En Sıcak Konular

Nedret Ersanel



Nedret Ersanel
0 0 0000

YouTube zarf, Ergenekon mazruf, ‘derinci’ler adres!



AKP içinden dahi kapatılma davasına şaşıran milletvekili, bakan çok…

Keza, kamuoyunu bilgilendirmek, günlük harc-ı âlem okumaların dışında “ne olduğunu” anlatmak için maaş alan kalem erbapları da “şok” geçiriyor!

Samimi duyguları mı bilmem..

Doğruysa, hepsinin ferasetine “maşallah” demek lazım. 

                                                   *   *   *

Kapatılma isteminin gelmek üzere olduğunu klasik işaretlerden okuyanlar, Sayın Başsavcı’nın kısa süre önce, hem de iki kez yaptığı uyarıları delil sayıyorlar.

Çok doğru.. Bunlar işaret fişeğiydi.

Ben işin ciddiyetini, aleni “aydınlatma fişekleri”nden sezecek kadar akıllı değilim.

Benim aklıma birşeyler olacağı, laik kesimin bazı simâlarının özel konuşmaları “YouTube” nâm internet sitesine düşünce gelmişti.

Çünkü, “kim yaptı, nasıl başardı” meraklarından önce, “ne demek istiyorlar” diye düşündüm.

Öyle ya, bu kadar netameli, aynı zamanda “suç” sayılan bir eylem zevk olsun diye yapılmaz.

Bir “mesajı”, bir de “posta adresi” olmalı.

Bu teori doğruysa, uyuyan siyasiler ve meslektaşlardan önce, bu dinleme işini yapanların, kapatılma davasını herkesten önce fark ettiklerini varsayabiliriz!

Meğer “bunu yapmayın” diyorlarmış. 

Kimse onlar?!

                                                    *  *  *

Acaba daha da önceden farkedilmiş olabilir mi gelen kapatma davası?

Muhafazakar basın, örneğin İlhan Selçuk’un savcılık iddianamesinden bir gün önce Cumhuriyet'de yazdığı köşe yazısını, “biliyordu” diye duyurdu.

Okudum.. Pek o kadar emare yok. Zorlama olmuş “biliyordu” demek.

Zaten söylediğim “iyice” önce zamanda davanın sezilmesi hali.

Meselâ… Ergenekon operasyonu bu bağlamda okunabilir mi?

Bu şüpheyi aklıma düşüren Erhan GökselVERSO’nun patronu birkaç kere, hükümetin Ergenekon’la “devlette üst düzey biri veya birilerini kuyruğundan yakaladığını, gözaltında olanların önemsiz olduğunu" söyledi.

Göksel’in bağlantıları "benim" diyecek gazeteciyi kıskandıracak çeşit ve güçtedir.

Ama bu tezi tutup, kapatılma davası ile ilintilendirmek daha farklı bir okuma istiyor. Dediğim gibi ben o kadar zeki değilim.

Benim yerime Ahmet Altan yapmış bunu…

Altan’ın fikirlerine yeşerme olanağı veren “toprağı” sevmem. Erhan Göksel’in de sevdiğini sanmıyorum ama…

Altan iki hafta içinde “darbecilerin” Türkiye’yi "yörüngesinden" saptıracak “korkunç” bir olay planladıklarını düşünüyor!

Bu olursa, “Demokrasi yanlıları da derhal Ergenekon çetesinin 'dışarıda kalanları'nı tutuklayacaktır” diye yazmış.

Acaba Göksel’in “kuyruğu” ile Altan’ın “dışarıda kalanları” aynı kişi(ler) mi?

                                                       *   *   *

İkinci teori de doğruysa, “demokrasiciler” de (?) kapatılmaya karşı Ergenekon kartını oynuyorlar ve durumun farkında olduklarını göstermek için “youtube”dan mesaj gönderiyorlar.

Demek "demokrasicilerin de derini" var!

Biz işinde gücünde sıradan insanların inanamayacağı kadar garip bir durum!

                                                      *   *   *

Kapatılma davasının gündeme düştüğü günün akşamı, bir TV kanalında Prof. Hasan Köni, “askerlerin sessizliğini”, AB ve ABD’nin ordunun siyasete karışmasına gösterdiği reaksiyonlara bağladı.

Açıkça “hissettirdiğine” göre bu yüzden “hukuk yolu” tercih edilmiş.

Mâlum, AB Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleştirirken hep hukukun ve demokrasinin üstünlüğüne gönderme yapıyor ya…

Prof. Köni, “buyrun hukuk yolu” demeye getirdi.

Ama böylece kapatılma davasının bir yerinde ordunun bulunduğunu “ihsas” etti.

Ben aynı fikirde değilim. Ben savcılığın davanın getireceği olası siyasal sonuçlardan çok davanın kendisine bakacağına inanıyorum.

Karineler, delliler, iddianame, raportör, yüksek yargıçlar ve bizatihi mahkeme süreci “hukuk” ve “adalet” demektir.

Öyle olması gerekir.

Ama bu işin başka yönü.

Hoca’nın göndermesini doğru kabul ederseniz, “demokrasiciler”in karşısında ordu ve yüksek yargı var gibi bir durum çıkıyor ortaya.

Dahası her iki kesim de; karşılıklı hamleler, göz korkutmalar ve planlar yaparak bir diğerini sıkıştırmaya çalışıyor gibi oluyor.

Bence bu “optik” bir bozukluk.

Oysa formül basit!..

“Demokrasiciler” gerçekten kim, “Derinciler” gerçekten kim diye sorsak, ah bir de gerçekten yanıtlarını bulsak, mesele çözülmüş olur!

Ama benim aklım bu kadar.

Belki sizin aklınız “kimler” sorusunu bulmaya yardım eder.



Bu yazı 5,266 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 13 Mayıs 2014 Ruslar UFO’larla bizim gibi it dalaşı yapabilir mi?
    • 6 Mayıs 2014 Berlin, Obama’nın (en iyi) arkadaşı değil
    • 29 Nisan 2014 'Manidar Zamanlama'ları Ayarlama Enstitüsü
    • 22 Nisan 2014 Albino çocuk ve beyaz kurdeleli uzaylılar inlere girebilir mi?
    • 15 Nisan 2014 'ABD'den Türkiye çıkışı' yazılır, 'ABD'den sakın çıkma' okunur!
    • 8 Nisan 2014 İsrail yanımıza, Rusya kolumuza, ABD nereye?
    • 31 Mart 2014 Erdoğan'ın yolu 'oralarda' anlaşıldı mı?
    • 25 Mart 2014 Twitter'ı kapatan Facebook'u niye kapatmadı?
    • 17 Mart 2014 Tokalaştığınız el işe yaramaz, diğer el önemli!
    • 10 Mart 2014 Büyük resme çıplak gözle bakılmaz
    • 4 Mart 2014 Dünyanın söküldüğü yer
    • 25 Şubat 2014 Aurens'in raksını Hüseyin alkışlıyor...
    • 11 Şubat 2014 Uçak gemisinden korkabilirsiniz ama büyüğü var
    • 4 Şubat 2014 Angel(a)’nın kanatları ve ışığın askerleri!
    • 28 Ocak 2014 MİT’i kelepçelemekten daha 'sembolik delil' ne olabilir...
    • 21 Ocak 2014 Akdeniz’de Çin-Rus tatbikatı ‘devlet TIR’larını rahatlatır mı?
    • 13 Ocak 2014 Rusya, İran yüzünden Londra'ya elinin tersiyle...
    • 7 Ocak 2014 Enerjiniz olmadan enerjiyi mi kontrol edeceksiniz?
    • 31 Aralık 2013 2014: Bize ne olacaksa, tüm bölgeye o olacak!
    • 24 Aralık 2013 Türkiye'nin canını o yüzden yakıyorlar

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,492 µs