En Sıcak Konular

Ahmet Hakan


Ahmet Hakan
0 0 0000

CHP’de oyun bitmez



BİZANS’tan değil CHP’den bildiriyorum...

Haberler şöyle:

- Baykal’a karşı rakip çıkan Haluk Koç’un, karşılaştığı ayak oyunlarından sonra gözü korkmuş. Geçtiğimiz günlerde yapacağı basın toplantısını ertelemiş. Şimdi aday olup olmama konusunu düşünüyormuş.

- Gülsün Bilgehan’ı, "Haluk Koç da kimmiş? Sen İsmet Paşa’nın torunusun, adaylık sana yakışır" diye gaza getirenlerin "Gizli Baykalcılar" olduğu düşünülüyormuş.

- Hasan Fehmi Güneş ile Oğuz Oyan gibi isimler, bir yandan Baykal’a karşı çıkan isimlerle temas halini sürdürürken, bir yandan da Baykal ile gizli pazarlıklar peşindeymiş.

- Baykal, genel başkan adayı sayısının artırılması için yoğun çaba sarf ediyormuş.

- Muhalif kanat, bütün umudunu 6 ay sonra yapılacak yerel seçimde CHP’nin İzmir, Çankaya, Beşiktaş gibi "kale"lerde kaybetmesine bağlamış.

- Baykal gelişmeleri büyük bir memnuniyetle izliyormuş.

Birkaç tavsiye

Son günlerin gündemine uygun bir İstanbul gezisi öneriyorum. Şöyle ki: Fatih’in Çarşamba semtindeki meşhur İsmailağa Camii’nin bulunduğu mahalleye gidilir. Oradan yürüyerek Fener Rum Patrikhanesi’ne doğru inilir. Gezinin ardından verilecek tepkiler meşrebe göre değişir: İster "Tam bir mozaik" dersin, ister korkuna haklılık çıkarırsın, ister "Ne güzel, herkes barış içinde yaşıyor" dersin.

Tamam, adı "Aşşk Kafe" olan bir kafeye gitmek, hele mönüden "Aşk tost" ya da "Aşk-ı memnu tatlısı" gibi siparişler vermek delikanlıyı bozar. Ama bütün bu kabahatlerine karşılık Teşvikiye’deki Reasürans Çarşısı’nda yeni açılan "Aşşk Kafe"nin, yeni bir uğrak yeri olabileceğini söyleyebilirim.

"Öteki mahalle"nin kitaplarla ilişkisinin boyutlarını görmek ister misiniz? O zaman Ankara’daysanız Kocatepe Camii’nin avlusuna, İstanbul’daysanız Sultanahmet Camii’nin avlusuna gidin. Her iki kentte de düzenlenen "Dini Yayınlar Fuarı", hem İslami kesim açısından engin bir gözlem alanı sunuyor, hem de "Tüyap Kitap Fuarı" ile bir kıyaslama imkánı veriyor.

Dört kadın hususunda

MÜJDE AR: Sevgili "Adı Vasfiye"miz Müjde Ar, sonunda "Ah şu Müjde yok mu? Çok çılgın kadın canım çok" şeklinde selamlanan bir performansla hayatımıza yeniden girdi. Girsin, sorun değil. Ama birilerinin Müjde Ar’a, "Çılgın kadınlar" konusunun Aysel Gürel ile birlikte bittiğini söylemesi gerekir. Eğer Müjde Ar’ınki bir "anne kompleksi"nden kaynaklanmıyorsa, hiçbir çılgının Aysel Gürel’i geçmesinin söz konusu bile olmadığını belirtmeliyim. Ayrıca Müjde Ar’ın televizyon stratejisi açısından da mühim bir hata yaptığını söyleyeyim: Daha ilk programda düzeyi "Benim gazoz kapağımı Bedri açtı" noktasına kadar geriletirseniz, "Daha fazla! Daha fazla!" diye beklenti içine giren seyirciye, bundan sonraki programlarda ne verebilirsiniz ki? Neyse... Belki de Müjde Ar’ın, "Benim gazoz kapağımı Bedri açtı"ya rahmet okutacak başka cümleleri de vardır.

PINAR KÜR: Gençliğimde iki kadını pek bir merak ederdim: İkinci Yeni’nin yengesi Tomris Uyar ile kadın romancıların en cool’u Pınar Kür’ü. Tomris Uyar’ı kaybettik. Galiba "Haydi Gel Benimle Ol" programıyla Pınar Kür’ü de kaybetmiş olduk. Başımız sağ olsun.

AYSUN KAYACI: "Bunun bunların arasında ne işi var" baskısı kızcağız üzerinde belli bir gerilim yaratmış olacak ki, biraz çekingen kaldı ilk programda. Oysa çekinmesine hiç gerek yoktu. Sonuçta "İnsanlığın sırrının açıklandığı filozofik bir program" değil ki bu. "Gazoz" ile "keçiboynuzu" muhabbeti de Aysun’un düzeyini zorlamayacağına göre... Yani Aysun’a haksızlık yapılmasın derim.

ÇİĞDEM ANAD: Ciddi bir habercinin "Yahu ne kadar gerilersem sorun çıkmaz" tedirginliğini yaşaması doğaldır. Bu yüzden Çiğdem Anad’ın, programdaki "Şaka öldüren" çıkışlarına kafayı takmamak gerekir. Bundan sonraki programlarda o da yeni pozisyonunu daha bir benimseyecektir. Yani endişeye mahal yoktur.

hürriyet



Bu yazı 1,088 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 1 Temmuz 2010 Yeter ki Tayyip gitsin duygusu
    • 3 Eylül 2009 Umreden mahrem notlar
    • 26 Şubat 2009 28 Şubat bitti mi?
    • 22 Şubat 2009 Aydın Doğan’la bir fasıl gecesi
    • 9 Şubat 2009 Hastasıyım bu istismarın
    • 18 Ocak 2009 Benim gözümle Kemal Gürüz
    • 24 Kasım 2008 CHP’nin Tayyip’i
    • 6 Ağustos 2008 Ahmedinejad’ın Anıtkabir’de ne işi var
    • 23 Temmuz 2008 Kandıra’dan mesaj var
    • 9 Temmuz 2008 Gaza gelme Latif Abi
    • 4 Haziran 2008 Önder Sav’a açık mektup
    • 25 Mayıs 2008 Kısa Türkiye tarihi
    • 19 Mayıs 2008 Ağustosta rapsodi
    • 7 Mayıs 2008 Asılmışların paylaşımı
    • 5 Mayıs 2008 Biri Tayyip’e fısıldadı: Parti kapatılmayacak
    • 10 Nisan 2008 Organize’de iki saat
    • 13 Mart 2008 Bayan Çölaşan yalan söylüyor
    • 7 Mart 2008 Da Vinci Baykal’ın şifresini çözdüm
    • 2 Mart 2008 Yaşar Paşa’ya da bir şey söylenir mi?
    • 17 Şubat 2008 Artık şu İranlılara yüz vermesek diyorum

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,044 µs