En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Önder Sav’a teşekkür edelim...



CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, Peygamberimizden, asker arkadaşından söz eder gibi, laubali bir şekilde, ‘Muhammed’ diye söz ettiği konuşmanın görüntülerini, önceki gün internet sitelerinde izlemiş ve hemen unutmayı tercih etmiştim.

Fakat, mesele, tercihlere kalmıyor.

Patlıyor...

Unutmak istememde temel saik şuydu:

İnsanoğlu, ‘tecessüs’ün de ittirdiği bir merakla (tecessüs ve merak farklı şeylerdir Hakkı Bey, cehaletime hükmetmeyiniz); hep de, ‘tamamlanmamışa, yetkinsizliğe, düşmüşlüğe’ meyleder.

Leh yazar Witold Gombrowicz’in pornografi tanımı da böyledir.

En kısa tanımlamasıyla pornografi, ‘gizliliğe ve düşmüşlüğe yönelik merakın ortaya çıkması durumu’dur. ‘Öteki’nin (yani dışımızdaki insanın), görülmesini istemediği, yahut bir başkası tarafından görüldüğünde rahatsızlık yaratacak hallerinin, kötücül niyetlerle olmasa da merak edilmesi eylemi...

Bize, Önder Sav’ın derununu (hatta din olgusu karşısındaki durumunu) gösteren görüntüler de pornografi sınırları içine giriyordu.

Konuşma patladığı, daha doğrusu medyada speküle edildiği için yazıyorum.

Dediğim gibi, unutmayı tercih ettiğim, unutulmasının, sürekli hatırlanmasından daha hayırlı olacağına inandığım bir konuşmaydı.

Madem Önder Bey’i ‘parçalamaya’ azmettik, eteğimdeki taşları dökeyim o halde.

Birincisi şu:

Bir kaza olmuştur. ‘Din’le ilişkisini ele veren görüntülerden yola çıkarak Önder Sav hakkında bir yargıda bulunmak, hele beyan sahibini kamuoyu nezdinde ‘parçalanmaya hazır’ hale getirmek istemem.

Bir kazadır diyelim ve unutalım.

İkincisi:

Bu ‘talihsiz kaza’nın mağduru Önder Sav’ı kendi vicdanıyla baş başa bırakalım. Çünkü bundan daha büyük bir ceza düşünemiyorum. CHP’li Yılmaz Ateş’in, ‘deneyimli ve nerede ne konuşacağını bilen bir siyasetçi’ olarak tanımladığı Önder Sav (demek ki nerede ne konuşacağını bilemiyormuş, demek ki o kadar da deneyimli değilmiş!) otursun düşünsün; ‘sahici yüzü’yle, kamuoyuna gösterdiği yüzü arasında bir fark var mı?

Bu farkı kendi vicdanında nasıl tevil ediyor?

Üçüncüsü:

CHP niçin bağımsız hiçbir seçimi kazanamamıştır? Niçin bundan sonra kazanamayacaktır? Cevabını biraz da Önder Sav gibilerin varlığında arayalım.

Dördüncüsü:

Bu bir kazadır ayağına yatalım, CHP’lileri üzmeyelim, tamam da... Bu kazanın hatırlattığı şeyler üzerinde düşünmeyi de ihmal etmeyelim.

Şunu demek istiyorum:

Din ve dindar kimlik, seçkinler nezdinde, hep ‘aşağılanma nedeni’ sayıldı.

Müntesipseniz, bir dinin doğrularını ‘hayat düsturu’ olarak benimsediğinizi söylüyorsanız ve bunu bazı şekil değişiklikleriyle deklare ediyorsanız, kafadan ‘öteki’siniz... Dolayısıyla, aşağılanmaya, tahkir edilmeye, toplum dışına itilmeye razı olmak durumundasınız.

Ve böyle de olmuştur...

Tabii bu, siz buna razı olduğunuz için değil; karşınızdaki sizi oraya ittiği, yahut kendisinde sizi oraya itme hakkı gördüğü için böyledir.

İngerborg Bachmann’ın ‘faşizm’ tanımına ne kadar da uygun.

Hani, ‘Faşizm, iki kişi arasındaki ilişkide başlar’ diyordu ya...

Kızalım, tepkimizi gösterelim, tamam da, bu ‘bakış’ı ya da meşrebinize göre ‘kabul’ü ele verdiği için Önder Sav’a da teşekkür edelim.

star



Bu yazı 1,100 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,712 µs