En Sıcak Konular

Yahya Bostan



Yahya Bostan
0 0 0000

Stratejik analiz: Hükümet değil devlet politikası!



Dün iyibilgi Diyarbakır Valisi Efgan Ala’nın Başbakanlık Müsteşarlığına atanması ile ilgili bir analiz yapmış, fark edilmeyen bir noktaya dikkat çekerek Vali Ala’nın müsteşarlığa atanmasının Türkiye’nin Kürt sorunu ile ilgili atacağı önemli adımların bir habercisi olduğunun altını çizmişti. Vali Ala’nın Diyarbakır’da ortaya koyduğu yönetişim performansına dikkat çektiğimiz analizde, bölge halkını ve sorunlarını yakından bilen bir ismin bürokrasinin bir numaralı koltuğuna oturmasının rastlantı olmayacağı vurgulanmıştı.

DTP’li ve bölge milletvekillerinin Ala atamasına tepkisi açıkçası bizi doğruluyor. DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, Diyarbakır Valisi Efgan Ala’nın Başbakanlık Müsteşarlığı’na atanmasına ilişkin “Sayın Ala, Diyarbakır’ın sorunlarını yakından bilen biri. Kendilerinin böyle önemli bir göreve atanmasına bölge milletvekilleri olarak, DTP’li olarak çok memnun olduk” dedi. AKP Diyarbakır Milletvekili Kutbettin Arzu da Vali Ala’nın, Başkanlık Müsteşarlığı'na atanmasının bölge için büyük avantaj olduğunu belirterek, “Bölgenin sorunları sorun olmaktan çıkmıştı. Sayın Ala, bu sorunları demokrasi çerçevesi içinde çözecek” dedi.

Devletin “hükümet kanadının” Türkiye’nin bu kronik sorununa nasıl yaklaşacağı ile ilgili ortaya koyduğu ilk işaret bu atama ve bölge sorunlarının çözümünde demokrasi ve insan haklarının ön plana çıkarılacağı, bölge halkının bu kez farklı ve geniş anlamda kucaklayıcı bir politikayla karşılaşacağı söylenebilir.

Nitekim bu tezimizi Cumhurbaşkanı Gül de doğruluyor. Bu sabah gazete manşetlerine de yansıdığı gibi Cumhurbaşkanı Gül ilk yurtiçi gezisine Güneydoğu’dan başlıyor. Sabah yazarı Aslı Aydıntaşbaş’a göre Gül, seleflerinin yapmaya cesaret edemediği bu jestle yeni dönemde Çankaya'nın Türkiye'nin birlik ve beraberliğini güçlendirmeye yönelik kucaklayıcı bir işlev üstleneceğinin mesajını verecek. 11 Eylül'de Van'a uçacak olan Cumhurbaşkanı Gül, 3 gün boyunca Başkale, Yüksekova, Hakkâri, Siirt, Şırnak ve Diyarbakır'da terörden etkilenen bölgeleri ziyaret edecek. 14 Eylül'de bitecek gezinin lojistik detayları güvenlik nedeniyle gizli tutulacak, ancak Cumhurbaşkanı Gül bölgedeyken mümkün olduğu ölçüde halkla ve bölgedeki valilik ve yerel makamlarla temas etmeye çalışacak.

Görünen o ki Türkiye’de çok şey değişiyor. Türkiye küresel dengelerin tekrardan hesaplandığı, aktörlerin yeniden belirlendiği bir dönemde, yarıştan kopmamak, bahçesindeki sorunları önceden ortadan kaldırmak için harekete geçiyor. Devlet halkıyla bütünleşmek için adımını atıyor.

Üstelik bu adımlar sadece devletin “hükümet” ve “Çankaya” kanadına ait değil. Resmin bütününü görebilmek adına arşivleri karıştırarak geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen ancak gözden kaçan bir hamleyi tekrar gündeme getirelim. Bu hamle Genelkurmay’a ait. YAŞ kararlarında terörle mücadele için bölgeye gönderilen komutanların sicillerinden bahsediyoruz. Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Genelkurmay Lojistik Başkanı Korg. Rasim Arslan, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanı Korg. Eyüp Kaptan, Doğu ve Güneydoğu’da önemli görevlere getirildi. Ankara 4’üncü Kolordu Komutanlığı’na bağlı Barış Gücü’nü komuta eden Tuğgeneral Tahir Bekiroğlu da terfi ederek Şırnak 23’üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı’na atandı. Türk askerinin Lübnan’da görevlendirilmesinden önce buna ilişkin müzakereleri yürüten Bekiroğlu, bundan böyle Irak sınırından birinci derecede sorumlu olacak. Ve son olarak… İki yıldır Genelkurmay Harekat Başkanlığı görevini yürüten Korgeneral Bekir Kalyoncu, kuruluş amacı terörle mücadele etmek olan Diyarbakır 7’nci Kolordu Komutanlığı’na getirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın askeri danışmanlığını da yapan Korg. Kalyoncu, 2 yıllık görev süresi boyunca özellikle terörle mücadelede ve Irak’taki gelişmelerde etkin rol oynadı.

Ağustos ayında Güneydoğu’ya atanan bu isimlere göz attığınızda yaklaşım farkı sezilecektir. Güneydoğu’da entelektüel, dış dünyaya açık komutanlar görev yapacak. Bir tanesi daha önce barış gücüne komuta ediyordu, bir diğeri Başbakan’a askeri danışmanlık…

Şüphesiz önümüzde duran resmi bir strateji yok. Devletin bu üç noktası tarafından bu yönde resmen açıklanmış politikalar da. Ancak son günlerde alınan bu üç karara göz attığımızda önümüze şöyle bir tablo çıkıyor: Devlet Güneydoğu’da Türkiye’nin enerjisini tüketen sorunla yüzleşmek için bu kez çok farklı bir yola giriyor. Üstelik üç kurumun paralel politikası bunun hükümet değil devlet politikası olduğu izlenimini uyandırıyor.

Peki, bu stratejinin uygulanmasında, yani bölge halkıyla doğrudan diyalog kurup, bölge halkını kazanıp, sorunları diyalog ve demokrasi ile çözme noktasında sorunlar çıkmayacak mı? Devletin halkıyla kucaklaşmasının önüne geçmek isteyenler kim bilir ne bombalar patlatacak, hangi hassas noktalara saldırı düzenleyecek. Hem psikolojik hem de fiili anlamda… Ancak kanımızca girilen yol doğru bir yoldur. Devlet milleti ile kucaklaşmalıdır… Araya asla aracı koymamalıdır. Kendisini aracı gibi görüp Güneydoğu’da toplumun sözcülüğüne soyunanlar elbette bundan rahatsız olup gerginliği tırmandıracak söylemlere girişecekler ve “savaşa hazırız” diyeceklerdir. Olsun… Nihayetinde finali halk belirler. Halk devletine yaklaşımını seçimlerde ortaya koymuştur. Ben burada, kardeşçe, özgürce, huzur içinde yaşamak istiyorum demiştir. Bu mesaj alınmıştır. Yarınlara umutla bakmak yanlış bir beklenti değil.



Bu yazı 3,107 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 31 Temmuz 2008 ‘Dünyanın en büyük siyasi projesi’ ne demek?
    • 28 Temmuz 2008 Baykal’ın göremediği…
    • 10 Kasım 2007 Baykal’ın danışmanı kim?
    • 6 Kasım 2007 İtiraf edelim: İşte Oval Ofis’ten çıkan sonuç!
    • 31 Ekim 2007 Türkiye’nin Brzezinski’si var mı?
    • 26 Ekim 2007 Ne intikamı? ABD bizden intikam almıyor!
    • 24 Ekim 2007 Artık farkındayız: Bu provokasyona dur deyin!
    • 23 Ekim 2007 O sekiz askere ne oldu?
    • 21 Ekim 2007 Son saldırı: PKK neden bu kadar rahat?
    • 18 Ekim 2007 Bu filmi çok gördük: Oyunun farkında mısınız?
    • 15 Ekim 2007 Tuzak: Tasarı çekilirse ne olacak?
    • 11 Ekim 2007 “27 sersem Amerikalı…”
    • 10 Ekim 2007 Bakmayın, Türkiye’de iyi şeyler de oluyor!
    • 8 Ekim 2007 Saldırının üçüncü boyut okuması
    • 5 Ekim 2007 Referandum karmaşası: Bu güne nasıl geldik?
    • 28 Eylül 2007 Malezya bitti: Şimdi hasar tespit zamanı!
    • 17 Eylül 2007 Kendinizi koruyun: İran bitti, Malezya geliyor!
    • 8 Eylül 2007 Stratejik analiz: Hükümet değil devlet politikası!
    • 30 Ağustos 2007 Artık kolları sıvama zamanı!
    • 23 Ağustos 2007 Kulisleri hareketlendiren ziyaretin perde arkası!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,649 µs