En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Erbhof



Kimbilir kaçıncı kere seyrettiğim şu ünlü “Demirkırat” belgeseli var ya... Hani, her Türk vatandaşının mutlaka ve mutlaka, hem de döne döne seyretmesi gereken diziler üçlüsünün ilk ayağı... Diğerleri “12 Mart” ve “12 Eylül”...

Baktım da, üçlüyü hazırlayan üçlü de, yani Mehmet Ali Birand-Can Dündar-Bülent Çaplı ekibi de aynı hatayı yapmış.

Demokrat Parti’nin kuruluşunu anlatıyorlar ve “CHP’ye göre sağdaydı” diyorlar...

Yok, şimdi son günlerin modasına uyup “İdrisküçükömercilik” edecek değilim, çünkü onu yıllardır yapmaktayım. Küçükömer’i seçimler dolayısıyla yeni keşfedenlerden değilim çok şükür!

Ancak bu “sağdaydı” lafı papağan gibi yinelenen bir laftır. Herkese öyle öğretilmiştir. Mehmet Ali ağabeyim yurttaşlık bilgisi dersini bizim ortaokulda Bok Şakir’den mi, Sallabaş Orhan’dan mı yoksa Keş Hüsnü’den mi almıştı bilemem ama kendisine hiç yakışmamış.

Yoksa bu saçmalık, Can Dündar kardeşimizin, hani “çocukla çocuk, büyükle büyük olmak” gibilerden “sağcıyla sağcı, solcu solcu olmak ve herkese şirin görünmek” kaygısından mı kaynaklanmış, ona da Oray Eğin karar versin.

Milli Şef döneminde Cumhuriyet Halk Partisi faşist bir partiydi. Öyle ki, İnönü partinin “değişmez genel başkanıydı” ve de “ordunun başbuğu” sıfatını taşıyordu. Paralardan Atatürk’ün resmini kaldırıp kendi resmini koymaktan da utanmamıştı. (22 Temmuz’da oyunu bu partiye vermeye hazırlanan Atatürkçü’lere sevgiyle hatırlatırım.)

Demokrat Parti liberal bir parti olarak kuruldu. İktidarının son iki yılında diktaya yöneldi, o ayrı.

Can Dündar da, İngiltere’de ne okuduysa o bilgiye dayanıp “faşiste göre liberal sağda mı olur solda mı” sorusuna kendince bir yanıt bulsun bakalım...

Günümüzde yok merkez sol birleşti, yok merkez sağ birleşemedi diye zırvalayan zevzek basına bir şey demiyorum, laf anlayacağını hiç sanmıyorum, ama bu üçlü, bu diziyi hazırlayıp yayınlayan üç kişi, boş adamlar değillerdir. Bu ucuzluğa nasıl teslim olmuşlar?

Onlara da, bize de, Demokrat Parti’nin temelinin “toprak reformuna karşı çıkan toprak ağaları tarafından atıldığı” öğretildi. Adnan Menderes, Emin Sazak, Cavit Oral... Daha sonra devreye Celal Bayar, Refik Koraltan, Fuat Köprülü giriyorlar ve bazı toprak ağaları arka plana düşüyorlar... Hatta Cavit Oral, kısa bir süre sonra tarım bakanı olup adeta saf değiştiriyor! Ya da, beğenmediği kanunu uygularken sulandırıyor, saptırıyor...

OYSA, BU ADAMLAR, ÇİFTÇİYİ TOPRAKLANDIRMA KANUNU’NA KARŞI ÇIKMAKTA HAKLIYDILAR.

Adnan Menderes, 1945 yılı bütçesi dolayısıyla meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada, bu kanun tasarısını “faşist” olarak nitelemişti. Haklıydı.

Çünkü bu tasarı, Hitler Almanyası’nın “Erbhof “ yasasından birebir kopya edilmişti, hani Türk Ceza Kanunu’nun da Mussolini İtalyası’ndan fazlaca etkilendiği gibi!

Hatta bu kanun tasarısının ilk şeklinde, tek partiye bağlı “Çiftçi Ocakları” kurulması bile vardı! Solcu geçinen zibidiler bunu da bilmezler.

Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu, köylüyü toprağa bağlayarak “toplumsal hareketliliği önleme” amacına yönelikti. Tıpkı Köy Enstitüleri gibi!... Köylünün şehirlere gelmesi, sınıf değiştirmesi, sanayi işçisine dönüşmesi istenmiyordu. Önce “halk eğitilecek”, sanayileşmeye sonra sıra gelecekti, belki de hiç gelmeyecekti... Demokrasiye geçmekte de hiç acele edilmemeliydi tabii... Belki de sürüncemede bırakılmalı, hiç geçilmemeliydi... Faşist Recep Peker hayranı Özdemir İnce bunu artık açık açık savunmuyor, tıynetini belli etmiyor mu?

Oysa o dönemde köylüye lazım olan, arazi tapusu değil, makineydi.

Bunu Menderes beş yıl sonra, kendisi iktidara gelince başardı, tarıma traktörü soktu. Paşa babanıza kalsaydı Türkiye’de ciddi bir sanayileşme belki de yetmişli yıllara, babanızın vefatına kadar başlayamayacaktı...

Sersem Türk solcuları, faşist toprak yasasını bize ilericilik diye yutturdular!

Toprağı küçük işletmelere bölmek, ufalamak, verimliliğini düşürmek bizim memlekette solculuk sanılıyordu. Eh, ezanı da Türkçe okutuyorlardı ya, bundan iyi solculuk mu olurdu?

Herhalde Lenin ve Stalin gibi adamlar da sağcı oldukları için tarımda “temerküze”, büyük kombinalar kurmaya, daha sonra tarım işletmelerini Kolhoz ve Sovhoz şeklinde dev üniteler halinde birleştirmeye yönelmişlerdi canım...

Solcu geçinenlerimiz bu kadar aptal yaratıklardı işte... Bu aptallığı altmışlı yıllarda ayyuka çıkardılar ve toprak reformu diye ortalığı birbirine katarak o zamanın gençleri olan bizlerin de beyinlerini yıkadılar. Bize, memlekete barajlar kuran, demir çelik işletmeleri açan, inşaat hamlesi başlatan Demirel’e de, otomotiv sanayii kuran, büyük mağazalar açan işadamına da küfür ettirdiler. Toyduk, hamdık, aklımız ermiyordu.

Şimdi de “iktidarı halka bırakmak istemeyen solcuların anayasayı bile hiçe saymaktan utanmadıkları” bir dönem yaşıyoruz. Çapsız basın da bunu sol diye pazarlamaktan utanmıyor.

Ayıptır be, ayıp.

akşam

 



Bu yazı 1,284 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,048 µs