En Sıcak Konular

Ahmet Kekeç


Ahmet Kekeç
0 0 0000

Sizi sandıkta görmek isteriz Latif Bey!



Ümraniye çöplüğünde bulunan bombaları, siyasi cinayetleri, eylem planlarını, ‘e-muhtıra’ları, ‘y-muhtıra’ları ve bilumum darbe girişimlerini ‘hiçbir şey olmamış serinkanlılığıyla’ izleyen güruha, AK Parti MKYK üyesi Abdullatif Şener, nam-ı diğer ‘Latif Abi’ de katıldı.

Dün, NTV’den Murat Akgün’e yaptığı açıklamaları izledim.

Hiç iyi niyetli ve samimi bulmadım.

Uzun, tuhaf, karışık cümleler kurdu.

Ergenekon’a gerekçe üretmek dışında yeni ve orijinal bir şey söylemedi.

Bir de itirafta bulundu: ‘Demirel’le de görüştüm. Herkesle görüşüyorum.’

Demek ki, Sabahattin Önkibar’ın derinlerden süzüp getirdiği haberler doğru.

Demek ki Abdullatif Şener artık siyaset mühendisleriyle düşüp kalkıyor.

Peki bu görüşmeleri ne sıfatla yapıyor?

AK Parti MKYK üyesi kimliğiyle mi? Oluşum kovalayan Abdullatif Şener kimliğiyle mi?

Hadi, partisi türlü gailelerle boğuşurken oluşum kovalıyor ve çok ayıp ediyor... Bunu, dünya üzerinde benzeri görülmemiş ‘Latif Bey genişliği’ne verelim.

Peki, oluşum kovalayacaktı, neden istifa etmiyor?

İstifa etmiyorsa, neden oluşum kovalıyor?

Madem Demirel gibilerle aynı ‘ifrat noktası’nda buluşacaktı, niçin hálá bir ‘çatı’ya gereksiniyor?

Ne yapmak istiyor bu Abdullatif Şener?

Türkiye’de yeni bir siyasete ihtiyaç varmış... Gerilimi düşürmek lazımmış... Yeni bir seçim çözüm olabilirmiş... Sorunlar da ancak, demokrasi içinde halledilebilirmiş...

Hangi sorunlar bunlar?

İşsizlik, pahalılık, terör mü?

Peki, demokrasi sorununu nasıl çözeceğiz? Demokrasiye yönelik tehditleri nasıl bertaraf edeceğiz? Özgürlükler meselesini nasıl hal yoluna koyacağız? Hukuku tesis ederken hangi noktaya istinat edeceğiz? Sandıktan çıkan sonucu hazmedemeyen ve sürekli ‘huzursuzluk’ çıkaran elit bürokrasiyi nasıl dizginleyeceğiz?

Bu soruların cevabı yok.

Latif Bey’in Ergenekon konusunda yaptığı yorum da oldukça manidar:

Sinan Aygün, bazı generaller ve ömrü terörle mücadelede geçmiş bazı insanlar Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınıyormuş... Bu olay ve buna inanmak çok vahim bir durummuş...

Peki, darbe günlüğündeki itiraflar vahim değil miymiş?

Danıştay suikasti...

Hrant Dink cinayeti...

Cumhuriyet gazetesinin bahçesinde patlatılan ‘dost bombalar...’

Silah üzerine yapılan ‘kuva-yı milliye’ yeminleri...

İllegal çalışma grubunun manipülasyon girişimleri...

Darbe çalışmaları...

Miting meydanlarında açılan ‘Ordu göreve’ pankartları...

Bilumum muhtıralar...

Bilumum yargı ve bürokrasi kalkışması...

Bunlar vahim değil miymiş?

Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın ‘ideolojik bir durum değerlendirmesi’nden öte gitmeyen iddianamesi hakkında bugüne kadar bir tek olumsuz cümle sarfetmemiş Abdullatif Şener, uzatılan her mikrofona konuşuyor ve mensubu olduğu partiyi eleştiriyor. Yaptığı eleştiriler, neredeyse malum iddianame hacmine ulaştı.

Daha önce de yazmıştım:

Düşene vurmak kimseye şeref kazandırmaz.

Ergenekon’a mazeret üretmek dışında yeni bir şey söylemeyen Abdullatif Şener de, her fırsatta partisine ve ‘siyaset yasağı’ tehdidiyle karşı karşıya bulunan insanlara vuruyor.

Bu durum ona da şeref kazandırmayacaktır. Girdiği ilk seçimde boyunun ölçüsünü alacaktır.

star



Bu yazı 1,118 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 26 Eylül 2012 Balyoz ve empati
    • 5 Temmuz 2012 Hükümeti ve cemaati çökertecek tek isim
    • 26 Haziran 2012 Ben olsam bu gazetecileri sürerdim cepheye
    • 20 Haziran 2012 Bu yazıyı Kürt kardeşlerim okusun
    • 4 Haziran 2012 Nerede bu inek?
    • 28 Mayıs 2012 Kana kan istermiş!
    • 14 Mayıs 2012 ‘Kes zırvalamayı’
    • 1 Mayıs 2012 Menderes de cami yıktırmış... Ne utanmaz adamlarsınız siz!
    • 20 Nisan 2012 Erol Özkasnak
    • 12 Nisan 2012 Suriye’yle savaşa mı giriyoruz?
    • 10 Mart 2012 ‘Zavallı Başbakan’
    • 29 Şubat 2012 Paşa niçin kendini öptürmedi?
    • 27 Şubat 2012 Bizi yormayın kardeşim
    • 17 Şubat 2012 Siz kimi kandırıyorsunuz?
    • 3 Şubat 2012 Rezil olmaya doymadınız mı?
    • 1 Şubat 2012 İyi ki sivil vesayet varmış, şerrinizden korunuyoruz
    • 19 Ocak 2012 Denktaş’ı diriltmek mi?
    • 14 Ocak 2012 Hangi gazeteciler valiz hazırlıyor?
    • 12 Ocak 2012 Kozinoğlu hakkında korkunç karartma
    • 2 Ocak 2012 İlan ediyorum: Hiç yüzleri kızarmayacak!

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,002 µs