En Sıcak Konular

Engin Ardıç


Engin Ardıç
0 0 0000

Çıkıntılık olsun için



İsmet Paşa’nın o lafını bilir misiniz? 1919 yılı başlarında albay rütbesindedir, Harbiye Nezareti müsteşarlığından yeni ayrılmış, Mevhibe Hanım’la yeni evli sayılırlar, ilk bebekleri İzzet henüz doğmamış bile... (Ömer, Erdal ve Özden çok sonra gelecekler... İzzet çok küçük yaşta ölmüş.)

Mustafa Kemal Paşa da Akaretler’den, Zübeyde Hanım’ın evinden taşınmış, Şişli’de kiralık bir ev tutmuş, müstakil (o zamanlar önünde küçük bir bahçesi de vardı, şimdi kaldırımın geçtiği yerde)... Ev sahibi bir Rum bayan...

Orada bir gün İsmet’e demiş ki, “ben Anadolu’ya geçmeye karar verdim, hangi yoldan gideyim, ne dersin?”

Artık Kiepert atlasının hangi paftasına bakıyorlarsa bilemem, Miralay İsmet Bey’in düşünceli düşünceli verdiği yanıt ünlüdür:

“Yollar çok, mıntıkalar çok!”

Yani yalnız Samsun’a değil, Bandırma’ya da gidilebilir, Sivas ve Erzurum kongreleri yerine Niğde ve Kayseri kongreleri de yapılabilir, ayaklanma Ankara’dan değil Konya’dan da yönetilebilir... Öyle mi?

Kurulacak yeni devletin başkenti de Kayseri olabilir sözgelimi...

Eh, bu yönde teklifler de yok değildi, Yunan ordusu Polatlı tren istasyonuna kadar dayandığında, “paşam, Ankara tehlikede, meclisi ve hükümeti Kayseri’ye taşıyalım” diyenler çıkacaktı.

Fransa yönetiminin 1871 ve daha sonra da 1940 yılında yaptığı, Bordeaux şehrine kaçtığı, sonra da Vichy kasabasında karar kıldığı gibi.

Fakat yeni siyasi rejimin rengi ne olursa olsun, ilk fırsatta Paris’e döndüler. Almanlar da Bonn “arızasından” kırk yıl sonra, Berlin’e...

Konfederasyon ordusu burnunun dibine sokulduğunda, Manassas muharebesinin top sesleri Washington varoşlarından duyulduğunda, Abraham Lincoln başkenti Philadelphia’ya ya da Boston’a taşımayı hiç düşünmedi.

Alman ordusu Şeremetyevo’ya, havaalanına kadar dayandığında Stalin Moskova’yı bırakmadı. Biz de Ankara’yı bırakmadık.

Ama İstanbul’a da dönmedik.

Biz bu bir araba lafı neyin üstüne getirecektik yahu?

Şunun üstüne:

Sayın Aydın Doğan adamlarına “inşaat izinlerini koparana kadar hükümetle savaş” emrini verdi ya, ne tür çamur atacaklarını düşünüyorlar, yollar çok, mıntıkalar çok!

Bir süre “türban” yaygarası yaptılar, sonra sıra Fazıl Say olayını abartıp şişirmeye geldi.

Fakat iki haftada o da sıktı tabii, yeni bir yol, yeni bir mıntıka gerekli.

Başkent meselesini bulmuşlar.

Aslında böyle bir mesele yok, ama yaratmak kolay.

Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınıp taşınmaması tartışılıyor ya, “başbakanın başkenti çaktırmadan İstanbul’a taşımak istediğini” söylüyorlar.

Bırakın anayasa emrini bir yana, böyle bir operasyonun gerektireceği trilyonlarca yeni lirayı ne Suudi kralı sağlayabilir, ne Dubai emiri, ne Brunei sultanı, onu hiç düşünen yok.

“Atatürk’ün yadigârı” İş Bankası İstanbul’a taşınırsa bu laik ve cumhuriyetçi oluyor, Merkez Bankası taşınırsa gerici ve şeriatçı girişim!... İşine gelirse Boğaziçi’nin incisi, gelmezse Kahpe Bizans.

Bakalım sıra da ne zaman “başbakan hilafeti geri getirmek istiyor” kamışına, sonra da “başbakan padişahı geri getirecek” çamuruna gelecek? Yakındır.

Devam edin arkadaşlar, maksat muhalefet olsun... Edin de, Aydın Bey “politika değiştirirse” ne yapacaksınız, onu görmek isterim.

Bakalım hangi hızla döneceksiniz ya da kafanıza hangi hindistan cevizi düşecek?

Yoksa aranızda “bozkırın ortasına emir ve komutayla kurulan zorlama başkent bundan fazla gitmiyor” diyen de çıkacak mıdır?

Hıncal ağabey çok fena döver ha, ona göre...
 
akşam



Bu yazı 1,409 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Tayyip gitsin de Hitler mi gelsin?
    • 15 Ağustos 2012 Atraksiyon
    • 29 Temmuz 2012 Akşam diyordun Abbas
    • 23 Temmuz 2012 Özeleştirini yap Kemal arkadaş!
    • 16 Temmuz 2012 Fransa'nın Kılıçdaroğlu'su
    • 15 Temmuz 2012 Onları geri kazanalım
    • 4 Haziran 2012 Ay birbirinizden farkınız mı vardı?
    • 26 Mayıs 2012 İç savaş istediklerini söylemiştim
    • 29 Nisan 2012 Coşku duyulacaaak... Duy!
    • 13 Nisan 2012 Osmanlıca dersi de konulsun
    • 8 Nisan 2012 Osmanlı'da garaj mes'elesi
    • 23 Mart 2012 Hatırlayalım hatırlatalım
    • 7 Mart 2012 ''Haybeden Şef Gezisi''
    • 29 Şubat 2012 Senin de adın Kemal
    • 12 Şubat 2012 Lafının ardında dur
    • 19 Ocak 2012 Aman oğlum, vururlar ha
    • 6 Ocak 2012 Zurnanın zırt dediği yere henüz gelmedik
    • 5 Ocak 2012 İlker Paşa bize de ifade versin
    • 2 Ocak 2012 CHP'yi destekliyorum
    • 19 Aralık 2011 Olmayanı olduramazsınız

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,131 µs