En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

Zamanın Saati...



Ortadoğu sorununun temelinde ne var? Filistin meselesi...

Bugün başlayan Annapolis konferansı bu sorunu çözebildiği oranda başarılı, çözemediği nispette de başarısız sayılacak.


Ne var ki sonuç ne olursa olsun, Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesine yönelik arayışlar durmayacak.

***

Annapolis’in Ortadoğu sorunu için toplanan en büyük uluslararası konferans olması yanında diğer bazı önemli özellikleri de var...

Bunlardan ilki, 16 Arap ülkesinin bu toplantıya katılmayı kabul etmesi.

İkincisi, Arap Birliği üyesi ülkelerin ilk kez masaya oturacak olmaları.

Üçüncüsü, Beyaz Saray’ın epeydir dışladığı Suriye’nin de masada bulunması.

***

Gözünü Annapolis Konferansı’na dikmiş olan bütün dünyanın sorduğu tek bir soru duyuluyor:

Deniz kuvvetleri akademisinde yapılacak olan bu konferans, 1993 yılında Oslo’da başlayan ve her defasında çıkmaza giren çözüm sürecini nihayete erdirebilecek mi?

Hatırlanacağı gibi Oslo’da imzalanan anlaşmada dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ile Filistinlilerin lideri Yaser Arafat, Filistin Özerk Yönetimi’nin temelini atmıştı.

Kudüs’ün konumu, Filistin devletinin sınırları ve mültecilerin geri dönüşü konuları anlaşma dışı bırakılmış ama bugün Batı Şeria ve Gazze arasında bölünen Filistin yönetiminin yolu açılmıştı.

İsrail ordusu bazı bölgelerden geri çekilmiş, buna karşılık Arafat’ın lideri olduğu Filistin Kurtuluş Örgütü, İsrail’in varlık hakkını tanımış ve şiddetten vazgeçtiğini açıklamıştı.

Ama maalesef...

Oslo süreci başladığı noktada kaldı. Filistin bölgelerinin bütünlüğü sağlanamadı. Filistin devletinin kurulması için hazırlanan ‘yol haritasına’ uyulmadı.

Neden mi?

İsrail ordusu, Batı Şeria ve Gazze’de operasyonlarını sürdürmeye, radikal Hamas grubu da İsrail’e karşı saldırılara devam etti. Barış içinde bir arada yaşanacağı umutları söndü.

***

Yedi yıl sonra 2000’de ise dönemin ABD Başkanı Bill Clinton yeni bir barış süreci başlattı.

İsrail’in o zamanki başbakanı Ehud Barak ve Filistin lideri Yaser Arafat bu kez Camp David’de buluştular.

Clinton’ın öncülüğündeki görüşmeler, Filistin devletinin kurulmasını hedefliyordu. Masaya konulan plana göre, Filistin devleti, Gazze Şeridi, Batı Şeria’nın yüzde 90’ı ve Doğu Kudüs’ten oluşacaktı.

Ne yazık ki müzakereler bu kez de sonuçsuz kaldı.

Çünkü, İsrail’de muhalefetteki Likud Partisi’nin lideri Ariel Şaron’un provokasyonu olarak nitelendirilen El Aksa Camii ziyareti, ikinci intifadanın başlamasına neden oldu.

***

Süreci eksiksiz anımsatmak için şu bilgileri de ilave edelim:

ABD Başkanı Bill Clinton, daha sonra 2000 yılı sonunda barış sürecini canlandırmak için bir dizi öneride bulundu.

Filistin devleti Gazze Şeridi ve Batı Şeria’nın yüzde 96’sından oluşacaktı. İki bölge arasında güvenli ulaşım sağlanmalıydı. El Aksa Camii ve Harem ül Şerif’in kontrolü Filistinlilerde kalacak, İsrail ise Ağlama Duvarı’na sahip olacaktı. Mülteciler, İsrail’deki yurtlarına değil, Filistin topraklarına dönecekti.

Bill Clinton’un bu kapsamlı önerisi de Ehud Barak’ın 2001 yılındaki seçimleri kaybedip yerine Ariel Şaron’un gelmesi ile sonuçsuz kaldı.

***

Bugün Ortadoğu için toplanan bu en büyük konferansın zorlukları ne?

Şöyle özetleyebiliriz: Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinlileri ortak bir devlette buluşturmanın mümkün olmaması...

Radikal Hamas grubunun iktidara gelmesi sonrasında Filistinliler’in de kendi aralarında bölünmesi...

***

Ortadoğu için zamanın saati Annapolis’te tıklamakta...

Umarız bu kez bu büyük ve tarihsel fırsat heba olmaz.

Yani...

Ölüm üzerinden para kazanmak için savaşı kışkırtanlar, nihai olarak kaybederler...
 
star gazetesi



Bu yazı 868 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,112 µs