En Sıcak Konular

Tamer Korkmaz


Tamer Korkmaz
0 0 0000

"Abdüllatif Düşerken!"



Abdüllatif Şener dört yıl önce Abdülhamid Düşerken adlı filmi izledikten sonra sinema çıkışında karşısında star muhabirlerini bulmuştu. Ertesi gün star'da yer alan haberin esprili bir başlığı vardı: "Abdüllatif" Düşerken...

***

Şimdilerde Abdüllatif Şener'i yere göğe koyamayan bir film Doğan Grubu sinemalarında vizyona girmiş bulunuyor!

Seçimde aday olmayacağını açıkladı ya; başta Hürriyet olmak üzere egemen medyada Şener'e "Sen ne güzel politikacımızsın, Latif Abi" kıvamında güzellemeler döktürülüyor...

Şener neden bıraktığını da -Amiral Gemisi'nde her daim "Ben onlardan değilim, benim sizden hiç farkım yok, beni içinize kabul edin!" yollu türküler söyleyen kişiye anlatmış...

Abdüllatif Bey "tüm toplumu kucaklamış, kurumlarla zıtlaşmamış, dürüst olmaya çalışmış". Başka? Yeri gelmiş şarap muhabbeti yapmış. "Laiklik yeniden tanımlanmalıdır" denildiğinde "Hayır, yeni bir tanıma gerek yok" demiş. "Kişiler laik olmaz/devlet laik olur" cümlesi sarf edildiğinde de "Bu kavramlar eğilip bükülemez" diye karşı çıkmış...

Tüm bunlardan sonra laikçi kesim kendisini pek sevmiş.

Bu "duruşu" Deniz Bey'i bile çok etkilemiş. Baykal, Şener'in adaylıktan feragatini "Bu bir sivil muhtıradır" diye nitelemiş! (Her yol bir şekilde muhtıraya çıkmalı, değil mi?)

Abdüllatif Şener'in aday olmama tercihine elbette saygı duyulmalıdır. İlinde parti yönetimi ile bazı sıkıntılar yaşadığı biliniyor. Bu olayda veya hükümet içindeki bazı hadiselerde kendisine yanlış yapıldığını düşünmüş; sonuçta bütün bunlar bardağı doldurmuş olabilir. Haklıdır veya değildir. Adaylığı elinin tersiyle itebilmiş, en azından koltuğa yapışmamıştır...

Dahası, Şener, kurucusu olduğu partiyi elbette eleştirecektir. Doğrusu budur. Örneğin, Galataport'taki muhalif tavrı çok yerinde bir çıkıştı...

Hepsi tamam da, sorun başka bir yerde: Şener'in kimi tavırlarında ta en başından beri "bir yerlere hoş görünme, kabul görme arzusu" hatta "başkası olmaya çalışan" bir "gayret" göze çarpıyor...

Geçen yıl Sabah'a "Eşimi başı açık diye seçtim, kendisi kapandı" demişti. Sonrasında bu sözlerine ilk muhalefet şerhi koyan kişinin eşi olduğu ortaya çıkmıştı.

"Şarabın tadından başka her şeyini bilirim" cümlesi de egemen medyaya "Beni görün" mesajından başka bir şey değildi. Vakit geçirmeden de görmüşlerdi! "Çankaya'ya yakıştırma" faslı geçmişlerdi...

Amiral Gemisi'nin "Şener Güzellemesi" yaparkenki tavrı samimi değil. Ya? "Ey Latif kardeş, o kulağımıza hoş gelen sesinle bize ille de bir laiklik şarkısı söyle" yaklaşımıdır, bütün hikaye...

"Abdüllatif Düşerken" filminin yapımcısı olan Kaptan Köşkü'ndeki zatın bir cümlesi her şeyi ne kadar da iyi anlatıyor: "Şener'in en önemli özelliği nedir diye bana sorarsanız size şu cevabı veririm: Eşinin türbanını bile unutturan siyasetçi..."

Şarap muhabbeti, laiklik konusundaki yüz seksen derecelik dönüşleri falan "eşinin türbanı"nı unutturuveriyor:

Ama bu unutturmanın anlık veya geçici bir süre için olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz!

Yönetmen zat aynı zamanda bir şarap otoritesi: O yüzden midir nedir, Şener'i bazen şarap gibi görüyor. Birkaç bardak "Laik Şener" içip "eşinin türbanı"nı dert etmiyor, anlaşılan!

Final Notu: Şener, yıllardır Anayasa'nın 24. maddesindeki laiklik tarifinin özgürlükçü yönde değiştirilmesi gerektiğini söyleyen bir politikacıydı. 2006'ya girerken de bu fikirdeydi. 2006 Mayıs'ında ise Hürriyet'e "24. madde aynen korunmalıdır" diye şakıdı. Bülent Arınç kendisini telefonla arayıp "24. madde konusunda benim gibi düşündüğün halde neden böyle konuşuyorsun?" diye sorduğunda "Sözlerim yanlış aksettirildi" karşılığını verdi ama ardından Hürriyet'e söylediklerini tekrar eden açıklamalar yaptı.

 


zaman



Bu yazı 1,904 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 18 Eylül 2012 Otuz beşe bakla
    • 24 Ağustos 2012 Arkadakiler
    • 17 Ağustos 2012 ''Düğme''li olsun!
    • 10 Ağustos 2012 Kumpas
    • 3 Ağustos 2012 Yıldızın parladığı o sahne
    • 20 Temmuz 2012 Steril
    • 6 Temmuz 2012 Bir ıslık da biz çalalım!
    • 3 Temmuz 2012 Hava sahamıza giren Wall Street J'eti
    • 5 Haziran 2012 Hayal Teknesi!
    • 15 Mayıs 2012 Büyük Satranç Sahnesi!
    • 8 Mayıs 2012 Hükümete ''Tomahawk'' atmışlardı!
    • 4 Mayıs 2012 Gözlerimiz tamamen kapalı!
    • 24 Nisan 2012 ''ABD Karışmadı'' Yalanı
    • 10 Nisan 2012 Kime, ne lazımmış?
    • 6 Nisan 2012 Şapkanın Altındakiler
    • 20 Mart 2012 Hokus, pokus...
    • 6 Mart 2012 Kafasını koparalım, diyorlardı!
    • 28 Şubat 2012 28 Şubat'ın Balans Ayarları!
    • 17 Şubat 2012 Anahtar
    • 14 Şubat 2012 Hedef tahtası

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,660 µs