En Sıcak Konular

Fehmi Koru


Fehmi Koru
0 0 0000

Cumhuriyet hiç bu kadar güçlü olmamıştı



Nuriye Akman emekli bir tuğgeneral ile yapmış bu haftanın konuşmasını; böylece askerî çevrelerde yaygın kabul gördüğü anlaşılan görüşlerden derli-toplu bir biçimde haberdar olduk. “Türkiye'nin daha fazla demokrasiye ihtiyacı yok, Cumhuriyet tehdit altında” diyor ezcümle. 22 Temmuz seçimleri, ona göre, bir 'karşı-devrim'... Çankaya'da eşinin başı türbanlı bir cumhurbaşkanı da istemiyormuş...

Ben de onun tam tersine Türkiye'de tehdit altına düşenin demokrasi olduğuna inanıyorum. 22 Temmuz (2007) seçimi halkın yeniden “Yeter söz milletindir” mesajı bana göre. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin, eşinin kılık-kıyafetinden çok, anayasada çerçevesi çizilmiş görevleri konusunda titizliği ve sadakati beni ilgilendiriyor.

Konulara ters köşelerden yaklaşıyoruz, fikirlerimiz uyuşmuyor, birimizin 'Ak' dediğine diğerimiz 'Kara' diyor. Zurnanın zırt dediği yer de burası: Peki, bu durumda kimin dediği geçerli olacak?

“Cumhuriyet tehlikede” diyenlerin kulakları uzunca bir süre “Rap, rap” sesi bekleyedurdu. Gözlerini Meclis'e çevirmek yerine başka istikametler yönünde yoğunlaştılar. Bekledikleri hareketlenme olmayınca kendi başlarına iş çevrimeye kalkışanlar çıktı bu grubun arasından. Önce esas hareketlenmesini istedikleri hassas odağı tahrik edecek eylemler sahneye koydular; bu da işe yaramayınca daha tehlikeli işler çevirmenin yollarını aradılar...

Bugün kamuoyunu meşgul eden operasyon bu çaresizliğin gözler önünde sergilenmiş halidir.

27 Mayıs 1960 darbesi öncesinde dönemin basını tarafından devreye sokulmuş kıyma makinelerinden geçirilmiş Harbiyeliler, Celal Bayar'ın 103 milyonu türü yalan haberler istenilen sonucu getirmişti. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 öncesinde de sağ-sol kavgaları, kitlesel eylemler işe yaradı. 28 Şubat 1997 öncesinde Fadime ve Ali Kalkancı eksenli tartışmalar kamuoyunu hazırlamaya yetti.

Tahrikin sonuç alıp almayacağını ölçmek onlar için mümkün olmalı ki, “Neden kanı dindirmek için daha önce müdahale etmediniz?” sorusuna muhatap edilen 12 Eylül darbecisi, “Darbe için şartların iyice olgunlaşmasını bekledik” cevabını vermişti.

Bu defa da darbe için şartlar iyice olgunlaşsın diye 'darbelerin el kitabı'nda yazılı hemen her yönteme başvuruldu; ancak sonucu gördük: Hareketlendirilmesi beklenenler isteksiz kalınca tahrikçiler arkaları açık yakalanıverdiler...

Bu tespitler bir temel doğruya işaret ediyorsa, belli çevrelerin 'Cumhuriyet' ile 'demokrasi' arasında varolduğunu ileri sürdükleri çelişkiler de, halkın özgürce kullandığı oyun 'karşı-devrime' yol açtığı iddiası da havada kalıyor demektir. Türkiye Cumhuriyeti hiç bugünkü kadar güçlü olmamıştı; Cumhuriyetimizi daha da sağlamlaştırmak istiyorsak, bunun yolu, demokrasimizi daha da güçlendirmekten geçiyor.

Bu gerçek üzerinde birleştikten sonra diğer tâli konularda herkesle konuşup tartışabiliriz. Ülkemizin hep aynı istikamete doğru gitmesini sağlamak için başına at gözlüğü geçirmemiz gerekmiyor elbette; demokrasisi güçlü, kendine güvenen bir Türkiye içte ve dışta çok-yönlü politikalar geliştirmekte hiç zorlanmayacaktır. Ülke çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyecek iktidarlar ancak olgunluğa erişmiş demokrasilerde söz konusu olabiliyor. Bugüne kadar gerçekleştirilen bütün darbelerin aynı yabancı ülkeden esinlenerek sahneye konması, her birinin ardından verilen açık güvenceler de mi düşündürmüyor bu insanları?

Düşündürmesi ve maceracılık peşinde değillerse demokrasiye sahip çıkmaya sevk etmesi lâzım.

Bu sağduyuyu pis işlere karışmamış ve karışmamaya kararlı herkesten bekliyoruz.

yeni şafak



Bu yazı 994 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 Ak Parti kongresinin düşündürdükleri...
    • 28 Eylül 2012 Yalan dünya, hem de ne yalan
    • 23 Eylül 2012 Tartışma sağlık alametidir
    • 20 Eylül 2012 Darbeler, CHP ve Deniz Baykal...
    • 18 Eylül 2012 CHP’nin özrünün anlamı
    • 16 Eylül 2012 Hayasızca saldırının düşündürdükleri
    • 11 Eylül 2012 O da bir gün bitecek...
    • 9 Eylül 2012 Ne olur, ne olamaz...
    • 6 Eylül 2012 Suriye politikasına yeniden bakmak
    • 29 Ağustos 2012 Türkiye Pakistan, Hatay da Peşaver değil...
    • 26 Ağustos 2012 Hayatları oyun
    • 19 Ağustos 2012 Orhan Pamuk tiksiniyormuş, ben acıyorum...
    • 14 Ağustos 2012 Milletvekili neden kaçırılır?
    • 12 Ağustos 2012 ‘Yeni gazetecilik’ denen şey
    • 9 Ağustos 2012 Tuzak varsa tedbir nerede?
    • 3 Ağustos 2012 Komutan tanıklık yaptı
    • 31 Temmuz 2012 Abdullah Gül ‘yeniden’ ha, gerçekten mi?
    • 24 Temmuz 2012 Kılıçdaroğlu siyaseti kirli (mi) görüyor
    • 18 Temmuz 2012 CHP’nin Ak Parti açmazı
    • 17 Temmuz 2012 CHP makas değiştirirken...

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,708 µs