En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Politikacının politikacıya ettiğini…



Partilerin seçim kampanyaları bütün hızıyla devam ediyor. Parti sözcüleri birbirlerinin lider kadroları hakkında ağızlarına geleni söylüyorlar; kürsülere taşınanlar gazete manşetlerini de kurtarıyor. Koldaki saat, memleketteki arsa, çocukların dairesi, eşlerin ziyneti, babaların şirketi, hepsi hepsi kampanya malzemesi...

Seçim bitecek, çekilen bayrak ve flamaların miting sonrasında toplanması gibi, bu iddiaların çoğu da sahipsiz kalacak. Hedef haline getirilmiş eşlerin, çocukların, anne-baba ve kardeşlerin kampanyalar sırasında yaşadıkları sıkıntılar ile meydanların küfürlü dalgalanmalarının politikacılar üzerinde bıraktığı rahatsızlıklar herhalde o kadar da kolay geçmiyordur.

Kendisi de politikaya tamah etmiş Vatan yazarı Zülfü Livaneli, önceki gün, “Türkiye gibi sert bir ülkede siyasi liderler ancak ar damarı çatlamışlar arasından çıkabiliyor” diye yazdı. Lider olana dek uğradıkları hakaretlere, aşağılamalara bağlıyor bu durumu ve “Normal bir insan bu kadar hakarete dayanamaz, isyan eder, namusuna, çoluğuna çocuğuna, anasına babasına dil uzatılmasına katlanamaz” diye ekliyor. Bu tespitten sonra yaptığı parti başkanı tanımı şu Livaneli'nin “Bütün gazeteler kendisi için 'hırsız!' diye manşet atsa, bütün televizyonlar 'vatan haini!' diye haykırsa bile, gece yorganı başına çekip deliksiz uyku uyuyabilen kişidir...”

Ne kadar ağır bir itham.

Siyasi hayatın içerisinde bulunmuş ve liderlik konumuna gelmiş kadroların neredeyse hepsini bir parça tanıyorum; istisnasız hiçbiri bu tanımı hak etmiyor... Her toplumda çürük elmalar olur, her aile içerisinden haramiler çıkabilir; politikacıların çevresi ve aileleri de bir istisna değil elbet... Liderler ve politik kadroların tümünü aynı kefeye koymak büyük insafsızlık...

Ancak Vatan yazarının iddiası da bütünüyle yersiz ve geçersiz değil. Meydanları görüyorsunuz; liderler birbirleri ve yakınları hakkında iddialar ileri sürmeye başladığında dalgalanıyor kalabalıklar... Gazete manşetleri hep o tür ithamlarla dolu; ekranlarda ileri-geri konuşanlar rağbet görüyor, izleniyor… Siyasi hayatta yer almak, lider olmak, elhak, 'derisi kalın olmayı' gerektiriyor. Birkaç seçim sonrasında kaşarlanıyor politik kadrolar; haklarındaki ithamları duymazdan gelmeleri, söylenenlere aldırmamaları, uykularının kaçmaması bundan sonraki aşama. Hakkında ileri-geri konuşulmuş, aile bireyleri hedef yapılmış pek çok politikacının, henüz yolun başındayken, yazılıp söylenenleri düzeltmek için nasıl çırpındıklarının yakın tanığıyım.

Negatif propaganda taktiği olarak kullanılan uluorta iddia ve ithamların, habbeyi kubbe yapma, gerçekleri çarpıtma merakının pek çok yan etkisi var da ikisi olağanüstü önemli…

Haksız yere saldırıya uğrayan politikacı (veya ailesi fertleri, yakınları), yanlış yere 'hırsız' diye tanıtıldıkları, 'hakları olmayana el attıkları' iddia edildiği halde etraflarından fazla bir tepki gelmeyince, “Acaba yapmalı mıyız?” sorusunu kendilerine sormaya başlıyorlar. Kendi kendini besleyen bir sürece dönüşüyor negatif propaganda: Birini veya yakınlarını 'hırsızlık' ile itham ediyorsunuz, bir süre sonra arsızlaşıp hırsızlığa başlıyorlar; bunu görünce siz de “Dememiş miydim?” demeye başlıyorsunuz…

İkinci yan etki de bunu sağlayan moral ortam işte: İddia ve ithamların ayyuka çıktığı bir ülkede, insanlar, “Nasıl olsa herkes hırsız” diye düşünmeye başlıyor; yönetici sınıfa güven kalmadığı gibi, aksi halde namuslu kalacak vatandaşlar da harama el uzatabilir hale geliyor...

Şu son seçim kampanyası sırasında gündeme taşınan başbakanın saatini ve oğlunun satın aldığı gemiyi, bir bakan çocuğunun 600 dairesi olduğu ithamını, bir CHP'linin villalarını, bir muhalefet liderinin arsalarını gündemden çıkarırsanız, kanaat belirlemede seçmeni eksik mi bırakmış olursunuz? Hayır, elbette hayır...

Politikacılar hakkında oluşmuş olumsuz kanaatlar aslında yine politikacıların eseri; politikacılar arasında buna itirazı olan var mı?

yenişafak



Bu yazı 869 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,097 µs