0 0 0000

Battı batıyor

Alın size çok önemsiz bir konu daha: Türk halkının yüzde 40'ı tatil yapma imkânı bulamıyormuş! Mevsim geçiyor ya, bilançosunu çıkarmışlar.
"Solcular" çıkmaz ayın son çarşambasında iktidara geldiklerinde eminim bulacaktır, çünkü solcuların "emekçiyi dinlendirme" konusunda muhteşem projeleri vardır! Bu projelerin küçük bir kusuru var: Ne olduklarını biz de bilmiyoruz, solcular da bilmiyorlar...
Zarar yok canım, hele bir Deniz Baykal'ı devirelim, gerisi Allah kerim.
Halkımızın ancak yüzde 7'si "kış tatili" yapmayı biliyormuş. Yurtdışına gitme oranı da yüzde 10.
Yaz tatili yapabilenler de en çok otobüsle gitmeyi tercih ediyorlarmış. Ölü eşek fiyatına uçak bileti bile henüz onların bilinçlerinde yer etmemiş.
Oysa AKP'nin altı yıllık iktidar döneminde Türkiye'de tam beş milyon kişi, beş milyon köylü, uçakla tanıştı, hayatında ilk kez uçağa bindi. Bu bir devrimdir.
Ama işte, köylüyü uçağa bindirince başlar ayak, ayaklar baş oluyorlar! Anlı şanlı bir solcu böyle yazdı.
Belki iktidara gelince herkesi yürütür, böylece eşitlik sağlanır.
Köylüyü "yaz gelince harmanı kaldırmaya memlekete gitme" düzeyinden kurtarıp çoluğuyla çocuğuyla çağdaş ve uygar insanlar gibi tatil yapma bilincine de, gene kapitalistler getirirler.
Kapitalistler de "on sekiz yıldır tatil yapmadım" diye övünme ahmaklığından kurtuluyorlar yavaş yavaş, onlar da adam oluyorlar...
Tatile çıkanların yüzde 46'sı, yani yarıya yakını "kendi otomobiliyle" çıkıyormuş artık!
Bu gelişme, ilerleme ve kalkınma değilse, ben de eşeğim.
Ama memleket battı batıyor, Aydın Doğan'ın adamlarına sorarsanız... Sağlık mağlık olsun, patronun kesesi dolsun, elbet onlara da koklatır.

Hoşgeldin Haşmet
Süleyman Demirel'in bir lafı vardır: "Barışmasını bilmeyen kavga etmesin."
Aramıza, daha doğrusu asıl yuvana hoşgeldin Haşmet. İstersen "hoşdöndün" diyelim.
Öncelikle, "oradan" kurtulduğun için seni kutlarım.
Oranın başını da ayağını da iyi tanırım çünkü... Hepimiz tanırız.
Onlar kendi hırçınlıklarında boğulacaklardır, sen doğrusunu yaptın.
Artık "geçici serüvenlerimizi" gerilerde bırakıp gemilerimizi dinginlik limanına sokma, eve dönme yaşımız geldi çünkü... Benimki on yedi yıl sürmüştü.
Üstelik, kavgalar gürültüler edilmiş olsa da, konuşacak, paylaşacak şeyler hep daha fazladır ikimizin arasında...
Öyle değil mi Hıncal ağabey?
Üç satırcık yazamadın yahu, üç satır, "ben bu adama Atatürk düşmanı dedim, kalbini kırdım, galiba abarttım" diyemedin, bu kadarı yeterdi, özür dilemen gerekmezdi. Canın sağolsun.
Hoşbulduk, hoşgördük Haşmet kardeşim, eminim sen de artık bana "cahil" demezsin. Deli de, küfürbaz de, ama bu haksızlığı yapma.
Çünkü başbakanın dediği gibi hepimiz öleceğiz ve sevgi bakidir. Öyle değil mi Hıncal ağabey, tanıdığım en tatlı faşo?

sabah

 

Bu yazı 1,296 defa okundu.