En Sıcak Konular

Şamil Tayyar


Şamil Tayyar
0 0 0000

AK Parti’de neler oluyor?



Dünkü yazımda Abdullah Gül ekseninde cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin görüşlerimi ifade etmiştim. En çok tepki aldığım yazılardan biri oldu. Tüm eleştirilerden kendi payımı çıkarmakla birlikte, zihnimi kemiren sorulardan kendimi alamadım.

27 Nisan bildirisinin hemen ardından ‘28 Nisan sabahı Kızılay’da, Taksim’de, Tandoğan’da neden 3 kişi yoktu’ diye aklımdan geçmiyor değil. Ya da iki gün sonra Çağlayan’da ‘Cumhuriyet Mitingi’ yapılırken, neden ‘Demokrasi Mitingi’ düzenlenmediği sorusuna hep cevap aramışımdır. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül sabahları meydanlarda tanklar cirit atarken sokaklar neden boştu, çok anlamış değilim. Ya 12 Eylül Anayasası’na verilen yüzde 100’e yakın halk desteğine ne demeli?

Önce herkes samimi olacak. Kendisini sadece sandık başında özgür hisseden halkımız, hissiyatını sadece sandığa değil meydanlara da yansıtmalıdır. Kimse benim demokratlığımı test etmesin. Muhtıraya karşı yazılarım ortadadır. Ama çatışmacı siyaseti kendine şiar edinmiş uzaktan kumandalı foncu demokratlardan da değilim.

Foncu demokratlarla milliyetçi demokratlar arasındaki nüans, dik durmakla diklenmek arasındaki ince çizgi üzerindeki hassas ayardan geçer. Birinde ‘ rövanş’ duygusu, diğerinde ‘Türkiye’nin kazancı’ ağır basar.

Bu mevzuu burada noktaladıktan sonra gelelim Ak Parti’deki kritik gelişmelere. En sonda söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim: Abdullah Gül, adaylık konusunda kararlı gözüküyor, başbakanın kafası ise karışık.

Önceki gün AK Parti MYK’da, dün de Meclis Grup ve MKYK toplantısında bu konu enine boyuna ele alındı. 10’ün üzerinde isimle görüştüm. Bunlar arasında Erdoğan’a yakın olanlar da var Gül’e yakın olanlar da...

Gül’ün üç önemli mesajı

Çerçevedeki fotoğrafı daha iyi görebilmek için önce flu karelere netlik ayarı yapalım. Gül, tamamen içine kapanmış durumda. Yakın çalışma arkadaşlarıyla sürekli durum değerlendirmesi yapıyor.

O dost sohbetlerine yansıyan Gül’ün yorumu şöyle: ‘AK Parti’nin aldığı bu yüksek oylarda benim adaylığımın rolü de var. Halk benim adaylığımı onayladı. Geri adım atmam benden çok partime zarar verir. Eğer meclis içi mutabakat olmayacaksa yeniden halkın tercihine başvurabiliriz. O zaman en az yüzde 60’la gelirim.’

Elbette Gül’ün bu yorumlarına katılmamak mümkün değil. Özelikle öne çıkan üç önemli mesajı var: 1. Adaylıkta kararlıyım. 2. Meclis’te olmazsa halk seçsin. 3. Aksi halde AK Parti zarar görür, halk desteği azalır.

Genel merkez’in endişeleri

AK Parti Genel Merkezi ise Gül’ün bu tespitlerine katılmakla birlikte, endişelerini de dile getiriyor. Nitekim partinin yetkili kurullarında Gül’ün şahsını doğrudan hedef alan veya inciten tek satır laf etmeyen yöneticiler, Gül’ün adaylığıyla yeni kriz senaryolarının hayata geçirilebileceğini düşünüyor.

Çankaya’ya Gül dışında başka bir ismin çıkarılması gerektiğini düşünen parti yöneticilerinin rezervlerini üç noktada toplamak mümkün: 1. Seçim öncesi olduğu gibi yeniden kriz doğabilir. Bu kez fatura partiye çıkar, ağır bedel öderiz. Toplumda gerginlik artar. 2. Cumhurbaşkanlığı makamının sürekli tartışma gündeminde olması, hükümetin performansını olumsuz etkiler. Sosyal restorasyon projeleri ve AB süreci kesintiye uğrayabilir. 3. Sürekli çatışma ortamı, AK Parti’yi kamuoyunda kavgacı parti konumuna sürükler.

Oylama yalanı

Tabii, görüş farklılıkları ister istemez dezenformasyona da yol açabiliyor. MYK toplantısındaki oylama haberlerinin asılsız olduğunu belirtmeliyim. Bazı gazetelere yansıyan ‘Gül’e 10 üye destek verdi, 4 üye karşı çıktı’ şeklindeki oylama sonucu, gerçeği yansıtmıyor. Çünkü, yapılmış bir oylama yok.

Kaldı ki, hiçbir MYK üyesinin Gül’ün şahsına itirazı yok. Toplantıya katılan genel başkan yardımcıları, genel sekreter, kadın ve gençlik kolları başkanlarının aralarında olduğu 14 kişinin tamamı, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’nı hak ettiği noktasında görüş bildiriyor. Ancak çoğunluk, ilave olarak endişelerini dile getiriyor.

Son söz Gül’ün

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine ilişkin partinin tüm yetkili kurullarının nabzını yoklayan Erdoğan’ın ise nihai kararı, Gül’le birlikte vereceği belirtiliyor. Arınç’la birlikte Gül’ün de katıldığı üçlü toplantıda ‘Abdullah kardeşim karar senin’ diyen Erdoğan’ın, Gül’e rağmen bir karar almasına ihtimal verilmiyor.

Erdoğan’a yakın kaynaklar şu yorumu yapıyor: ‘Sayın Başbakan, Abdullah Bey’in itibarına gölge düşürecek hiçbir hareketin içinde olmaz. Sorumluluk sahibi birisi olarak kapsamlı bir istişare yapmasını da kimse yadırgamamalıdır..’

Sürpriz Çankaya ziyareti

Gül’ün durumu belirginleşmediği için yeni hükümet listesi oluşturulamıyor. Gül cumhurbaşkanı adayı olursa, Dışişleri Bakanlığı’na Ali Babacan’ın kaydırılması yüksek ihtimal. Aksi halde Gül, kabinenin ikinci adamı olarak görevine devam edebilir.

Gül belirsizliği giderilirse, Erdoğan’ın yeni hükümet listesini sürpriz bir kararla bir iki gün içinde Çankaya Köşkü’ne çıkarabileceği konuşuluyor. Bir genel başkan yardımcısı, ‘Başbakan listeyi götürür, Cumhurbaşkanı isimlere itiraz ederse, Başbakan görüşmeyi yarıda bırakıp dönebilir. O zaman listeyi sunmak için yeni cumhurbaşkanının seçilmesini bekleyebilir’ dedi.
 
star gazetesi



Bu yazı 938 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Ağustos 2012 Hüseyin Aygün vakası
    • 8 Ağustos 2012 Atatürk yaşasa ismini değiştirir miydi?
    • 1 Ağustos 2012 Hatay’da neler oluyor?
    • 30 Temmuz 2012 Suriye’ye PKK operasyonu
    • 25 Haziran 2012 Vurulan jet değil çünkü...
    • 18 Haziran 2012 Başbakan’ın başka seçeneği yok
    • 14 Mayıs 2012 Kim bu üst komutanlar?
    • 7 Mayıs 2012 CHP’de derin çatışma
    • 28 Mart 2011 Kalemim size emanet
    • 16 Mart 2011 Arşiv bir açılsa görürsünüz
    • 9 Mart 2011 Sen de yoğunlaş, koçum benim
    • 7 Mart 2011 Ergenekon’da neler oluyor?
    • 4 Mart 2011 1 Mart operasyonu
    • 23 Şubat 2011 Olmadı sayın Bakan
    • 22 Şubat 2011 O mektubu kim verdi?
    • 18 Şubat 2011 Kılıçdaroğlu-Yalçın pazarlığı
    • 16 Şubat 2011 Yeni Türkiye nasıl kurulacak?
    • 7 Şubat 2011 CHP’yi yıkmaya mı geldi yoksa?
    • 4 Şubat 2011 Böyle terbiyesizlik olmaz
    • 28 Ocak 2011 Asılacakların listesi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,895 µs