En Sıcak Konular

Ferai Tınç


Ferai Tınç
0 0 0000

Neden PKK’yı terk etmek zorunda kaldılar



NEDEN aniden durum değişti? Ne oldu da PKK’nın Kuzey Irak’ta elini kolunu sallayarak dolaşmasına siyaset yapmasına göz yumanlar tavır değiştirdiler?

Neden PKK’ya kurtuluş hareketi gözüyle bakanlar, bu yaklaşımı terk ettiler?

PKK’ya yakın yayın organlarında Diyarbakır’daki patlamayla ilgili çeşitli komplo teorileri üretilse de bunların alıcısı pek kalmamış görünüyor.

Ne yazık ki, Türkiye’de komplo teorilerine uygun bir ortam var. O çok özlediğimiz şeffaflık bir türlü sağlanamadı. Kendini devletin sahibi sanan çeteler nedense temizlenemedi.

Hiçbir işin adı açık ve net biçimde konamıyor. Suçlu kim? Bu sorunun yanıtı hep havada kalıyor.

Ama bütün komplo teorilerine rağmen dünya, patlamanın arkasında PKK’nın olduğunu düşünüyor.

Örneğin, Avrupa Birliği dönem Başkanı Slovenya, "terör saldırısını" şiddetle kınadı. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, sözcüsü aracılığıyla "NATO’nun terörle mücadele alanında Türk halkı ve hükümetiyle dayanışma içinde olmayı sürdürdüğünü" açıkladı.

Irak Kürdistan Yönetimi de, terörü aynı sertlikte kınayanlar arasındaydı.

***

PKK konusundaki değişimin iki dönüm noktası var. Birincisi DTP’lilerin Meclis’e girmesi ve Kürt meselesinin çözümü için siyasi platformun tüm olanaklarını sunmaya başlaması. İkincisi ve daha önemli olanı ise ABD’nın Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda karar vermesi.

Bu kararın kalıcı olacağı hesabını yapmak için zaman henüz erken olsa da seçim ortamına girilmesi zorlayıcı bir etken.

Cumhuriyetçi Başkan adaylarından Rudolf W. Giuliani’nin dış politika danışmanlarından Charlie Hill’in üç gün önce El Ahram Gazetesi’nde yayınlanan söyleşisi ilginçti.

Hill, "Irak’ın hem bağımsız bir ülke olması hem de uluslararası toplumla uyumlu hale gelmesi nasıl mümkün olacak?" sorusuna şu yanıtı veriyor.

"Irak toprak bütünlüğünü korumalı. Yönetebilen bir hükümeti olmalı ve ülkenin her tarafına uzanabilmeli ve ülkeyi dışarıda temsil edebilmeli. Bence bu olmaya başladı. Şimdi önemli olan PKK’nın durumu. Bu Türkiye ve Irak için kriz yaratıyor. Afganistan’da yeni hükümetten önce durum nasıldı, ya da şimdi Somali’de, oralara bakın. Irak’ın da bir köşesi bugün ne merkezi hükümet ne de bölgesel yönetim tarafından denetlenebiliyor. Orada, uluslararası sistemin dışında kalan ve yönetilemeyen bir toprak var. Ve oradan bir terör örgütü Türkiye’ye karşı eylemler yapıyor. Bu yüzden de Türkiye’nin müdahale hakkı doğuyor bana göre."

***

PKK Irak’ta da istikrarı tehdit eden unsurlar arasında değerlendiriliyor.

Türkiye’de kendilerini ve siyasi geleceklerini PKK’nın ipoteğinden kurtaramayanlar, bu gelişmeyi doğru okuyabilirlerse siyasi çözüm seçeneğine çok daha ciddi sarılabilirler.

Aslında bu toprakların hayat hikayelerini acılarla yoğuran kayıp yılları telafi etmek için çok değerli fırsatlar var.

Bu fırsatları kullanabilmek için şiddetin değil, siyasetin bütün araçlarını seferber etmek zorundayız. AKP’nin bu konuda hazırlık yaptığını duyuyoruz. İnsanları rahatlatacak, şiddeti geriletecek en ufak adımın bile yararı olur ama bu adımların birlikte, tartışılarak ve talepler göz önüne alınarak atılması daha iyi sonuç verir. DTP’nin bu süreçten dışlanmaması gerekir.

***

ARKADAŞLARI, hamileri, yandaşları birer birer PKK’yı terk ediyor. Uluslararası sistemi istikrarsızlaştıracak nedenler, iki kutuplu dünya döneminden çok fazla.

Sistem kendini korurken, kontrol edilebilirlikten uzaklaşan oluşumlar dışlanıyor. PKK’nın başına gelen de bu.

Demek ki, son zamanlarda kontrolün dışına çıktı.

hurriyet



Bu yazı 968 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 15 Kasım 2010 Talabani'nin resti
    • 2 Ağustos 2010 Ortadoğu’da gerilim yüksek
    • 21 Mayıs 2010 Acem oyunu
    • 14 Eylül 2009 12 Eylül ne zamana kadar?
    • 7 Ağustos 2009 Mahmur Kampı neden önemli
    • 10 Mayıs 2009 Anneler en çok barış istiyor
    • 2 Ocak 2009 Geçen yılın iki olayını birinci seçtim
    • 13 Ekim 2008 İlerleme raporunun pazarlama stratejisi belli oldu
    • 11 Ağustos 2008 Gürcü lideri kim itti?
    • 10 Ağustos 2008 Kafkasya’da süper güç rekabeti
    • 4 Ağustos 2008 Kerkük krizi tırmanıyor
    • 26 Mayıs 2008 Fransa’nın eski başbakanı, Sarkozy’ye aldırmayın diyor
    • 25 Nisan 2008 Ortadoğu barışı ve Golan
    • 7 Nisan 2008 Zirvelerin ardından
    • 17 Mart 2008 Dış politikada baskı dönemi başlarken
    • 14 Mart 2008 Açlığın yeni yüzü ve füze kalkanı
    • 25 Şubat 2008 Kıbrıs’ta nerede kalmıştık?
    • 18 Şubat 2008 Kontrollü bağımsızlık
    • 25 Ocak 2008 Ege’de yeni sayfanın manşeti ’cesaret’
    • 21 Ocak 2008 Soğuk savaş üslubu geri dönerken

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,450 µs