En Sıcak Konular

Mahmut Övür


Mahmut Övür
0 0 0000

Ergenekon'un sırrı Susurluk'ta saklı



Herkesin kafasında Ergenekon'la ilgili iki temel soru var.
Bu iş burada bitti mi yoksa devam edecek mi?
Bu tür soruların hiçbir net cevabı yok.
Çünkü bu mücadele bir ülkenin kendi kirli tarihiyle yüzleşmesini gerektiriyor ve kolay bir mücadele değil.
Alın Avrupa ülkelerini...
İtalya, Belçika, Danimarka, Lüksemburg gibi birçok Avrupa ülkesi 70'lerden sonra böyle bir mücadele yürüttü. O ülkelerdeki Gladio örgütlenmesini temizlemek neredeyse 20 yıl sürdü.
Davalar açıldı, kapandı. Soruşturmalar kesintiye uğradı. Savcıların arabaları bombalandı, suikastlar yapıldı.
Hiç de kolay geçmedi.
Bizde daha yeni başlıyor.
10 yıl önce patlayan Susurluk Skandalı bir ilk adımdı. Ama önemli bir adımdı. Susurluk'un önemi şuradan belli, bugün Ergenekon'u çözmek isteyen savcılar bile Susurluk'tan yola çıkarak Ergenekon'u tarif ediyorlar...
Ediyorlar çünkü "Ergenekon'un gerçek sırrı Susurluk'ta saklı."

90'ların "İttihat Terakki"si
Peki, Susurluk ne?
Belki de asıl cevabı aranması gereken soru bu.
Susurluk gerçek anlamda bir "Türk Gladiosu" örneğinin adıdır.
Susurluk, bir anlamda İttihat Terakki'nin 90'lar versiyonudur.
Bu yapı, "devletin gerçek sahibi" düşüncesiyle örgütlenen ve adam öldürmek dahil kendisinde her şeyi yapmaya hak gören bir anlayışa sahip.
Türkiye'nin temel sorunlarının ve tabularının sürmesini isteyen, çözüm önerenleri "yok etmekle" kendini görevli sayan bir anlayış bu.
Bu güçle, 1989 Berlin Duvarı'nın yıkılmasına kadar Türkiye'de faaliyet gösteren NATO eksenli, CIA patentli kontrgerilla gücü arasında sıkı bir ilişki vardı. Sovyet tehdidine karşı uzun yıllar birlikte hareket ettiler.
O dönemlerdeki bütün karanlık olayların altında bu uluslararası "aklın" imzası vardı.
O karanlık olayların çözülmemesinin asıl nedeni de buydu.

"Kürt hareketi" meselesi
89'dan sonra yeni bir dönem başladı. Bu dönemi farklı kılansa, bir "iç mesele" gibi görünen "Kürt Hareketi"nin yükselmesiydi. Kürt meselesi yabancı karanlık güçlerden çok "Türk Gladiosu"nun bir sorunuydu."Türk Gladiosu" Kürt hareketini durdurmak için tek başına harekete geçti.
O yıllarda devletin tepesinden en küçük birimine, mafyacısından korucusuna hemen herkesin işin içine girdiği "düşük yoğunluklu" bir "savaş" başlatıldı.
Susurluk bu hukuk dışı savaşın topyekun adıdır.
Askerin de, polisin de görev aldığı, devlet görevlisiyle mafya babasının iş tuttuğu, sayısız çetenin devlet adına adam öldürdüğü, kumar ve uyuşturucu mafyasının bile "Türkleştirildiği" kirli bir dönemdi Susurluk süreci.
İş zıvanadan çıktığı için de Susurluk'ta bir Mercedes bir kamyona çarptı, daha doğrusu çarptırıldı ve ortaya kirli ilişkiler döküldü.
Ama Türkiye'nin siyasi iradesi o karanlık ilişkiler ağını çözemedi. Daha doğrusu göz yumduğu ve gücü yetmediği için de çözemedi.
Kontrol dışına çıkmış bir avuç özel timci polis ve deşifre olmuş birkaç mafyatik unsur tutuklandı diğerlerine dokunulmadı bile...
Şimdi Ergenekon'la mücadelenin nasıl bir seyir izleyeceği merak ediliyor. Doğrusu işin içine siyasi hesaplar katılmasa bile önümüzde hala bir Kürt Sorunu dururken, bu mücadelenin kolay geçmeyeceği çok açık.
Ama gelinen nokta çok önemli... Çünkü geçmişte her on yılda bir darbelere maruz kalan Türkiye artık her on yılda bir temizlenmek için harekete geçiyor. Dileriz bu son temizlik süreci olur.

Sabah



Bu yazı 981 defa okundu.






Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.





    Diğer köşe yazıları

     Tüm Yazılar 
    • 30 Eylül 2012 AK Parti kongresi ve Barzani
    • 28 Eylül 2012 AK Partili Babuşçu iddialı: Yüzde 55
    • 23 Eylül 2012 CHP'nin 'Balyoz' ikilemi
    • 20 Eylül 2012 Otobüste 200 er
    • 18 Eylül 2012 CHP günahlarından arınıyor
    • 11 Eylül 2012 CHP hâlâ derdini anlatamıyorsa
    • 1 Eylül 2012 Ya silah ya siyaset
    • 30 Ağustos 2012 CHP neden Kürt raporu yazamıyor?
    • 19 Ağustos 2012 Barışı kirletmemek lazım
    • 14 Ağustos 2012 Aygün'ün kaçırılmasında garip sorular
    • 10 Ağustos 2012 Diyarbakır'dan Şemdinli'ye bakmak
    • 24 Temmuz 2012 Üç CHP'li anlaşamıyorsa...
    • 19 Temmuz 2012 CHP'de 'maymuncuk liste' savaşı
    • 18 Temmuz 2012 CHP, zamanın ruhunu yakalar mı?
    • 17 Temmuz 2012 CHP kurultayı gölgede mi kaldı?
    • 8 Temmuz 2012 Siyasetin yeni aktörleri
    • 6 Temmuz 2012 CHP'de kurultay pazarlamacıları
    • 3 Temmuz 2012 Zana'nın demokratik yolu
    • 24 Haziran 2012 Uçak düşürme bir tuzak mı?
    • 19 Haziran 2012 Gülen'in kararı neyin sinyali?

    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,549 µs