En Sıcak Konular

Rüşdü Paşa



Rüşdü Paşa
0 0 0000

L'Espace litteraire



            'hayat sizin hikayeniz değildir, çekiciliği olmayanın hayatı da yoktur,
            onlar ölü gibidirler'
            deleuze

Düşünen insan, kendini öteki düşünen insanların bir yoğunlaşması olarak görür. Yazı, düşünen insanın eylemidir. Yazar sahiplendiği düşünceyi aktarır. Okur yazarla ittifak kurar.

Türkiye'de düşünen adamlar kimlerdir? Türkiye'de zamanın dışında yaşayan adamlar kimlerdir? Türkiye'de düşüncenin içine girmek için zamanın dışına çıkanlar kimlerdir? Türkiye'de düşünen adamların kullandığı edebiyat metinleri var mıdır? Türkçe'de hangi metinler toplumu dönüştürmek konusunda bir işe yaradı?

Sorular Türkiye'de meşrudur. Türkiye iktidar/bilgi ilişkisinin yoğun yaşanmakta olduğu bir yer.   

Akademisyenler, bilgi aktaranlardır. Öğrenciler, bilgi alanlardır. Batı'da 1968 bir başarısızlıktır. 1968'de bilgi ile iktidarın devrileceği varsayılmıştı. Devrim gerçekleşmedi. 1968'de akademisyenler ve öğrenciler, kendi faaliyetlerinin burjuva toplumuna bağlı olduğunu anladılar. Burjuva sınıfının değişim sürecine bağlı olan bilgi öğretenler ve bilgi öğrenenler hayal içinde yaşadıklarını anladılar. 1968 ile birlikte bilgi öğreten ve bilgi öğrenen herkes kriz yaşıyor.

Yazarlar kapitalist toplumda güvenli bir yerde duruyorlar mı? 

Türk toplumunun değerleri ve kipleri yazının işe yaramasını sağlıyor mu? Türkiye'de herhangi bir zaman diliminde yazının alt-üst ediciliği vakası yaşandı mı? 

Türkiye'ye dair daha pratik bir soru şöyle yazılmalıdır: Türkiye'de yazar olarak sayılanlar neden narsisist eğilim taşırlar? 

1953 yılında Türkiye'de bir darbe gerçekleştirildi. Darbenin hedefi, lisedir. Türkiye'de lise darbe ile yok edildi. 1980 darbesinin hedefinde üniversite oldu. Türkiye'de üniversite 1980'de darbe ile tasfiye edildi. 

Lise ve üniversitenin ortadan kaldırılması ile bağımsız bir faaliyet olarak düşünce yok edildi. Türkiye'de bilim üniversite profesörlerinin mesleğinden başka birşey değil. 

1953 yılı yakınsamadır. Klasik devrede yazmak, ötekilere öğretmek için yazmak, başkalarına aktarmak için yazmak anlamına geliyordu. İşlevseldi. Klasik devre, sona erdirildi. Yazı, kendisi için var olmaya başladı. Yazı, okurdan kopuktur. Okur, yazı karşısında tarafsızlığını ilan etti. Yazar, yazmak derdi olduğundan değil belirli şekilde yazmak durumunda olduğundan yazdı. Yazı, işlevsiz hale geldi. 

1960'lı yıllar Türkiye'de üniversitenin yükseldiği yıllardır. Türkiye'de belli bir yazı tipi görüldü. Yazı alt üst edici özelliği ile ortaya çıktı. Yazı edimi muhalif hareket anlamına geldi. Türkiye'de 1980 darbesi tertiplenmiş sokak savaşlarını gerekçe göstererek yazıyı infaz etti. Burjuvazi, yazının infaz edildiği devrede, yabancı para kıtlığını varoluş problemi olarak gördü. 

Türkiye'de 1980 darbesi ile başlayan devrede yazının yerine yabancı para ikamesi yapıldı. Burjuvazi, Türkiye'de yazıyı eylem gücünden mahrum bıraktı. Türkiye'de solcu yazarlar, 1980 darbesi ile hayatlarını iktisadi anlamda garanti altına alan burjuvaziye intisap ettiler.  

Türkiye'de yazı eylemi yarım kaldı. Türklerin yazma hakkı, kendi kitaplarını kendileri yazma, kendi tarihlerini kaleme alma hakları yoktur. Burjuvazi kazandı. 

Yazı ile irtibatı kopartılan Türkler yitirdi. 



Bu yazı 1,531 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 4 Temmuz 2012 korku zamanın kaybedilmesidir
    • 4 Nisan 2012 Nietzche bir gelecek tarihçisidir
    • 7 Mart 2012 Mesele Bir Şapka Meselesidir
    • 6 Şubat 2012 Yerliler 1986 Nereye
    • 26 Ocak 2012 Bakış açın yoksa, sen yoksun
    • 9 Ocak 2012 kıyamam sana
    • 22 Kasım 2011 İtalyan Düşü
    • 16 Kasım 2011 evine dön
    • 3 Kasım 2011 İktisatçı
    • 1 Kasım 2011 Arzu
    • 27 Ekim 2011 Ayakta kalmak
    • 11 Ekim 2011 Yöntem
    • 29 Eylül 2011 yalan
    • 16 Temmuz 2011 Kendin olmak bir saldırıdır
    • 22 Haziran 2011 kaçış
    • 26 Mayıs 2011 obama’ya açık mektub
    • 23 Mayıs 2011 kafka’nın dûnyasındayım (*)
    • 18 Mayıs 2011 geçmiş sonradan gelir
    • 14 Mayıs 2011 hakikatin rengi yeşildir
    • 11 Mayıs 2011 halk günü

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,945 µs