En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Tartışıyoruz, ama nasıl tartışıyoruz?



Türkiye'de de bir yerlerde hayatın bütün alanlarının dinî kurallara göre tanzim edilmesini isteyen birileri vardır herhalde; hemen her kültür coğrafyasında –din farkı bulunmaksızın- öyle düşünenler bulunuyor çünkü... Türkiye'de dinin hayatın bütün alanlarından çıkarılması gerektiğini düşünenlerin varlığı ise hemen fark edilecek biçimde meydanda; saplantılı tiplerin yazdığı gazetelere bakmak bile yeterli...

Lâiklik işte bu iki görüşü çatışma alanı dışına çıkarma çabasının ürünüdür. İki görüşten de yana değildir lâiklik; ilkini din ve vicdan özgürlüğünü kurumsallaştırarak içine almış, diğerini de dinin devletle bağını kopararak tatmin etmiştir. Din konusunda varlığı bilinen iki farklı eğilimin 'devlet' tarafından kabul edilebilir sınırları çizilmiştir lâiklik ilkesiyle...

Bazı aklıevvellerin ileri sürdükleri “Lâiklik dindışılıktır” tezlerinin aksine, modern devlet dine farklı bakışları yok etmemiş, kendisinin bu konuda neyi ne kadar kabul edebileceğini lâiklik ilkesiyle belirlemiştir.

Sabah'ta Belkıs Kılıçkaya bir hafta boyu süren bir yazı dizisiyle Türk lâikliğinin esinlendiği Fransa'dan fikir adamlarının konuya yaklaşımını sergiledi. Görüşlerine yer verilenlerin hemen hepsi 'lâiklik' konusuyla kitaplık çapta ilgili isimler. Hemen hepsinin Fransa'da –özellikle Nicholas Sarkozy'nin cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra- patlayan 'lâiklik' tartışmalarına fikirleriyle katkıda bulundukları biliniyor.

Dizide ifade edilen görüşleri tek cümleyle özetlemek mümkün değil; çünkü konu bizde birilerinin sandığı gibi tek boyutlu olmaktan çok uzak. Lâikliğin bir tek tanımı bulunmadığı gibi, uygulamanın sınırları da her yerde değişebiliyor. Belkıs Kılıçkaya merakını yalnızca Fransa örneğiyle sınırlı tutmamış, Türkiye'de bilinen uygulamalara bakışlarını da sormuş görüştüğü Fransız fikir adamlarına... Ortak tek ses bu noktada: Türkiye'de üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağını garip bulduklarını saklamamışlar... “Üniversitelerde okuyanlar yetişkin insanlar; yetişkinlerin kılık-kıyafetine karışılmaz” ortak görüşü Fransız filozofların...

Üniversitede 'lâiklik kürsüsü başkanı' unvanıyla dersler veren Jean Baberot'un lâikliğin nasıl anlaşılması gerektiğine dair verdiği 'kürtaj' örneği önemli. Fransa'da kürtaj 1975 yılında yasallaştırıldı; Katolik Kilisesi'nin muhalefetine rağmen... Ancak yasa “Bir doktor dinî veya vicdanî inancı nedeniyle kürtaja karşıysa, bunu yapmama hakkına sahiptir” serbestisi tanımakta. Bazı doktorlar dinî inancına aykırı olduğu için kürtaj yapmıyor Fransa'da. “Hatırlatmak gerekirse” diyor Baberot, “Yasa böylece dinî tercihler ve inançları dikkate almıştır.”

Türkiye'de bazı çevrelerin anlayamadıkları da bu işte: Lâiklik tek tip bir anlayışı ve uygulamayı herkese yaygınlaştıran bir ilke değildir; tam tersine, farklı eğilimleri tatmin etmeyi amaçlayan bir ilkedir. Dini toplumsal hayattan kovmak, ya da dindara diniyle çelişen bir hayat yaşatmak değildir amacı; din ile devletin birbirini etkilememesi ilkenin varlığı için yeterlidir.

Yükseköğretimde başörtüsü yasağı uygulanmayan Fransa'da ortaöğretimde durum ne? Bu sorunun cevabı bizde Aleviler ile birlikte anılan 'din bilgisi' dersini de ilgilendiriyor. Lâik devlet okullarında zorunlu din dersi yok; ancak haftada bir gün (Çarşamba) arzuya bağlı din dersi veriliyor. Buna karşılık bazısı kiliseye bağlı olan çok sayıda özel okul var ve bunlar öğrencilere din dersleri veriyorlar: Din kültürü dersi zorunlu, inanca dair dersler ve uygulamalar seçmeli... Başlarını örtmek isteyen Müslüman kız öğrenciler özel okullara gidiyorlar.

Çözüm, arayan için, bu kadar basit işte. Fransa'da bile...

Bu konuları birkaç saplantılı tipin tekelinden çıkarıp düzeyli bir biçimde tartışma gündemimize sokmak için, Fransa'dan filozof mu ithal etsek, ne yapsak?


yenişafak



Bu yazı 1,167 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,024 µs