PKK’nın Güneydoğu’daki etkinliği açısından en kritik döneme girdik.
Önümüzdeki aylarda ortaya çıkacak sonuçlar, terör örgütünün ya gücünü büyük ölçüde eritecek veya tam aksine, arttıracaktır.
İki gelişme, bu açıdan son derece önemlidir ve PKK tarafından büyük bir dikkatle izlenmektedir.
1. GÜNEYDOĞU EYLEM PLANI:
Başbakan tarafından açılan son paket, neresinden bakarsak bakalım çok etkileyicidir. İçindeki kaynaklar abartılı da olsa, zamanın da gerçekleştirilebileceği yolundaki kuşkular çok yaygınlaşsa dahi, bu paket şimdiye kadar açılan 17 paketin en somut ve en önemlisidir.
Türkiye, bunca yıldır ilk defa, bölgeyi kalkındırma yolunda ilk ciddi adımı atmıştır.
Eğitim, Kürtçe’nin kullanımı ve diğer etkinlikleri de katılırsa, bu eylem planı son derece göz kamaştırıcıdır. Gerçekten uygulanması, bırakın tümünü, yarısının tamamlanması dahi büyük bir gelişme sağlar. Güneydoğu halkında “Ankara, Türkiye pastasını artık bizimle de paylaşmaya başladı” izlenimi doğmasına neden olur.
PKK’nın en istemediği de budur.
Bu eylem planının gerçekleşmemesi için şimdi elinden geleni yapacaktır. 1990’larda olduğu gibi, şantiyelere hücum edecek, su yollarına sabotaj düzenleyecek ve ne pahasına olursa olsun durdurmaya çalışacaktır.
Eğer biz karşı çıkmazsak, “PKK engelliyor” deyip işi yavaştan almaya kalkarsak kaybederiz. Aksine üstüne gidersek, PKK’ya inanılmaz bir darbe indirmiş oluruz.
2) KAPATMA DAVALARI:
PKK’nın büyük bir ümitle beklediği diğer gelişme de, AKP ve DTP’nin kapatılmalarıyla ilgili Anayasa Mahkemesi Kararlarıdır.
PKK bu iki partinin de kapatılmasını istemektedir.
Nedeni de çok basit.
Güneydoğu’daki oyların yüzde 55’i AKP’ye gitmiştir. Bu partinin kapatılması, oyların önemli bir bölümünün, eskiden olduğu gibi, tekrar DTP veya başka bir adla kurulacak ve PKK’nın denetiminde çalışacak olan yeni partiye gidecektir.
PKK açısından, AKP’nin kapatılmasının ikinci yararı, Güneydoğu eylem planının ,hiç değilse yavaşlamasına yol açmasıdır.
Hele bir de DTP kapatılırsa, bu memnuniyet daha da artacaktır.
PKK, mesajlarını şimdiden hazırlamaktadır:
“...Görüyorsunuz, Ankara Kürtlerin temsilcilerine tahammül edemiyor. Sizin oylarınızla seçilenleri hemen Meclis’ten atıyor. Siyasete izin vermiyor. Aynı şekilde, Güneydoğu’ya yardım ve yatırım yapılmasını da istemiyor... O zaman da geriye, sadece silahlı mücadele kalıyor. Ey gençler, gelin dağa çıkın, bize katılın...”
Açıkçası PKK, tam bir yol kavşağında.
Onlar da bizim gibi mahkeme kararlarını bekliyor.
Ne garip değil mi?
En hayati sorunumuzu bile pamuk ipliğine bağlamış durumdayız.
Avrupa treni, herşeye rağmen yola devam ediyor
AB aleyhtarları hayal kırıklığına uğrayacaklar, ancak Avrupa treni yoluna devam ediyor. Hem de, herşeye rağmen devam ediyor.
Fransa’nın ayak sürümesine...Türkiye aleyhtarlarının küçük ayak oyunlarına... Türkiye’nin reformlarda gereken adımları hala yeteri hızda atamamasına...AKP’nin tek tutunduğu dal olan AB’yi bir türlü benimseyememesine rağmen, tren durmuyor.
Strasbourg’daki Ortaklık Konseyi, Avrupa Komisyonu’nun ne kadar önemli bir lokomotif olduğunu ve Türkiye’ye verdiği destek sayesinde yol kazasına uğranılmadığını açıkça ve tekrar ortaya koydu.
Komisyon’un Türkiye hakkındaki görüşlerini bir araya toplayan belgeyi okumanızı tavsiye ederim. Son derece gerçekçi bir Türkiye resmi çekilmiş.
İçinde abartılı noktalar bulabilirsiniz.
Bazı eleştirileri paylaşmaya bilirsiniz.
Ancak, eğer Türkiye’nin modern ve bölgede liderlik eden bir ülke olmasının istiyorsanız, AB Komisyonuna önemli oranda hak verirsiniz.
Bizler gibi, Avrupa’da beklemede.
Onlar da, Anayasa Mahkemesi’nin kararını merak ediyorlar. Zira dengeler, ilişkilerin gidişi, çıkacak karardan büyük ölçüde etkilenecek. Önemli dalgalanmalar veya tam aksine trenin hızlanmasıyla karşılaşacağız.
Avrupa Komisyonu ve Konseyinden beklenen, bu aşamada artık araya girmemeleri ve Anayasa Mahkemesinin kararını beklemeleridir. Her açıklama yeni bir gerilim yaratıyor.
AKP hükümetinden beklenen de, artık harekete geçmesi ve özellikle müzakerelerin hızlanması için gereken “açılış kriterlerinin tamamlanmasını ” sağlamasıdır.
Biliyorum, Sayın Babacan bu yaklaşımlara kızıyor. İktidarın elinden geleni yaptığını ve bizlerin sadece muhalefet yapma uğruna, bunları görmezden geldiğimize inanıyor.
Çok yanılıyor.
Avrupa çapasını kaybetmiş bir Türkiye, bölgenin tehlikeli sularında başıboş kalır.
posta
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle