En Sıcak Konular

Halim Selim


Halim Selim
0 0 0000

Melekle şeytan arasındaki zaman farkı



 

İncinmelerimizin kabalığa dönüştüğü yerdeyiz…  Yaratılan bu kadar incinmemeli… Yaratılış çaresiz kalır o zaman… Hiç incitilmemesi gereken elde olmadan incitilir…

İlahî denge hayatın her alanında imkânlı olmalı… Sen de pelür inceliği gibi olmasa bile bir defter kâğıdı inceliği kadar yakın ol hayata… Kasap kâğıdı demiyorum, alınma yine… Üzerine yazı yazabilecek bir kâğıt inceliği yeterli şimdilik…

Kelimelerin kâğıda dokunduğu an vücut bulur düşüncen… Senin dışında farklı bir hayatı daha vardır o vücudun… Vücuda gelen her kelime, kaleme şükreder… O’nu yazdığı için…

Düşündüklerini yazmazsan, bir daha düşünemezsin… Dışına çıkarmalısın ki o imgeyi, yeni kelimeleri rahime alabilsin zihin…

Her düşüncenin, imgenin bir bekleme süresi vardır kalpte… Sonra zihne yolculuk başlar… Ve kalem yazar…

( Ağacın ibadetini düşünüyor akan ırmağın kenarında… Kapalı odalarda geçirdiği zamanlar için üzülüyor… Akan berrak suyla abdest alıp ağacın dibinde namaz kılıyor…

Toprağa dokunuyor insan… Ağaca sarılıyor… Ve Allah’ı anıyor… Başka ne isteyebilir ki…

Mutluluk nedir diye sorarlarsa sana işte bu andır… Varlık noktasından kâinata açılmak, eşyanın hakikatini görmek ve bunu kelimelere dökmek Allah’ın bize bahşettiği bir ihsandır…

Seninle birlikte incinen de O’dur… Kalbin sahibi, kelimelerin sırrı, insanın efendisi…

Rahimden çıkan her çocuk O’nun kalemi ile yazar ağaçtan kâğıtlara, ormanlara… Ateşin üzerine yazanlar şeytanın çocuklarıdır… Belki bugün hiç kimse farkında değildir bu gerçeğin… O çocuklar bile bunun daha farkına varamamış olabilirler… Zamanla ateşe dönüşeceklerini bilmiyorlar… Çocuklar…

Sürekli olarak ateşe bakan çocuklar artık suyu göremezler… Ağaçları, ormanları, ateşten ekranlarda seyrederler sadece… Topraktan olan tabiatları değişmeye başlar… Cinler bütün vücutlarını sarar… Bunu gözlerinde fark edebilirsin… Kuyruk sokumlarında bekleyen yılan uyandırılmıştır… Omurgalarından gözlerine kadar yükselmiş oradan dışarı bakmaktadır… Göz göze gelirsiniz birdenbire yılanla… Cennet’ten kovulmuş şeytan o çocuğun gözlerinden sana bakmaktadır şimdi… O an bütün incinmişliklerini unutur ve iblisle mücadele etmeye karar verirsin... Yoksa savunmasız çocuklarını anne babalar kendi elleriyle hiç durup düşünmeden şeytana teslim etmeye devam edeceklerdir… Teknoloji bağımlılığı şeytanın elektromanyetik gücü ile yakından ilgilidir… Aileler önce cep telefonları sonra da bütün ateşten ekranlarla çocuklarını şeytana bağlamakta hiçbir beis görmezler… Onlar için teknoloji bağımlılığı modern bir hayatın imkânları ile eşdeğerdir… Şeytan kendi fiziki özelliklerinin, teknoloji üstünlüğünün, insanlığın yararına olduğunu bütün reklâm endüstrisini kullanarak herkese inandırmıştır… Reklâmcılar, şeytanın akıncılarıdır… Süre kısaldıkça ve hız arttıkça bilin ki orada şeytan vardır…

Çocukları ne olur şeytanın hızına esir etmeyin… Şeytanın hayatınızı hızlandırmasına izin vermeyin… Kâinattaki bütüncül ahengi hayatınızda korumaya gayret edin… Bugün tabiattaki suyu, ağacı, kitabı göremeyen çocuk, yakında sizi de, annesini babasını da göremeyecek, görmek istemeyecektir…

Kâinatın ahenginin yerine şeytanın hızını koymayın… Dünyadaki bütün seküler iktidarlar hızlılarındır… Biz ağacın hızı ile yetinelim şimdilik… Toprağımıza, kalemimize ve kelimelerimize sahip çıkarsak, çocuklar da kurtarılacaktır…

Bu yazıyı ateşin üzerinde okuduktan sonra bir de ince bir kâğıda çıkış alarak rüzgarlı bir ağaç altında yeniden okuyun… Aradaki anlam farkı melekle şeytanın arasındaki zaman farkındandır…



Bu yazı 6,486 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 10 Eylül 2014 İnsanlık tehlikede! Ey mazlumlar!
    • 5 Eylül 2014 Bilinmeyiz biz! Görünmeyiz! ‘Bir’ işaret bekliyoruz!
    • 1 Eylül 2014 Kalbe çağrı! Günah işlemişseniz de gelin! Yeter ki günahı terk edin!
    • 27 Ağustos 2014 Ey ‘nar’ kardeşlerim! Yol bitti!
    • 22 Ağustos 2014 Ey Mehdiyet! Kaldır başını secdeden!
    • 18 Ağustos 2014 Şeytanın ‘Dünya Krallığı’ kime hizmet eder?
    • 11 Ağustos 2014 Kıyam-et!
    • 6 Ağustos 2014 Terk edin sahte şeyhleri, mürşitleri! Kur’an’a dönün yüzünüzü!
    • 31 Temmuz 2014 Ey kabalist sufiler! Süslü cinler! Bildik sizi!
    • 25 Temmuz 2014 Kalbin cihadı başladı!
    • 21 Temmuz 2014 Belki de Ahir Zaman! Ey zalimlerin en zalimi! Hesap zamanı!
    • 14 Temmuz 2014 İşte ‘Mehdiyet’ sırrı! Kur’an ve ‘hidayet’!
    • 9 Temmuz 2014 Fırat, Dicle ve ISIS! Kıyamet alametidir!
    • 4 Temmuz 2014 Ramazan! ‘Oku’duk mu? Kur’an’ı anladık mı?
    • 29 Haziran 2014 Ey Mehdiyet! Kalbimiz ağlıyor!
    • 25 Haziran 2014 Ey mazlumlar! ‘Hakikat’ vakti artık!
    • 21 Haziran 2014 Şam, Kudüs ve İstanbul için fazla zaman kalmamıştır!
    • 17 Haziran 2014 Şirk-etlerin zombileri kapımızda! ‘İslâm’ adına hem de!
    • 12 Haziran 2014 Zaman yaklaştı! Zulme karşı ‘tuğrul kuşu’!
    • 7 Haziran 2014 Rabbim affet!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,731 µs