 28 Ekim 2009 Birileri tarih yapıyor, bunu kimler yazacak?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,439 µs