En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

19 Mayıs, ne zaman bayram oldu?



‘Bugün ‘19 Mayıs...’ 19 Mayıs, 12 Eylül askeri darbesine kadar ‘Spor ve Gençlik Bayramı’ idi. 12 Eylül sonrasında, aynı zamanda ‘Atatürk’ü Anma Günü’ olarak da kutlanmaya başlandı.

Yani bugün ‘Spor ve Gençlik Bayramı ve Atatürk’ü Anma Günü.’ 1995 yılının Haziran ayında Nuriye Akman, bizim gazetede, iki sıkı Kemalist tarihçiyle geçmişe dönük unutulmaz bir röportaj gerçekleştirmeseydi, 19 Mayıs’ın ne zamandan beri ‘bayram’ olarak kutlandığını bilmeyecektim.

Cumhuriyet’in 1923’te ilan edilmesine karşın ‘19 Mayıs’, 1937 yılında ‘bayram’ olarak kabul edilmiş.

* * *

Nuriye Akman, İsmet Bozdağ’a soruyor:

‘Sayın Bozdağ, 19 Mayıs Milli Mücadele tarihinde çok önemli bir gün. İlk, ne zaman kutlandı?

- Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe’de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Seydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar.

Birdenbire Atatürk soruyor: ‘Bugün günlerden ne?’ Diyorlar Salı, Çarşamba neyse.

Ayın kaçı: 19’u. Aylardan ne: Mayıs.

‘Ne oldu bugün söyleyin bakalım’ diyor.

Düşünüyorlar, 19 Mayıs’ta ne oldu?’

* * *

Nuriye Akman şaşırıyor. ‘Bilmiyorlar mı? Nasıl olur?’ diyor. Bozdağ devam ediyor:

‘Nasıl bileceksin canım. O zamana kadar 19 Mayıs’ın lafı yok. Onun için soruyor Atatürk. Şimdi bunlar arıyorlar. ‘İzmir’in işgalinin 3’üncü günü’ diyorlar. ‘Ankara mitingi yapılmıştı’ diyorlar. Atatürk ‘değil’ diyor.

‘İsmet Paşa’nın Lozan’dan Gazi’ye çektiği telgraf’ diyorlar.

‘Hayır, o 1923’te, Mayıs’ta değil’ diyorlar. ‘Haliç Konferansı’ diyorlar.

‘İngilizler’le Irak meselesi üzerinde konuşmuştuk’ diyorlar.’

* * *

Akman da bu kez gazeteci merakıyla, ‘Kim anlatıyor bunu size?’ diye araya giriyor.

İsmet Bozdağ yanıtlıyor:

‘Şükrü Kaya anlattı. ‘Terakkiperver Fırka’nın kapatılması da bu aylarda olmuştu’ diyorlar.

Atatürk ‘Bırakın yahu bunları’ diyor. ‘Öyle bir şeydir ki bu, ülkenin kurtuluşudur.’ Yine bulamıyorlar. En sonra Şükrü Kaya hatırlıyor, ‘Bu sizin İstanbul’dan ayrıldığınız gün mü?’ deyince ‘Yaklaştın’ diyor, ‘Samsun’a çıktığımız gün.’ Sonra, ‘Asıl yapacağınız bayram bu’ diyor. Ertesi sene 19 Mayıs’ta Şükrü Kaya’nın tertibiyle 19 Mayıs Bayramı kutlanıyor.

* * *

Atatürk, 19 Mayıs Bayramı’nı iki kez görebilmiş.

Bozdağ’dan dinleyelim:

‘Evet, 1937’de bir görüyor. İkincisinde, yani 38’de Atatürk hasta. Acar motoruyla önce Florya’ya dönüp Boğaz’ın en ucuna kadar gidiyorlar.

Kıyılarda herkes Acar’ı tanıdığı için alkışlıyor, çok memnun oluyor Atatürk fakat yoruluyor. ‘Dönelim’ diyor. Böylece son bayramını da görüyor ama hasta olarak.’

* * *

Nuriye Akman da çoğumuz gibi 19 Mayıs’ın ancak 1937 yılında ‘bayram’ ilan edildiğini öğrenince, bu kez röportaj yapmakta olduğu ikinci tarihçi Cemal Kutay’a dönüyor.

Aralarındaki konuşma aynen şöyle:

‘Sayın Kutay, Atatürk, bunca yıl neden bekledi 19 Mayıs’ı bayram yapmak için?’

‘19 Mayıs, 23 Nisan Hakimiyeti Milliye Bayramı’nın felsefesi içinde ele alındı. Biz Atatürk’ün gazetesi Hakimiyeti Milliye’de 23 Nisan literatürünü yaparken, bunun başlangıç gününün 19 Mayıs olduğunu söylemekle yetiniyorduk. Ayrıca kutlanması hatıra gelmemişti.

19 Mayıs’ın ayrıca bayram olarak kutlanması kararı bence Atatürk’ün hastalığının acı bir gerçek olarak ortaya çıkması ile ilgilidir.

Artık ömrünün kısa olduğu kabul edilince O’nun hayatında önemli olan günler daha derinden anılmaya başlandı.’

* * *

13 Haziran 1995 günü yayınlanan bu röportajın devamında, Cemal Kutay ‘Milli Mücadele Tarihi’nin’, Atatürk’ün ‘Nutuk’una ne kadar yansıyıp, ne kadar yansımadığını tartışıyor. Bunları okuyunca insan düşünüyor, biz bu topraklardaki yakın tarihin gerçek yüzünü acaba ne kadar biliyoruz.

Bugün kutlanmakta olan bayramın, tarihçilerden iki yıl önce öğrendiğimiz hikáyesini bilen kaç kişi var acaba?

Örneğin, siz bu bayramı 1937’den beri kutladığımızın farkında mısınız?

* * *

Türkiye saydamlaştıkça güçlenecek.

Gençlere en azından bu ilkeyi öğretebilsek. ‘Saydam’ olabilmenin, yaşamın en güç ama aynı zamanda ‘en gerekli’ ilkesi olduğunu öğrenmiş bir gençlik, ülkenin gerçek teminatı sayılır çünkü...’

* * *

Bu yazıyı ‘on bir yıl’ önce yazmışım...

Şimdi bir kez daha yayınlıyorum...

Neden mi? Bilgilerimizin eksikliğinin yanı sıra belleğimizin ve tarih bilincimizin zayıflığını bir kez daha görelim diye.
 
 
star



Bu yazı 1,319 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,124 µs