En Sıcak Konular

Ömer Lütfü Mete


Ömer Lütfü Mete
0 0 0000

Keçinin azınlık zorbalığı



Kökten batıcı medyanın son buluşu 'çoğunluk zorbalığı' suçlaması, keçi ile koyun meselini hatırlatıyor!

Halk kültürümüz, kendi özrü daha büyük olduğu halde başkasının ayıbını diline dolayanları 'keçi ile koyun' meselinde özetleyiverir: Hendekten atlarken kuyruğu havaya kalkan koyun, keçinin biri tarafından 'anüsün göründü' diye alaya alınır! O keçi ki kuyruğu daim havada ve anüsü daim açık!

TBMM'nin 411 oyla bir serbestlik getirmesi 'çoğunluk zorbalığı' ise aynı rakamın dörtte biriyle yasak için diretenlerinki nasıl bir zorbalıktır? Bir an için, yalancı veya sahici usul eleştirilerini, hatta çoğunluk ve azınlık ölçeklerini hesap dışı tutarak iki isteği mukayese edelim:

Bir taraf 'serbest olsun', öbür taraf ise 'yasak olsun' diyor. Bir konuda serbestlik isteyenlere karşı insaf ve akıl sahiplerinin yöneltebileceği tek geçerli eleştiri olabilir: 'Getirdiğiniz serbestlik, başkalarının özgürlük sınırını delecek...' Bu gerçekten kaçınılmaz ise oturup tartışalım. Bir kız öğrencinin başını şu veya bu şekilde örterek üniversiteye girmesini serbest bırakmak başka birinin özgürlük sınırını nasıl delebilir?

'Efendim başı kapalı olan, açık olana baskı yapabilir...' İnsaf ve akıl sahibinin ileri sürebileceği haklı bir eleştiri, maalesef, bu yasakçı azınlık zorbalarının dilinde gülünç bir bahaneye dönüşüyor. Bir özgürlüğü kötüye kullanma ihtimali, kalıcı yasak gerekçesi olabilir mi? Hukuk devletinde böyle gülünç bir mantık, hele üniversite hocalarının dilinde böyle sefil bir 'kalıcı yasak' gerekçesi bulunabilir mi?

Bu mantıkla gübre üretimi de yasaklanmalıdır! Zira suni gübreden patlayıcı madde yapılabilmekte ve kanlı eylemlerde kullanılabilmektedir. Sen azınlık olarak vehimden gerekçe üretip bir serbestliği, 'Başkalarının özgürlük sınırlarını delmek' diye engelleyip -fiilen- yasağın sürmesine çalışırken zorba olmuyorsun... Çoğunluk sadece sınırlı bir serbestlik getirmeye çalıştığı için zorbalık yapmış bulunuyor!

 'Yok efendim, ben yasağın kalkmasını istiyorum ama usul yanlışları yapılıyor... Ayrıca siz madem yasaklara karşısınız gelin başka alanlarda da gerekli düzenlemeleri yapın. Meselâ Türklüğe hakareti serbest bırakın, Kürt meselesinde bireysel hak ve özgürlükleri tanıyın!' İşte azınlık zorbalığı uzmanlarının suçüstü durumu bu söylemde yatıyor. Baş örterek üniversiteye girmeyi serbest bırakmak ile Türklüğe hakaret etmeyi serbest bırakmak aynı şey öyle mi?

Hele Kürt sorunu dedikleri -asıl tanımı ise 'Şiddeti yöntem olarak benimseyen veya dışlamayan Kürt ırkçılığı' olması gereken- manevra ilgili dayatmaya bakın: 'Bireysel hak ve özgürlükleri tanıyın!' Şu an Kürtlük veya başka bir etnik köken davası güden hangi vatandaşımızın hangi bireysel hak ve özgürlüğü kısıtlıdır?

Türkçe ve Kürtçe diye iki eğitim dilini esas alan, iki resmi dilli devlet yapısına geçiş hakkı mı, yoksa silahlı eylem hakkı mı? Anladık; çoğunluk yıllardır, anüsü daima duran keçinin 'azınlık zorbalığı' karşısında boynu bükük kaldı, yavuz hırsız tarafından sürü gibi güdüldü. Lakin artık 'zorba azınlık' için dahi hayırlı olan bu oyunun bitmesidir!
 
bugün



Bu yazı 1,005 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 7 Temmuz 2008 Kirli bilgi salgınına şüphe ilacı
    • 5 Temmuz 2008 Gelecek masada değilse devlet yoktur
    • 16 Haziran 2008 Herkese bir Ağlama Duvarı
    • 12 Nisan 2008 ‘Mütareke basını’ nasıl bir şey?
    • 14 Şubat 2008 Keçinin azınlık zorbalığı
    • 11 Şubat 2008 KİK medyasının intiharı
    • 9 Şubat 2008 Geçiçi işi kadro sanan laikçi
    • 19 Ocak 2008 Yargının yargısız infazı
    • 1 Şubat 2007 "Derin Çete!"

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,729 µs