En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Sol, CHP'den neden kaçıyor?



Yeni zihin jimnastiğimizi herhalde sizler de duymuşsunuzdur: “Ak Parti oyları yüzde 40'ın üzerine çıkabilir mi?”

Bir gazete, manşetinden bu soruyu sorarken, parmak hesabını da yapmış: “3 Kasım 2002 seçiminde, Ak Parti, 10 milyon 808 bin oyla yüzde 34.28 oranını yakalamıştı; 35 milyon 100 bin seçmenin oy kullanacağı 22 Temmuz 2007 seçiminde, oranını yüzde 40'a çıkarabilmesi için, 14 milyonun üzerinde oy alması gerekiyor; 3.2 milyon yeni seçmeni ikna etmesi pek de kolay değil.”

Hesabı sorgulayacak değilim; konuyu zihinlerinde tartıp haberleştiren arkadaşlar herhalde hesabı doğru yapmışlardır. Gerçi 2004 yerel seçimlerinde Ak Parti'nin 32.101 bin seçmenin yüzde 41.67'sinin oyunu aldığını biliyorum; ancak bunu hatırlatarak jimnastikçi arkadaşların huzurlarını bozmak istemem. Vardıkları sonuç doğru çünkü: 2002 seçiminde baraja takılan partilerin liderlerine sorulsun, bırakın seçmenin yüzde 40'ının oyunu, yüzde 10'unun oyunu alabilmek bile kolay değil…

Benim zihin jimnastik konum başka: “Neden CHP daha fazla oy alamıyor?”

Anketleri yakından izleyenlerin bildiği gibi, CHP, bir ara yüzde 20'in üzerine çıkarmayı başardığı oylarını yeniden kaybetmeye başladı. Her yeni gelen anket CHP'den kaçışın devam ettiğini gösteriyor. Seçim bugün yapılacak olsa, CHP, Ak Parti'nin hayli gerisinden yarışı tamamlayacağa benziyor. Oysa AKP ile CHP, bu seçime ezeli rakipler havasında giriyorlar; daha doğrusu öyle girdikleri varsayılıyordu. Ancak, kampanya ilerledikçe, CHP'nin şansını yitirmeye başladığı daha açık bir biçimde ortaya çıkıyor...

İşte üzerinde düşünülmesi gereken konu bu: Neden CHP kendi doğal seçmenini bile kendine çekmekte zorlanıyor?

Cevap, “CHP'nin doğal seçmeni” saymamız gereken sol kesimin değer sistemiyle CHP arasında meydana gelen farklılaşma olabilir mi? CHP'li seçmen sola meyyal bir birey... Lâikliği önemsese de, 'sol' tanımı gereği, demokrasiyi en temel değerlerden biri sayıyor. Buna karşılık, seçime giden CHP'ye baktığında, demokrasiye bağlılık konusunda ikna olmakta zorlanıyor; tam tersine, vereceği oyun Türkiye'nin demokratik geleceğini karartacağı kuşkusu içinde büyüyor da büyüyor sol seçmenin…

Bunun ilk dışa vurumunu sol aydınların çeşitli illerden bağımsız aday çıkardıkları liste belirleme sürecinde fark etmiştik. CHP'nin doğal seçmeni sayılması gereken sol aydınlara yüz vermedi CHP, bazısını 'sağ'dan ithal ettiği bildik politikacı tipleriyle yetinmeyi yeğledi. Solda konuşlanan bazı seçmenler, o süreçte, kendisini CHP seçmeni olmaktan uzaklaştırdı.

Bir iki büyük ilde -belki seçilebilir beklentisiyle- bağımsız sol adaylara oy verecek olan, kendini CHP seçmeni olmaktan uzaklaştırmış kişilerin öteki illerdeki mukabilleri ne yapacaklar? Daha önce CHP'ye gideceği anketlere yansıyan oyların şimdilerde eksilmesi bu sorunun gizlediği gerçekte yatıyor: Sol seçmen de, kendisini çok da umursamadığı halde, Ak Parti'ye oy vermeyi düşünür hale geldi.

Bunun bir sebebi de, solun simge isimlerinin yazılarında açıkça tartıştıkları gibi, 2007 seçiminin demokrasi ile demokrasi-dışı güçler arasında bir yarışa dönüşmesidir. Cumhurbaşkanlığı sürecine müdahale edilmesi, bunun demokrasiyi ve yargının bağımsızlığını zedeleyecek boyutlara vardırılması, Hudson Institute'deki pek temiz olmayan pazarlıkların ortaya çıkması… Bunlar, yalnız AK Parti'nin doğal seçmenlerinin kararlılıklarının pekişmesine yaramadı, CHP'nin doğal seçmeni olan bir kesimi de yeni bir hesaba sevk etti, ediyor…

“Ak Parti 3.2 milyon yeni seçmeni ikna edip oyunu yüzde 40'ın üzerine çıkarır mı?” hesabı da önemlidir herhalde, ancak esas peşine düşülmesi gereken gariplik, CHP'nin oylarında yaşanan erimedir.

yenişafak



Bu yazı 879 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,620 µs