En Sıcak Konular

Emre Aköz


Emre Aköz
0 0 0000

Haysiyetli arkadaşlar



Son yılların en önemli gazetecilik olaylarından biri, hiç kuşkusuz Nokta dergisinin, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in 'Darbe Günlükleri'ni yayınlamasıydı.
Ancak derginin yayın yönetmeni Alper Görmüş gayet açık sözlü ve mütevazı bir tavırla, " Ele geçirdik, demiyoruz. Günlükler bize geldi " demişti.
Başka ülkelerdeki durumu bilmem ama Türkiye'de " araştırmacı gazeteci " olunamaz. Çünkü devletin tekelindeki bilgiye ulaşamazsınız.
Bırakın gazetecileri, o bilgilere milletvekilleri de ulaşamaz.
Peki, ne olur?
O bilgi uygun zamanda verilir. Yani moda tabiriyle servis edilir . "Al bunu yayınla" denilir.
Mesela Emin Çölaşan, mahrem konuları kaleme alan kadın gazetecileri fırçaladığı bir yazısında, " Bunların masasına dosya gelmez " deyivermişti.
Çünkü dosyalar, devletin çeşitli birimlerinden yola çıkan Minik Kuş tarafından Çölaşan'ın masasına kadar getiriliyordu.

Bunları yazmamın sebebi " haysiyetli " gazeteciler:
Hani Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ ile buluşmasını yazdı diye, Taraf gazetesine kızanlar...
Gerçekten "haysiyetli" tipler, çünkü yukarıda anlattığım ' bilginin servis edilmesi' olayını, (çoğu yöneticilik de yaptığı için) gayet iyi bilirler.
Hatta o kadar iyi bilirler ki icabında, " Niye haberi rakibime verdin de bizim gazeteye vermedin " diye apaçık yazarlar.
Tabii şunun da farkındalar: Günümüzde kavga sadece " merkez ve çevre " arasında değil, devletin içinde de sürüyor.
Kapışan odaklar, birbirlerinin aleyhine olacağını düşündükleri bilgileri, "yayınlayacağına emin oldukları medya kuruluşuna" veriyorlar.
Mesela Paksüt ile Başbuğ'un buluştuğu bilgisi Hürriyet'e de ulaşmış. Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu'nun yazdığına göre, Paksüt'e iki kez soruluyor. Paksüt, "Hayır, buluşmadım" diyor.
Haber Taraf gazetesinde yayınlanınca itiraf ediyor: " Evet, buluştum ." Berberoğlu da, " Yargıçların kararlarıyla konuşmaları esastır. Ama daha önemlisi, tam doğruyu söylemeleridir" diyerek yalan söyleyen Paksüt'e sitem ediyor.
Ancak haysiyetli yorumcularımız bütün bunlar olmamış gibi, PaksütBaşbuğ buluşmasını sorgulamak yerine, Taraf'a yükleniyor, komplodan söz ediyor, " Demek ki Paksüt izleniyormuş " diyor.

Haysiyet dağının zirvesine tırmananlar ise Paksüt-Başbuğ buluşması için sanki " normal, olağan, sıradan " bir olaymış gibi, " Canım ne var bunda " diyenler. Diyebilenler.
Paksüt ve Başbuğ'un devlet içindeki konumlarının önemini bir yana bırakıyorum. (O düzeydeki insanların yaptıkları ve söyledikleri hemen her şey haberdir. Hele bugünlerde!)
Buluşmanın şekli bile haysiyetli arkadaşlarımızı harekete geçiremiyor: Bir saat 15 dakika süren görüşmede Genelkurmay'daki güvenlik kameralarının kapatılması ve komuta katının boşaltılması da gayet "normal, olağan, sıradan" bir durummuş. " Canım ne var bunda? "

Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörünü herkesten önce öğrenmek için pantolonlarının ağını yırtanların ya da Erdoğan ile Büyükanıt'ın Dolmabahçe görüşmesinin içeriğini öğrenebilmek için küçük parmaklarını feda etmeye hazır olanların, Paksüt ile Başbuğ'un ne yaptığını merak etmemesi size tuhaf mı geliyor?
Hayır, hayır; tuhaf bulmayın.
Açığı, kapalısı, yarımı, çeyreği, postmoderni ya da yargısalı fark etmez.
Onlar daima darbeden yana olmuştur; elbette sadece ve sadece haysiyet gereği.

sabah



Bu yazı 1,058 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 23 Ağustos 2012 Yeni Anteplere dikkat!
    • 28 Haziran 2012 Suriye aynı zamanda Rusya'dır!
    • 21 Haziran 2012 Bunlar bizi kandırıyor
    • 23 Mayıs 2012 Tek emperyalist ABD mi?
    • 15 Mayıs 2012 Silivri izlenimleri (1)
    • 10 Mayıs 2012 Başkanlık sistemi: Valiyi halk mı seçecek?
    • 6 Mayıs 2012 Aşk olmadan meşk olur mu?
    • 3 Mayıs 2012 Çelişik mesajlar kafa karıştırıyor
    • 27 Nisan 2012 27 Nisan'ın da hesabı sorulacak mı?
    • 24 Nisan 2012 Stalinci olmak suç mu, değil mi?
    • 3 Nisan 2012 PKK'nın vesayet aracı KCK
    • 16 Mart 2012 Aleviler neden Sivas'ı 'yaptıranları' görmek istemez?
    • 9 Mart 2012 Hani kadınları eve kapatacaklardı?
    • 22 Şubat 2012 Seçilmişler, atanmışların kulu değil... Ya seçenler?
    • 16 Şubat 2012 Krizler bitmeyecek
    • 14 Şubat 2012 O ajanlara bir de böyle bakın
    • 10 Şubat 2012 2014 kavgası
    • 8 Şubat 2012 Kemalistler ve İsrail lobisi
    • 5 Şubat 2012 Müsamere kardeşliği
    • 25 Ocak 2012 Kemalistlerin baba kompleksi

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,602 µs