En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Baykal istifa etmez



Acaba CHP lideri Deniz Baykal istifa eder mi? Tahminim şöyle: Yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar etmez.
Niçin mi? Anlatmaya çalışayım...
CHP şu anda bir ' misyon' partisi. Yani onun bir ' görevi' var. Nedir bu görev? Bürokratik elitin görüşleri ve çıkarlarını siyaset alanında temsil etmek.
Bu görevi gereği, her türlü aracı kullanarak, Meclis'ten bir kişinin (ki bu aynı zamanda AKP grubundan birisi demektir) Cumhurbaşkanı seçilmesini engellemeye çalışacak.

Bürokratik elit nasıl bir zümre?
Bir örnekle açıklamaya çalışayım: Nisan ayında Köşk seçimleri tartışılırken YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç, kendisinin seçtiği, Cumhurbaşkanı Sezer'in de atadığı rektörleri arkasına toplayarak bir basın toplantısı düzenledi.
Bu toplantıda cumhurbaşkanının nasıl bir kişi olması gerektiğini, " bir siyasi parti lideri edasıyla " anlattı ve " 367 şarttır " dedi.
Eğer Teziç o açıklamayı bir profesör, bir hukuk uzmanı olarak yapsaydı sorun olmazdı. Fikrine katılmasak dahi, " Onun görüşü böyleymiş " deyip geçerdik.
Halbuki Teziç konuşmasını " YÖK Başkanı " sıfatıyla yaptı. Bu da Meclis'in, yani siyasetin işine müdahale etmekti.
Teziç'in hemen görevden alınması gerekiyordu. Peki Cumhurbaşkanı Sezer bu kararı imzalar mıydı? Asla!
İşte kritik nokta bu:
Askeri ya da sivil bir üst düzey bürokrat, siyasetin, Meclis'in, partilerin alanına giren bir meseleye müdahale ederse Köşk ne yapacak?
"Zirvedeki yetkili " olarak, Cumhurbaşkanı o kişiyi görevden alacak mı, almayacak mı?
Bürokratik elitin en büyük korkusu, Çankaya koltuğuna " o imzayı " atacak bir kişinin oturması.
Bu, " hayati " bir nokta.
Bürokratik elitin maddi ve manevi imtiyazlarının sürmesi buna bağlı.

Dikkatinizi çekmiştir: Önce " eşi türbanlı bir kişi Köşk'e çıkamaz " dediler. Sonra da eşi türbanlı Abdüllatif Şener'e göz kırptılar.
AKP'nin dört kurucusundan biri olan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, bu sinyali alınca yeniden aday olmadı.
Bugünlerde bir siyaset gurusu gibi konuşuyor. "Partiler üstü ve ötesi bir kişi" havasında.
Hatırlayın: Bakan Şener, Türk Dil Kurumu'nun kuruluş yıldönümünde Cumhurbaşkanı Sezer'in yanında otururken çevreye nasıl da gururla bakıyor, nasıl da " ölçülü ölçülü " gülümsüyordu.
Bürokratik elitin amacı Abdüllatif Şener'in aday gösterilmesini sağlayarak, AKP grubunu bölmekti: " Bu kişi sizden... Partinizin kurucusu... Bakın, eşi de türbanlı... Daha ne istiyorsunuz, uzatmayın, uzlaşın, gelin oy verin..."
Böyle bir durumda AKP milletvekilleri Şener'e oy verseler bir dert, vermeseler bir dert:
Verirlerse, o zaman bürokratik elitin adayını seçmiş olacaklar. Sezer'in imza atmadığı kritik belgelere, Şener de atmaz... Vermezlerse ve 367 bulunamadığı için tekrar erken seçime gidilirse, bu kez AKP'nin durumu halka anlatması mümkün olamayacak...

Bu senaryo gerçekleşir mi?
Bilmiyorum.
Sanmıyorum da: Çünkü oyun ortaya çıktı.
Ancak şurası açık: Bu tip senaryoların uygulanabilmesi için Deniz Baykal gibi ' tecrübeli', ' katı laikçi', dayatmanın kralını yapıp, " dayatıyorlar " feryadını koparacak bir liderin CHP'nin başında bulunması gerekiyor.
Eğer Baykal şimdi istifa ederse, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde bürokratik elitin çıkarlarını ve taleplerini Meclis'te kim temsil edecek? Kim dile getirecek?
Deniz Baykal evine döndüğü takdirde CHP'de müthiş bir liderlik yarışı başlar... Parti ister istemez enerjisini bu alanda harcayacağı için AKP'ye direnmez. Gevşer. Disiplini bozulur.
Özetle: Deniz Baykal'ın misyonu henüz bitmedi. " Seçimde yenilmedik. Partimizin oyu artmıştır " deyip görevini tamamlamaya çalışacak.
Baykal olmazsa AKP ile MHP'nin uzlaşmasını kim engelleyebilir?
Bakalım tahminim tutacak mı? Baykal şimdi istifa ederse gerçekten çok şaşırırım ama aynı zamanda ilk kez kendisine saygı duyarım.

sabah



Bu yazı 901 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,925 µs