En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Yeni medya düzeni



Medyada değişim bekliyorum, peki de bu değişim nasıl olacak? Mevcut gazetelerin tepe yöneticilerine bir gece işten el çektirilecek, köşeler şimdi yazanların elinden alınacak ve yerlerine başka isimler mi getirilecek? Takımlar kuruldu, bunlardan biri sahadan çıkarılırken diğeri 'milli takım' olarak mı değerlendirilecek?

Değişim hiçbir yerde böyle olmaz, hele medyada hiç... Ben de kimsenin elinden kaleminin alınmasını, ya da yönetici değneğinin kırılmasını istiyor değilim. Gazetelerini kimin yöneteceğine, köşelerde kimlerin yazacağına patronlar karar verir; gazeteler birer ticari işletmedir ve patronlar da hesaplarını iyi bilir... Medyada tanık olunan bugünkü yapı ticarî hesaplara dayanıyorsa, o yapıyı değiştirmek esasen son derece güçtür.

Bugün medyada karşı karşıya kalınan en ciddi sorun, herkese akıl verenlerin kendi akıllarını dışarıya kapatmalarından kaynaklanıyor. Önyargılar ve cehaletin hüküm sürdüğü bir beşeri yapı var medyada; köşe başlarını tutanlar okumuyor, kendilerini yenilemiyorlar. Bedava gönderilen kitapların kapağını açmayandan “Son zamanlarda neler çıktı?” diye kitapçıya uğramasını bekler misiniz? Günlük gıdası sadece gazeteler olan bir gazeteciler ordusuyla karşı karşıyayız.

Nereden mi biliyorum?

Ülkemizde yıllardan beri yayımlanan, bayağı kaliteli bir-iki 'kitap' dergisi var. Kitap tanıtım ve eleştirisi yapan bu dergilerden en niteliklisinin satışı birkaç bini geçmiyor. Cebinde sarı basın kartı taşıyan insan sayısından çok daha az satıyor o dergi. İsmini versem 'mizah dergisi' sanabilir pek çok meslektaş, o kadar ilgisizler çünkü... Oysa, kitap okumaya fırsat bulamayanların, hiç değilse dünyada ve ülkemizde çıkan yeni kitaplardan, onların doğurduğu tartışmalardan haberdar olmak için nitelikli dergilere göz atması gerekmez mi?

Kendi gazetesinin belli aralıklarla verdiği kitap ekine bile bakmayacak kadar meraksız bir kitle olduk. Merak ölünce gazeteciliğin temel ilkelerinin yerini de başka özellikler alıyor.

Ülkemiz medyasında karşı karşıya kalınan sorunların bir bölümü başka ülkeler medyasının da sorunu; ancak bize özgü sıkıntı ve dertler bulunduğunu da artık görmeliyiz. Siyasette yeni dönem siyasetle ticaretin samimi ilişkisini kırdı; bugün artık işadamına diyet borcu olan bir siyasi yapıdan söz edilemiyor. Buna karşılık, medya ile ticari çıkarların içiçe geçmişliği hâlâ sürüyor. Anlı-şanlı gazete yönetmenleri, yazarlar, kudretli siyasilerle meslekî karşılaşmalarını patronlarının sorunlarını çözmek için kullanabiliyorlar. Yeni dönemin medyasında ilk değişmesi gereken bu tür yanlış alışkanlıklar işte.

Siyaset ve siyasetçiden kolaylık beklemeyen medya ve medya mensubu, kendisini siyasetçinin kullanımına daha kolay kapatabilecektir. Atılan manşetlerle o manşeti atanlar ve siyasetçiler arasında çıkar ilişkisi (veya çelişkisi) aranmadığı gün, medya için de umutlanabiliriz.

Aslında siyasette yaşanan değişimle başladığına göre her şey, medyadaki değişimin nasıl mümkün olabileceğini siyasette yaşananlara bakarak çıkarabiliriz. Ak Parti'nin kuruluşuna, kendisi için belirlediği ilkelere, onları halka anlatma yöntemine, iktidarı kullanım tarzına... Kabuk değiştirerek iktidara geldi Ak Parti, kendini geliştirerek yenilemiş bir kadro eliyle; siyasette eskinin alışkanlıklarını kırmayı göze aldı ve bütün halkı kucaklayacak bir çalışma tarzı geliştirdi. Bu dönemin muhalif-muvafık gazetelerinin de, başarılı olmak istiyorlarsa, aynı yolu izlemeleri şart.

Daha güne açık, meraklı ve iyi niyetli gazetecilerin başı çektiği gazeteler ve televizyon kanalları için yeni bir medya düzenine ihtiyaç var. Bunu sağlayacak olanlar yine bizleriz, gazeteciler...

Yeni medya düzenine kavuşulmazsa, başka alanlarda elde edilen başarıların bir çırpıda kaybedilme ihtimali her zaman vardır.

yenişafak



Bu yazı 838 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,849 µs