En Sıcak Konular

Taha Akyol


Taha Akyol
0 0 0000

Anayasal Türklük



Askerler, 1961 Anayasası'nda Türkiye devletine "vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" dediler; 1982 Anayasası'nda bunu aynen tekrarladılar.
Halbuki, 1924 Anayasası'nın 88. maddesi şöyleydi:
"Türkiye'de din ve ırk ayırt edilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese Türk denir."
Aradaki farklar önemlidir.
"Herkes Türktür" demek başka, "din ve ırk" farkının olduğunu kabul edip buna göre vatandaşların "ayırt edilmeyeceğini" hükme bağlayarak yurttaşlara "vatandaşlık bakımından Türk denileceğini" söylemek başkadır.
CNN Türk'teki programımda Prof. Ergun Özbudun, 1924 Anayasası'nın hukuki açıdan "Türk" kavramını "anayasal vatandaşlık" anlamında kullandığını, bu bakımdan, sonraki anayasalara göre daha çağdaş olduğunu söyledi.
Gerçekten çağımızda kişinin anayasal hak ve ödevleri ırk, etnisite veya dine göre değil, "vatandaşlık" statüsüne göre belirlenir.

Ayırımcı tanımlar
Vatandaşlık teriminin ırki, etnik ve dini özelliklerden arındırılarak sırf hukuki, sırf 'anayasal' bir anlam kazanması dünyada da, bizde de kolay olmadı. Meşhur 'Alman ırkçılığını' hatırlatmaya gerek bile yok; Alman vatandaşlığının ırka dayandırılmasının ne belalar getirdiği malumdur.
Fransız kültüründe vatandaşlık şeklen "anayasal vatandaşlık" gibi gözükmesine rağmen, tarihte, Devrim'in ideolojik radikalizmi yüzünden "Cumhuriyet'in paryaları" işlemi yapılan ikinci sınıf vatandaş kategorileri yaratıldı, bu durum büyük çatışmalara sebep oldu.
"İyi bir Katolik"in devlet gözünde "Kötü bir vatandaş" diye görülmesi gibi!
Bertr Taithe'in "Citizenship and War" adlı kitabı, "Fransız olmanın zorluğu" yüzünden Fransa'nın çektiği sıkıntıları anlatır.
Yabancıyı vatandaşlığa kabulde elbette kısıtlamalar olur, ama kişi "vatandaş" olduktan sonra ırkı, dini, felsefesi, etnik kökeni ne olursa olsun "eşit, özgür vatandaş" olmalıdır; ülkeye aidiyeti ve anayasayı benimsemesi o zaman daha kolay olur. Anglo-Sakson geleneğinde vatandaşlık anlayışı böyledir.
"Vatandaş" kavramı, ülkedeki çeşitli insanların bir kısmını dışlayıcı çağrışım yapacak nitelikte olmamalı, aksine hepsi için ortak değer oluşturacak bir anlayışı, bir kültürü yansıtmalıdır.

Bizde durum
Bizde ırkçılık hiç olmadı. Ama özellikle 1930'larda "Türk" kavramına vatandaşlıktan öteye etnik anlam verildi, ulus'un tanımında "ırk ve köken birliği" vurgusu yapıldı! Bu yüzden, 1926'da çıkarılan Memurin Kanunu'ndaki "Türk olmak" terimi bazı ayırımcı sorunlara yol açtığı için, 1965'te "Türk vatandaşı" olarak değiştirilmesine ihtiyaç duyuldu. (Çağrı Erhan, Yaşayan Lozan. sf. 252)
Demek ki, Türk kavramı ile vatandaş terimi arasındaki ilişkiyi sağlıklı bir tarzda kurmalıyız ve "vatandaşlık bağı"nın önemini vurgulamalıyız.
Derin köklere sahip etnik bir sorunu yaşamakta olan Türkiye'de "vatandaşlık" terimi hukukuyla da, kültürüyle de birleştirici çağrışımlar yapacak nitelikte olmalıdır.
Bu bakımdan 1924 Anayasası'ndaki hüküm elbette daha iyiydi; "vatandaşlık bakımından" vurgusu elbette isabetliydi.
Tabii bu, 1924 Anayasası'nın bütünüyle daha iyi olduğu anlamına gelmez, oradaki "kuvvetler birliği" gibi bazı hükümler bugün düşünülemez bile.

t.akyol@milliyet.com.tr



Bu yazı 1,899 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Kasım 2011 KCK ve hukuk
    • 30 Temmuz 2011 Afrika kampanyası
    • 29 Temmuz 2011 Stalinist milliyetçilik!
    • 22 Temmuz 2011 AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
    • 20 Temmuz 2011 ‘Makas açılıyor’
    • 18 Temmuz 2011 Totalitarizmi eleştirmek
    • 12 Temmuz 2011 Anayasa da böyle yapılır
    • 7 Temmuz 2011 ‘Usta’ kabine
    • 1 Temmuz 2011 CHP Meclis’e
    • 27 Haziran 2011 Anayasa yapmak
    • 7 Haziran 2011 AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
    • 30 Mayıs 2011 Kürt meselesi nereye?
    • 27 Mayıs 2011 Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
    • 26 Mayıs 2011 Proje savaşı
    • 19 Mayıs 2011 Ergenekon ve PKK
    • 12 Mayıs 2011 Demirel ve CHP
    • 11 Mayıs 2011 MHP
    • 18 Nisan 2011 2023 Vizyonu
    • 2 Nisan 2011 ‘Bizden yana adalet!’
    • 25 Mart 2011 Türkiye’nin rolü?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,362 µs