Taha Akyol
0 0 0000
Merkezde yeni oluşum?
SON söyleyeceğimi baştan belirteyim: Eski politikacılar, yanlarında çok sayıda yeni isimler olsa bile, kitle tabanına sahip bir "merkezde yeni oluşum" yaratamayacaklardır!
Demirel elbette ilgi görecektir; kurdele kesmeye, üniversite kürsülerinde, TV programlarında konuşmaya, törenlere katılmaya davet edilecek ama, geniş kitlelerde bir hareketlenmeyi yaratamayacaktır.
İlhan Selçuk'un eski alışkanlıklarıyla körüklediği 'Şeriata karşı cumhuriyet' cepheleşmesi kitlelerde tutmayacaktır!
Mesut Yılmaz'ın "merkez sağı ve merkez solu birleştirecek yüzde 50'lik bir merkez kitlesi" beklentisi gerçekleşmeyecektir!
Rahşan Hanım'ın faaliyetlerinin hiçbir etkisi olmayacaktır.
'Merkez'e yığılmak
DYP lideri Mehmet Ağar, "Cepheleşmelerde yokuz" diyor; belli ki Ağar hem siyasi tutarlılığa dikkat ediyor, hem toplumsal akımları çok iyi okuyor.
28 Şubat sürecinde Cumhurbaşkanı Demirel, milletvekilleriyle teker teker görüşerek DYP'den 40 milletvekili istifa ettirip "merkezde" olduğunu ilan eden Demokratik Türkiye Partisi'ni kurdurmuş, hükümete de ortak etmişti. Ne oldu? Hiç!
Bakın, 'bilge' konumunu korumayı bilen Cindoruk, bu siyaset oyunlarından uzak duruyor!
Hele de 'yeni oluşum'un "merkez" kavramına dayandırılmak istenmesi, onu büsbütün yapaylaştırıyor.
Duverger'nin belirttiği gibi, "Merkez, partilerin bataklığıdır", partileri kişiliksiz, siyasetleri programsız yapar! "Teknokratik hükümet" gibi bir şeydir; renksiz, duyarsız, duygusuz!
Daha önce de yazmıştım: Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller'in yaşadığı başarısızlıktaki sebeplerden biri, partilerini "merkez sağ"dan "merkez"e çekerek duygudaşlık alanlarını küçültmeleri, AKP'ye "sağ"da zemin açmalarıdır! (Milliyet, 19 Ekim 2002)
Merkez sağ ve sol
Siyasette sağlıklı yapılanma, merkez sağ ve merkez solda birer büyük parti olmasıdır. Bizde darbeler partileri kapatarak bunu mahvetti! Siyasi istikrarsızlığın en önemli sebebi budur.
Fakat geçmişte CHP ve DP çatıları altında ortaya çıkmış duyarlıklar ana hatlarıyla devam ediyor. Bunları yok sayarak "teknokratik" kılıklı bir "merkez" hareketi oluşturmayı kimse başaramadı, kimse başaramayacaktır!
Türkiye'de merkez soldaki sorun; CHP'nin sosyal demokrasiye dönüşememesi, kapalı, 'genetik' dar bir alanda siyaset yapmasıdır; toplum hızla sivilleşirken bu partinin sıkışınca devlet reflekslerine sarılmasıdır.
Merkez sağdaki sorun ise, bugünün büyük partisi olan AKP'de "merkez"in az, "sağ"ın fazla olmasıdır! AKP'de DP gibi, 1960'lardaki AP gibi, Özal'ın ANAP'ı gibi "merkez sağ" sentezinin dengesi tam oluşmuş değil. Son günlerde AKP'den "Cumhuriyet, Anıtkabir ziyareti..." gibi "merkezî" seslerin yükselmesi bu dengeyi tesis etme ihtiyacının ifadesi olabilir.
AKP'nin böyle bir merkez sağ dengeye yönelmesi iyi olur ama ekonomide yıpratıcı bir sürece girmiştir; böyle giderse sandıktan koalisyon çıkma ihtimali artar.
Biz hem istikrar olsun istiyoruz hem bunu sağlayacak seçim sistemleri, seçim ittifakı, yarı başkanlık gibi "yöneten demokrasi" tekniklerini konuşmuyoruz!
Türkiye merkez sağda muhafazakâr-liberal, merkez solda ise sosyal demokrat temel yapıları oturtuncaya kadar maalesef, siyasette kayganlıklar, tertipler, çalkantılar olacak gibi gözüküyor.
Bu yazı 809 defa okundu.
Diğer köşe yazıları
Tüm Yazılar
-
7 Kasım 2011
KCK ve hukuk
-
30 Temmuz 2011
Afrika kampanyası
-
29 Temmuz 2011
Stalinist milliyetçilik!
-
22 Temmuz 2011
AKP’li bakan İnönü’yü övüyor
-
20 Temmuz 2011
‘Makas açılıyor’
-
18 Temmuz 2011
Totalitarizmi eleştirmek
-
12 Temmuz 2011
Anayasa da böyle yapılır
-
7 Temmuz 2011
‘Usta’ kabine
-
1 Temmuz 2011
CHP Meclis’e
-
27 Haziran 2011
Anayasa yapmak
-
7 Haziran 2011
AKP, CHP, MHP uzlaşır mı?
-
30 Mayıs 2011
Kürt meselesi nereye?
-
27 Mayıs 2011
Hukuk ve yargı açısından 27 Mayıs
-
26 Mayıs 2011
Proje savaşı
-
19 Mayıs 2011
Ergenekon ve PKK
-
12 Mayıs 2011
Demirel ve CHP
-
11 Mayıs 2011
MHP
-
18 Nisan 2011
2023 Vizyonu
-
2 Nisan 2011
‘Bizden yana adalet!’
-
25 Mart 2011
Türkiye’nin rolü?
Yorumlar
+ Yorum Ekle