En Sıcak Konular

Fikret Bila


Fikret Bila
0 0 0000

Gül'den TSK'ya mesajlar



Abdullah Gül'le, basın toplantısından sonra TBMM'de sohbet olanağı bulduk.
Gül'e, TSK'nın 27 Nisan'da yaptığı açıklamayı anımsatarak sordum:
"Siz 27 Nisan'ı tamir ettik demiştiniz. Bu açıdan bir sıkıntı bekliyor musunuz?"
Gül, sözcükleri özenle seçerek şu yanıtı verdi:
"Dikkat ettiyseniz, seçim kampanyası boyunca, meydanlarda bu konuyla ilgili tek söz söylemedim. Tek satır bulamazsınız. 27 Nisan geride kalmış konudur. Onlar hep geride kaldı. Öyle rövanşist yaklaşımlarda bulunacağımız yorumları yapıldı. Kesinlikle doğru değildir. Rövanş falan söz konusu değil."
Gül, Anayasa'ya göre aday olduğunu anımsattıktan sonra TSK'ya da bu konuda şu mesajı gönderdi:
"Anayasa'da cumhurbaşkanlığına nasıl aday olunacağı belli. Ayrıca, Anayasa bütün kurumları bağlar. Bütün kurumlar Anayasa'ya bağlı olmak durumundadır. Bu açık."
Gül, "Bir pürüz görüyor musunuz, bir endişeniz var mı?" sorusuna da şu karşılığı verdi:
"Hayır. Niye olsun ki. Bir pürüz görmüyorum. Endişem de yok. Ben 5 yıla yakın devletin en hassas görevlerinde bulundum. Dışişleri Bakanı'yım. Başbakanlık yaptım. Terörle Mücadele Kurulu Başkanlığı yaptım. Devletin en hassas bilgileri benim önüme geldi."
Gül, TSK'dan kaynaklanacak bir sıkıntı, bir tepki beklemiyor.
Siyasi partiler ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) açısından, Gül'ün adaylığı ve cumhurbaşkanlığı nasıl karşılandı ve nasıl sonuçlar doğurabilir?
Önce partiler açısından bakalım...

AKP için doğal sonuç
Gül'ün adaylığı ve cumhurbaşkanlığı, AKP açısından doğal bir sonuçtur. Gül'ün cumhurbaşkanlığı üzerine kurulu seçimden başarıyla çıkan Erdoğan ve AKP'nin, siyasetin normal akışı içinde Gül'ün arkasında durması gerekirdi. Öyle de oldu.
Gül, kişiliği ve siyaset tarzıyla hem adaylığı hem de cumhurbaşkanlığı sürecinde, gerginlik yaratmaktan uzak duracak, bunun için, "çok özenli ve dikkatli" davranacaktır. Nitekim şimdiden, cumhuriyetin temel ilkelerine, Anayasa'nın ilk dört maddesinde ifadesini bulan kurucu ilkelere bağlı kalacağını vurgulayarak bu mesajı vermiştir.

CHP'nin tavrı değişmedi
CHP, Gül'ün cumhurbaşkanlığına karşı sert bir tutum aldı. Oylamalara katılmayacak. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da bir çeşit protesto uygulayacak. CHP seçim öncesinde olduğu gibi sonrasında da Gül'ün Çankaya'ya çıkması karşısındaki duruşunu sürdürecek. Bir kriz çıkması halinde ise "Biz uyarmıştık" diyebilecek konumda kalacak.

MHP'nin demokrat tutumu
Devlet Bahçeli, seçim sonrasındaki açıklamaları ve tutumuyla MHP'nin konumunu şöyle belirlemiştir:
1- Oylamaya katılacağını açıklayarak demokrat bir konumda durmuştur.
2- Bu kararıyla seçim boyunca, "CHP'nin yedeğine girdi" eleştirilerini boşa çıkarmıştır.
3- AKP'de Gül'ün adaylığını, "MHP girmez, yine kriz çıkar" tezine dayandırmak isteyenleri boşlukta bırakmıştır.
4- Başbakan Erdoğan'ı, Gül'ün adaylığına tabi kılmış, hareket alanını daraltmıştır.
5- Erdoğan'ı, "Gül ile Gül'e karşı kesimler" arasına sıkıştırmıştır.

TSK için sıkıntı görünüyor
Gül, büyük özen gösterecek olsa da adaylığı ve cumhurbaşkanlığı, TSK için sıkıntılı olacaktır. Bunları şöyle özetlemek mümkündür:
1- TSK, Gül'ün adaylığı karşısında 27 Nisan açıklamasını yapmış ve karşı duruş sergilemiştir. Sonuç, TSK'nın duruşuyla uyumlu değildir. Bu uyumsuzluğun nasıl ortadan kaldırılacağı önemlidir.
2- Gül'ün cumhurbaşkanlığı, TSK'nın kurumsal kültürü ve kuralları ile çelişkili durumlar yaratabilir.
Erdoğan ve Gül'ün liderlik sorumluluğu, "risk yönetimi" açısından daha da artmıştır.

milliyet



Bu yazı 977 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ankara’nın müzakere planı nedir?
    • 26 Eylül 2012 Özkök: Bektaşi fıkrasına döndü
    • 19 Eylül 2012 PKK, BDP’yi boşa çıkardı
    • 9 Eylül 2012 PKK’nın yerleştirmeye çalıştığı dil
    • 7 Eylül 2012 Bomba sayımı vardı
    • 5 Eylül 2012 PKK’nın ‘ele geçirme’ ısrarı
    • 29 Ağustos 2012 Çiçek’in mutabakat çağrısının muhatabı
    • 28 Ağustos 2012 Çiçek’ten ulusal mutabakat çağrısı
    • 26 Ağustos 2012 Kuzey Irak-Kuzey Suriye çelişkisi
    • 25 Ağustos 2012 ''Çözüm'' denilince ne anlaşılıyor?
    • 23 Ağustos 2012 Sadece cenazede değil
    • 19 Ağustos 2012 PKK’nın ''kontrol bende'' mesajı
    • 15 Ağustos 2012 PKK ile ilgili yanılgılar
    • 8 Ağustos 2012 Şemdinli’de neler oluyor?
    • 6 Ağustos 2012 PKK saldırılarının şifreleri
    • 5 Ağustos 2012 Büyük tasfiye
    • 29 Temmuz 2012 Kuzey Irak’ta ağzı sütten yanan Türkiye
    • 27 Temmuz 2012 Ankara’nın Barzani tercihi
    • 26 Temmuz 2012 PKK ve Kürt sorunu boyut değiştiriyor
    • 22 Temmuz 2012 Esad’ın tutunması artık çok zor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,123 µs