En Sıcak Konular

Cevdet Batu



Cevdet Batu
0 0 0000

Müjde Ar’ın gazoz kapağı



Hadi itiraf edeyim… Tanıtımını gördüğümde esaslı bir heyecan sarmıştı beni. NTV’de yayınlanmaya başlayan “Haydi gel bizimle ol”dan bahsediyorum. Gazeteci Çiğdem Anad, bizim evin sanatçısı Müjde Ar, reklamlarda beleş öpücük dağıtan manken Aysun Kayacı ve yazar Pınar Kür’ün her hafta farklı konukları kabul edeceği ve “geyik çevireceği” programın o tanıtımını izledikten sonra kaçırmak hayatımda büyük bir boşluğa neden olabilirdi.

Sözlerim yanlış anlaşılmasın… Bu tür cafcaflı tanıtımlardan sonra beklentimi yüksek tutmamayı çoktan öğrendim ben. Ancak şunu da öğrendim: Üzerinde çalışılmış her iyi tanıtım izleyiciyi kendine çekmekle kalmaz, izleyicinin beklentilerini de arttırır. Tanıtımı görüp heveslenen izleyici programdan tatmin olmak ister. Yaratılan beklentisi karşılanmazsa yani hayal kırıklığına uğrarsa bir daha dönüp bakmaz o programa…

Ben yine de o gece her şeyi bir kenara bıraktım ve TV’nin başına kuruldum.

Baştan söyleyeyim… Beklentimi yüksek tutmamama rağmen program tam bir fiyaskoydu benim için. Çiğdem Anad garip sorular hazırlamıştı bir kere. Hem süreci iyi yönetemiyor hem de sorduğu sorularla Pınar Kür’ü bile garipsetiyordu. CNNTurk’ten tanıyoruz Anad’ı. Haber bülteni sırasında “Ankara’ya bağlanacağız” sözü üzerine “….tir et Ankara’yı” demişti de “canlı yayındayız” diye uyarılınca patlatmıştı: “has…tir.”

Cem Yılmaz da sıkılmıştı o sorulardan… Ne olur bu konuları kapatalım diyordu. Üzerinde garip bir baskı vardı Yılmaz’ın. Bu tutukluğunu programın en başında “o dört kadına” bağladığını hatırlatalım… Ancak Yılmaz’ın tutukluğunu başka bir şeye yordum ben. Programa giderken Akatlar’da Mini Cooper’ıyla hemen önümüzdeydi. İlginç bir şaka yapıldı kendisine. Hemen önümüzde… Belki de o şakanın etkisinden çıkamamıştı…

Dörtlünün içinde en iyi ben bilirim edasıyla oturan pir-i fani Pınar Kür fiyaskonun diğer boyutuydu. Göbeğini kaşıyan adam mevzuu açılınca gündemden ne kadar uzak olduğunu gösterdi herkese… Aslında oradakilerin hiçbirisi dersini çalışmamıştı ancak pir-i fani olmak kolay değil. Size dönük beklentiler yüksek oluyor işte… Anlaşılan Kür, Bekir Coşkun’un “göbeğini kaşıyan adam”dan kastının “fiziki olarak göbeğini kaşıyan adam” olduğunu sanmış. Göbeğini hart hart kaşımanın hoş olmadığını anlattı durdu programda. Halbuki Coşkun AK Parti’ye oy verenleri kastetmişti o tanımlamayla. “Göbeğini kaşıyan adam bıyık altından gülüyor” demiş, seçimlerden sonra “onlar kazandı” saptamasında bulunmuştu. Oradakilerin hiçbiri bunu bilmiyordu anlaşılan. Soruları hazırlayan Anad dahil… Neyse ki Pınar Kür haricinde tüm katılımcılar hoşlanmadıklarını belirttiler böyle bir tanımlamayı duyduklarından da kurtardılar (Kayacı o tanımlamayı ilk kez orada duymuş). Çünkü ben de hoşlanmıyorum “göbeğini kaşıyan adam” lafından.

Koca programda elle tutulur tek isim Müjde Ar’dı bence. Hatta diyebilirim ki Cem Yılmaz’dan bile iyiydi. Çok rahattı bir kere… Çok doğaldı… Annesi Aysel Gürel’in programa katılması tam bir garabetti –zaten tam o noktada dayanamayıp kapamak zorunda kaldım- ama izleyebildiğim kadarıyla Ar bizleri heyecanlandıran enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş. “Göbeğini kaşıyan adam” tartışmasından o da nasiplenememiş ama “benim büyüdüğüm mahallede pijamalı, göbeğini kaşıyan adamlar vardı, ben bayılırım onlara” sözleri görülmeye değerdi.

İlk program olduğu için erken konuşmak istemiyorum tabii ama programın geleceği pek iç açıcı görünmüyor. Belki de öncelikle birbirlerini tanımak için biraz fırsat vermeli ekibe. Ben bir program daha izleyip devam edip etmeyeceğime karar vereceğim. Ama dörtlüye de bir tavsiyem var. En azından soruları Anad’a bırakmayın ve cevaplarınızı iyi çalışın. Yoksa ofsayta düşüyorsunuz…

Bu arada programın en garip yerine değinmeden kapatamayacağım: Müjde Ar lise yıllarına gitti programda. Unutamadığı saf çocuk Bedri’den bahsetti. “Gazoz kapağımı o açtı” dedi. Ne demekse…



Bu yazı 3,243 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2008 Kissinger Erdoğan'a ne yazdı
    • 22 Kasım 2007 Türk usulü çalışkanlık: Yumurta kapıya dayanınca!
    • 16 Kasım 2007 ‘Vahdettin haindir’ diyenler parmak kaldırsın!
    • 17 Ekim 2007 Göğsümdeki Amerikan bayrağı!
    • 14 Ekim 2007 Kimin nesi bu Facebook?
    • 7 Ekim 2007 Müjde Ar’ın gazoz kapağı
    • 5 Ekim 2007 Asıl Truva atı Fransa’ymış…
    • 26 Eylül 2007 Korku rehberi: Türbanlılarla ilgili acayip saptama!
    • 21 Eylül 2007 “Çok istiyorsa türbanı Erdoğan ve Gül taksın!”
    • 17 Eylül 2007 'Allah’tan Sami’ye: Türk muhafazakarlığının yeni harfleri!
    • 11 Eylül 2007 'Hain kılıçlar' neremize değdi?
    • 2 Eylül 2007 11 Eylül’den önce, 11 Eylül yazısı
    • 23 Ağustos 2007 Bekir Coşkun da beni kovacak mı?
    • 9 Temmuz 2007 Meydanlarda seçim kakofonisi!
    • 5 Haziran 2007 Yeniler için en önemli ders: Bir kişiden uzak durun!
    • 21 Mayıs 2007 “Putin’in gizli ordusu!”
    • 5 Mayıs 2007 Muhtıra günlerinde aşk!
    • 29 Nisan 2007 Deniz Baykal’a güzellemedir!
    • 24 Nisan 2007 Habertürk’ü yakan Melih Meriç değil, Bülent Arınç!
    • 13 Nisan 2007 Huzur formülü!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,881 µs