En Sıcak Konular

Leyla İpekçi


Leyla İpekçi
0 0 0000

Yabancı kızları taciz ve Avrupa'daki yabancı düşmanlığı



Almanya'daki Cumhuriyetçi Parti, geçtiğimiz günlerde 'sarışın Alman kızları'nı 'Ali'lerden korumak için ırkçı bir afiş hazırlattı: 'Ali bana sulanma.'
Yabancı düşmanlığı ve göçmen karşıtlığını kendine temel alan bu partinin Hessen eyaletinde ocak ayı sonunda yapılacak eyalet seçimleri için hazırlattığı afiş, Türk erkeklerinin Alman sarışınları taciz ettiği temasını işliyor. Bu ve bunun gibi seçim kampanyalarının Avrupa'da giderek yükselen 'barbar Türkler' imajını pekiştirmek için her türlü siyasî ve sosyal olumsuzluğu Türkiye karşıtlığına malzeme edenler tarafından suiistimal edildiğini yazacaktım. Bu tür vakaları bir milletin temel karakteristiği gibi sunmanın ne kadar faşizan bir yaklaşım olduğundan dem vuracaktım. Bunun, medeniyetlerin ittifakını değil, çatışmasını isteyen emperyal güçlerin elini kuvvetlendireceğini bir kez daha tekrarlayacaktım.

Yılbaşında Taksim'de tacize uğrayan Avustralyalı kızların başına gelenler beni dehşete düşürdü. Etrafı bir anda 'maganda'larca çevrilen kızların görüntüsünü ekranlara yansıtmak için olay mahallindeki gazeteciler öylesine atak davranmıştı ki, kızların burnunun dibine dek girdikleri halde onları kurtarmak akıllarına bile gelmemişti. Ama Allah'tan, onları kurtarmaya çalışan başkaları çıktı. Örneğin İstiklâl Caddesi'ne dek kızları takip eden gözü dönmüş kalabalığı görünce dükkânına sığınan kızları içeri alıp kepenkleri indiren eczacı gibi.

Bu olay elbette tüm bir halkın genel niteliği olarak sunulamaz. Yılbaşı gibi eğlenmek için her şeyin mubah kabul edildiği gecelerin ülkemizde sokak partileri ve meydan kutlamalarına dönüşmesi çok yeni. Batılılar gibi eğlenmeye programlanmış bir milletin en kolay taklit ettiği davranış kodları ise sınırsız içki ve cinsel arzunun açıkça ortaya konması olabiliyor. İlle eğlenilecekse bile, yabancı kadınları taciz etmekle Batılı olunmayacağını henüz anlamıyor bazılarımız.

Son derece sert bir dille kanaat liderleri ve siyasiler tarafından kınanması, kamuoyu nezdinde yargılanması gereken zanlılara ne oldu peki? Gözaltına alındıktan sonra, kızlar da şikâyetçi olmayınca (öyle ya, yabancı bir memlekette bir de mahkeme kapılarında uğraş dur!) 57'şer lira ödeyerek serbest bırakıldılar. Buna isyan eden yaklaşık yüz bin kişinin Adalet Bakanlığı'nı dilekçe yağmuruna tuttuğu belirtiliyor. Tabii her fırsatta Türkleri 'iğrenç' olarak göstermeye çalışanlar da harekete geçti. Dünyanın en büyük video paylaşım sitesi Youtube'a yılbaşı taciziyle ilgili birçok görüntü ekleniverdi. Yüz binlerce kez tıklanan videolardan biri siteye İngilizce olarak "Yeni yılda Türkiye'de iğrençlik" başlığıyla eklenince, tepki tüm dünyaya yayıldı: "Yüz milyon kere hayvansınız." "Bunlar insanlığını kaybetmiş hayvanlar." "Ben sizin lanet ülkenizde bulundum, gerçekten siz herkesi taciz edebilirsiniz, kültürünüz apaçık ortada."

Bundan daha da vahimi: 'Tecavüzcüayı2000' koduyla sık sık yazılan yorumlar arasında buraya aktarmakta zorlandığım birçok söz var, mealen şöyle: "O kadar dokunan oluyor hâlâ neşe içinde dans ediyor. Esas o karıya bir şey yapmamak günahtır!" "114 lira peşin verip iki defa yaparım." Birkaç kendini bilmezin alkolün de etkisiyle yaptıkları bu çirkinliğin giderek ideolojisi üretiliyor, bu ayıbı meşrulaştıracak zemin oluşturuluyor.

İmdi hangi yüzle Avrupa'daki ırkçı ve yabancı karşıtlığı kampanyalara itiraz edebilirsiniz? Almanya'da 2006'da suç işleyen gençlerin yüzde 46'sının yabancı kökenli olmasından hareketle Hessen'in Hıristiyan Demokrat başbakanı, seçim kampanyasında 'göçmen kökenli' suçlulara verilen cezaların artırılmasını ve onlar için ıslah kampları kurulmasını isteyebiliyor. Tabii Almanların saldırısına uğrayan yabancıların sayısının her yıl artıyor olmasını hiç ama hiç konu etmeksizin.

Biz ise daha 'yabancı kadın' algılayışımızın çarpıklığını bile konu etmeksizin Avrupa'daki Türkiye ve İslam karşıtlığına hangi dille, hangi kültürel donanımla karşı çıkabiliriz? Evrensel adalete böyle mi ulaşacağız?

zaman



Bu yazı 1,400 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Haziran 2008 'Temel ilkelerin iktidarı'yla evrensel adalet mümkün mü?
    • 3 Haziran 2008 Barış Meclisi'nde, barışın ortak diliyle
    • 27 Mayıs 2008 Adaletin merkez ve çevresi
    • 20 Mayıs 2008 Güneydoğulu dillerde yaşamak
    • 13 Mayıs 2008 Orta Anadolu; Modern yerellikler, çoğul kimlikler
    • 6 Mayıs 2008 Asıl gayrimüslimler çekti bu ittihatçı zihniyetten!
    • 29 Nisan 2008 Adaleti hangi dil ile talep edebiliriz?
    • 22 Nisan 2008 Özgürlük ve barıştan korkanların 'Tam bağımsız Türkiye'si
    • 15 Nisan 2008 Hakikat, ideolojik birimlerle ölçülemez
    • 8 Nisan 2008 İktidardan indiriliş öyküleri: Hep aynı kelimelerle
    • 30 Mart 2008 Ateş ve bahçe
    • 25 Mart 2008 Taraf gazetesi nasıl 'İslamcı ve AKP yanlısı' oldu?
    • 11 Mart 2008 Zalimin diliyle hakkı savunmak
    • 4 Mart 2008 Üniversiteye tarikatlar girecek diye çeteler mi girsin?
    • 19 Şubat 2008 Başörtülüler 'herkes için özgürlük' isteyince...
    • 12 Şubat 2008 Korku tutsaklığından özgür düşünce çıkar mı?
    • 5 Şubat 2008 Ilımlı İslam, laiklik ve 'emperyalizm işbirlikçileri'
    • 31 Ocak 2008 Halkların 'kendi olma özgürlüğü'
    • 29 Ocak 2008 Türbandan korkanlar neden adaletsizlikten korkmuyor?
    • 27 Ocak 2008 Biricik olmak

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,226 µs