En Sıcak Konular

Mehmet Altan


Mehmet Altan
0 0 0000

‘Birbirimizi onurumuzla soyalım’



‘İncelemeden kanaat sahibi olmak...’ Daha anlaşılır ve doğrudan söylemek gerekirse: ‘Hiç bir halt bilmeden imanına kadar amansızca üfürmek.’ Şimdiki genel tabloyu en iyi bu yansıtmakta...


Buna... Psikolojik savaşın hayásız yalanlarını eklemiyorum... Amacım sadece herhangi bir konuda ‘hiç bir bilgiye sahip olmadığı halde’, kara bir taassupla bağıra çağıra amigoluk yapanlarla ilgili...

* * *

Bu süfli alışkanlıklarla ilgili ‘kara mizah’ deneyimlerim var...

Unutmadığım çarpıcı örneklerden biri şudur:

Kazanması, girmesi zor...

Pahalı, anlı şanlı bir vakıf üniversitesinde, ‘AB’ye atıp tutan bir salon öğrenciye’ ‘Kopenhag Kriterleri’nin ne olduğunu’ sormuştum.

Bir anda derin bir sessizlik oldu.

Dört satırlık Kopenhag Kriterleri’ni sayacak bir babayiğide rastlanmadı... Ama o ana kadar eleştirinin bini bir para idi...

Kopenhag Kriterleri’ni bile merak etme ama esip gürle.

* * *

Aslında bu anlayış her alanda hákim.

Ama şahına AB konusunda rastlıyoruz.

AB’nin ‘bize çifte standart’ uyguladığı...

AB’nin ‘onurumuzla’ oynadığı...

Kısaca tüm üyeleri bir yana koyup, sadece Türkiye’ye karşı hasmane tutumlar aldığı...

Söylenip duruyor.

‘AB web sayfasına’ giren biri bunların külliyen uydurma olduğunu görür ama o ‘emsalsiz merak’ sahibi insanları da bulmak kolay değil.

* * *

Bin defa da söyleseniz, ‘imam bildiğini okuduğu için’ bazı doğrular kim vurduya gidebilir...

Örneğin, AB ile Avrupa farklı şeyler...

AB ‘Avrupa’yı bilgi çağına taşımaya yönelik bir örgütlenme’... Onun için de her üye ile şöyle veya böyle ihtilafları ortaya çıkabiliyor.

Yerinde durmak isteyeni AB itelediği için, aralarında maraza çıkabiliyor...

AB ile Avrupa ayrımı yapınca, kurumları da yerli yerine oturtuyorsun...

AB’nin hükümet organı sayılabilecek ‘AB Komisyonu’ ile Avrupa’nın herhangi bir siyasetçisinin duruşunu da karıştırmıyorsun... Her söyleneni AB söylüyor sanmıyorsun...

* * *

Türkiye’nin iktidarı, muhalefeti, medyası hep birlikte, aslında tek kurtuluş reçetesi olan AB’yi gündemden düşürdüğü için bunlar şimdi tedavülde değil.

Belki de o nedenle ‘AB’nin Bulgaristan’a uyguladığı yaptırım’ hiç bir gazetede ilk sayfada yer almadı... Kimisinde de hiç yoktu.

Hálbuki ‘Türkiye’de yalandan medet uman üfürükçüleri’ utandıracak bir belgeydi...

Ben olsam haberi tereddütsüz ilk sayfaya taşırdım...

* * *

Haber ne?

AB Komisyonu...

Önceki gün yayınladığı bir rapor doğrultusunda Bulgaristan’a yüzlerce milyon dolarlık yardımı askıya aldığını açıkladı.

Komisyon neden Bulgaristan’ı cezalandırdı?

Şimdi, sıkı durun:

‘Yolsuzluk ve örgütlü suçla mücadelede yetersiz kaldığı’ gerekçesiyle...

Bizim ‘iç sömürgeci’ anlayışın yandaşlarının diliyle söylersem:

‘AB, onurlu bir şekilde Bulgarın Bulgar’ı soymasına dayatma getirdi.’

Yolsuzluk da, ‘örgütlü suç’ da AB’nin defalarca hatırlatıp durduğu iki bela...

Bulgaristan’da bela da, burada değil mi?

Ne ki, AB yetkilileri şimdiye kadar ilk kez bir üyeye karşı bu kadar ağır bir dil kullandılar...

Çünkü ‘Bulgar’ın Bulgar’ı bu kadar azimle ‘onurlu’ bir biçimde soymaya devam etmesinden gına geldi.’

AB, yolsuzlukla ve örgütlü suçla mücadele konusunda bir miktar çaba göstermesine ve káğıt üstünde durumun iyi görünmesine rağmen, uygulamada iyi sonuçlar alınamadığını vurguladı.

Komisyon Sözcüsü Johannes Laitenberger, ‘Bu yüzden Komisyon, katılım öncesi fonları yöneten iki devlet kurumunun kullandığı kaynakların askıya alınmasına karar verdi’ dedi.

Ayrıca, raporda, diğer Avrupa Birliği ülkelerinin Bulgaristan’a karşı rahatsızlığının giderek arttığı ve Bulgaristan’da komünizmin yıkılmasından bu yana işlenen 150 mafya cinayetinin birinin bile aydınlanmamış olması eleştirilmekte...

‘Bulgarın Bulgarı soyması’, AB’ye artan bir ivmeyle dert olmakta...

* * *

Birliğin diğer yeni üyesi Romanya ise şimdilik cezadan kurtuldu ama bu ülkede de reformların zayıf kaldığı kaydedildi.

Komisyon raporunda Romanya parlamentosu, eski başbakan ve bazı üst düzey yetkililer hakkındaki yolsuzluk soruşturmasını geciktirdiği için eleştirilmekte...

Demek ki, orada da ‘bırakın onurlu bir biçimde birbirimizi soyalım’ diyenler var...

Avrupa Birliği’nin daha da genişlemesiyle ilgili tartışmaların arttığı bir dönemde Avrupa Komisyonu, yeni üyelere, kurallara uymamaları halinde bunun bedelini ödeyecekleri mesajını veriyor.

Belki bu gelişmeyi Sırbistan’daki gelişmeyle birlikte okumak gerekir...

Onuruyla birbirini soymak...

Onuruyla ‘milliyetçi cinayetler işlemek’...

Onuruyla katillere kahraman muamelesi yapmak...

Bunlar bitmekte...

* * *

Bitirmezsen...

Önce AB Komisyonu...

Zaman içinde de ‘tarih’ sizi çöp tenekesine atıyor.

‘Onurunuzla’ orada çürüyorsunuz...

Çünkü demagojik olarak içi boşaltılarak kullanılan onur, ‘soyguncu ve katillerin’ onuru.

star



Bu yazı 1,141 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 11 Ocak 2012 ‘Tanırım, iyi çocuklar’
    • 9 Ocak 2012 Genelkurmay’a o istihbaratı kim verdi?
    • 6 Ocak 2012 Demokrasi ile ‘biat sistemi’ arasındaki fark
    • 30 Aralık 2011 Bombalama emrini kim verdi?
    • 24 Aralık 2011 Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adresi
    • 16 Aralık 2011 Susurluk’ta faili meçhul reytingi...
    • 14 Aralık 2011 Ergenekon büyürken uyuyamam...
    • 4 Aralık 2011 Şikeci siyasetin kirli çamaşırları
    • 2 Aralık 2011 Var mı bu yasayı çıkaracak babayiğit?
    • 30 Kasım 2011 Yüzde 3 Türkiye’yi keser mi?
    • 29 Kasım 2011 Devlet-ulustan ulus-devlete geçemeyince
    • 23 Kasım 2011 Ergenekon’un farkında mısınız?
    • 21 Kasım 2011 Birinci Cumhuriyet Dersim’dir...
    • 14 Kasım 2011 Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?
    • 9 Kasım 2011 Kararı alkışlıyor, Bakan’ı kutluyorum
    • 3 Kasım 2011 Almanya’daki Türkler, Türkiye’deki Kürtler
    • 31 Ekim 2011 Cinayet işlemeye özgürlük savaşı mı diyorsunuz?
    • 26 Ekim 2011 Hırsızlar da kardeşiniz mi?
    • 20 Ekim 2011 Keşke gerçek bir ordumuz olsaydı...
    • 19 Ekim 2011 Bir İsrailli kaç Filistinliye bedel?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    10,037 µs