"hergün bir tanzimat ilan etmekle yürümez bu işler.”
Ergin Günçe
Çevremiz hiçbir sistemli düşünceye, hiçbir köklü töreye dayanmadan yaşayan insanlarla dolu. Daha da önemlisi, bunların bir kısmı iş başında, hayatımızı belirleyen kararlar alıyorlar, ekmeğimizi, suyumuzu ayarlıyorlar.
Türkiye’de bugün ki iktisadi rejim, liberalizm, bir devrim rejimidir. Devrim ile Türklerin tüketim yapması istendi. Millete şu gaz verildi: Ne kadar tüketirsen o kadar özgür ve mutlu olursun. Kitle devrimi benimsedi. Kitle, gelirini harcamaya başladı. Geliri yetmedi, borçlandı. Türkiye’de gelirin düşük olmasının çaresi de bulundu: Dışardan borçlandı. Borçlu olmanın tehlikesi, riski kimsenin umurunda olmadı. Kitle tüketime öyle alıştırıldı ki, herhangi bir harcama ve gelir planına dayanmadan önümüzdeki bir iki yılın geliri şimdiden harcanıyor. Hane halkları borçlu, şirketler borçlu, bankalar borçlu, hazine borçlu. Durum, bilanço, gidişat, tarih, gelecek bilinmiyor.
Türkiye’de planlama darbe yedi. Bir kavram olarak planlama; bir hayat tarzı olarak plan ortadan kaldırıldı.
Herkes tasasından ve batmış olduğuna dair gerçeklik durumundan kaçmak, kurtulmak istiyor. Türkiye’de kalabalık herşeyin kolayına kaçıyor. Kuyrukta beklemiyor başkalarının hakkını gasp ediyor, yakalandığında olayı çarpıtmak için kafasını çalıştırıyor bir mazeret uyduruyor, olayı bırakıyor, alakasız bir başka olayla ilgili hikaye anlatıyor.
Türkiye’de herşey programlandığı gibi oluyor, işliyor.
Çıkış
Slogan atmakla, ezber yapmakla, Arşimed gibi dünyayı kaldıracak bir dayanak noktası, bir kaldıraç aramakla ve bu tek noktaya dayanmakla bir yere varılmaz. Başka bir zamanın ve ülkenin deneyini yeniden yaratmaya çalışmakla da bir yere varılmamıştır. Çünkü her problem kendi somut koşullarıyla tektir, benzersizdir. Benzerliklere dayanarak akıl yürütmek bir yöntem değildir. Bir problemi çözmek kendi tarihsel koşullarında düşünerek mümkündür. Düşünmek ve yapmak eylemlerinde metod önemlidir, öncelikle doğru metodun bulunması gerekmektedir. Ancak her durumda ve her zaman geçerli tek bir problem çözme metodu yoktur. Ne bilim ne herhangi bir teknik ne de insan zekası illa ki tek çaredir.
Bir aşkınlık ile çıkış mümkündür. Aşkınlık ise savaşarak elde edilen birşeydir. Savaş, hayatın bir parçası değil hayatın kendisidir. Ateş etmek, top tüfek kullanmak değildir savaş. Yaşamak için yapılan herşeyin adı, savaştır.
Her olgunlaşma bir savaşın eseridir. Teslimiyet, çıkış değil.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle