En Sıcak Konular

Sami Kohen


Sami Kohen
0 0 0000

Ortadoğu'da esrarengiz senaryolar



Gün geçmiyor ki İsrail'in 6 Eylül'de Suriye'ye karşı giriştiği hava operasyonuyla ilgili yeni bir haber çıkmasın.
Bu haberlerden hiçbiri, olay hakkında resmi bir açıklamaya dayanmıyor. İsrail'de resmi çevreler, bu son derece gizli operasyon hakkında tek kelime söylemiyorlar. Diğer kaynaklardan gelen haberler ise daha çok tahmin veya spekülasyon niteliğinde.
Belki bu haberler arasında gerçeğe yakın bazı bilgi kırıntıları var. Ama ortaya atılan iddialar -ve senaryolar- birbirleriyle o kadar çelişiyor ki, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu saptamak çok zor.
İşin başında -yani Suriye, İsrail uçaklarının kendi hava sahasına girip bir saldırı düzenlediğini açıkladığı zaman- peş peşe üç tahmin öne sürülmüştü.
Bir rivayete göre, İsrail uçakları Rusya'nın Suriye'de kurduğu yeni füze ve radar tesislerini vurmuştu... Bir başka versiyona göre, hedef İran'ın Hizbullah'a teslim edilmek üzere Suriye'ye sevk ettiği silahlardı. Nihayet bir değerlendirme de, İsrail'in bu hava operasyonuyla Suriye üzerinden İran'a kadar uzanıp oradaki nükleer tesisleri hedef alabileceğini göstermek istediği yönündeydi...

Casus filmi gibi!
Başta epey sansasyon yaratan bu tahminler şimdi gündemden düştü. Batı basınının Washington'daki kaynaklardan sızdırdıkları bilgiler, ilk kez "Kuzey Kore ilintisi"ne işaret ediyor.
Örneğin "New York Times"a ve "Washington Post"a göre önce İsrail istihbaratı Kuzey Kore'den bir Suriye limanına gelen askeri malzeme dolusu bir gemiyi tespit ediyor. Bunu güvenliği için çok tehlikeli sayan İsrail hükümeti, elde ettiği bilgileri ABD yönetimiyle paylaşıyor. Amerikalıların bu bilgileri doğrulamasından sonra, İsrail gizli operasyona karar veriyor, hatta buna katılan İsrailli pilotların da hedefleri ve misyonlarını havalandıktan çok sonra bildiriyor.
Bu arada "Sunday Times"taki habere bakılırsa, İsrail, Suriye'ye gizlice soktuğu komandolarla Kuzey Kore'nin bu ülkedeki Deyr üz-Zor üssüne yerleştirdiği nükleer malzemeden bazı "numuneler" almayı başardı ve bu bilgiyi de ABD ile paylaştı...

Yanıtsız sorular
Şu anda operasyonun esas nedeni ve hedefi kadar, bunun ne şekilde gerçekleştiği, hâlâ çok karanlık. Örneğin, hedef bombalanıp imha edildi mi? Sözü geçen malzeme füze mi yoksa nükleer silah programıyla ilgili miydi? Bunlar da çeşitli spekülasyonlara konu oluyor.
Ancak bütün bu iddialar arasında, şu tespitleri yapmak mümkün:

İsrail'in Suriye'ye karşı bir hava harekâtı yaptığı kesin. Bunu artık İsrail de (hele Binyamin Netanyahu'nun demecinden sonra) inkâr edemez. Hedefin ne olduğu tam bilinmese de bunun bir "önleyici vuruş" niteliğini taşıdığı da açık. (İsrail 1981'de Irak'taki bir nükleer reaktörü ani bir hava akınıyla yok etmişti).
Suriye uğradığı bu saldırıyı ilk 2-3 gün dünya kamuoyunun dikkatine getirmeye çalıştı. Ama sonra bunun arkası kesildi. Şam ya bir misilleme için gereken güce sahip değil ya da bunu yapmak için uygun zamanı bekliyor... Bu arada Arap dünyasından bu konuda pek ses çıkmaması da ilginç.
Kuzey Kore elindeki modern silah kapasitesini (füze, nükleer program dahil) bazı Ortadoğu ülkeleriyle paylaşıyor. İran'dan sonra Suriye de şimdi Pyongyang'ın ilgi alanı içinde. Kuzey Kore de baskılar sonunda programını sürdürmeyeceğini ilan etti, ama bu onu mevcutları başkalarına satmaya engel olmuyor. Yani Kuzey Kore bölgede yeni bir aktör olarak boy gösterebiliyor...
Evet, İsrail'in Suriye'ye karşı hava saldırısıyla ilgili bu kadar iddia ve senaryo arasında, galiba şimdilik yapılabilecek tespitler bu kadar...

milliyet



Bu yazı 1,543 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 3 Ocak 2012 Rusya ile ''kazan-kazan''
    • 20 Aralık 2011 Irak’taki boşluğu kim dolduracak?
    • 23 Eylül 2011 BM’nin Filistin sınavı
    • 18 Ağustos 2010 Tabular yıkılırken...
    • 6 Ekim 2009 Yorgo’nun dönüşü
    • 6 Mayıs 2009 Şimdiki öncelik Kafkasya
    • 7 Nisan 2009 Obama’dan çarpıcı mesajlar
    • 24 Şubat 2009 Araplar neden birleşmez?
    • 20 Ocak 2009 Obama neyi ne kadar değiştirecek?
    • 23 Aralık 2008 Ortadoğu’da domino oyunu
    • 19 Aralık 2008 Stratejik önem yetmez!
    • 4 Kasım 2008 Sürpriz olur mu?
    • 10 Ekim 2008 Kriz neleri ne kadar değiştirir?
    • 3 Ekim 2008 ABD’de “part-time” sosyalizm!
    • 19 Eylül 2008 Livni ile barış olur mu?
    • 16 Ağustos 2008 İran’la ilişkilerde ince ayar
    • 1 Ağustos 2008 Türkiye şimdi nasıl görünüyor?
    • 10 Temmuz 2008 Neden İstanbul?
    • 22 Şubat 2008 Sarkisyan'dan beklenen...
    • 20 Şubat 2008 Castro gitti ama Castroizm sürüyor

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,321 µs